Turkish sentences from Tatoeba 13

 0    1000 fiche    aleksandra.eska
laste ned mp3 Skriv ut spille sjekk deg selv
 
spørsmålet svaret
Come and see us sometime.
begynn å lære
Bir ara bizi görmeye gel.
Come as soon as possible.
begynn å lære
Mümkün olduğunca kısa sürede gel.
Come in, the door's open.
begynn å lære
Buyrun, kapı açık.
Come on any day you like.
begynn å lære
İstediğin herhangi bir günde gel.
Could I park my car here?
begynn å lære
Arabamı buraya parkedebilir miyim?
Could I sit on the aisle?
begynn å lære
Koridor tarafında oturabilir miyim?
Could you drive Tom home?
begynn å lære
Tom'u eve götürür müsün?
Could you please help me?
begynn å lære
Lütfen bana yardım eder misiniz?
Crime is on the increase.
begynn å lære
Suç artmakta.
Curiosity killed the cat.
begynn å lære
Merak kediyi öldürdü.
Custer refused to listen.
begynn å lære
Custer dinlemeyi reddetti.
Did he tell you anything?
begynn å lære
O size bir şey söyledi mi?
Did I hurt your feelings?
begynn å lære
Duygularını incittim mi?
Did she have a hard time?
begynn å lære
Zor zaman geçirdi mi?
Did you brush your teeth?
begynn å lære
Dişlerini fırçaladın mı?
Did you enjoy the film?
begynn å lære
Filmden hoşlandınız mı?
Did you enjoy your visit?
begynn å lære
Ziyaretinizden zevk aldınız mı?
Did you ever talk to him?
begynn å lære
Onunla hiç konuştun mu?
Did you forget something?
begynn å lære
Bir şey unuttun mu?
Did you go to the doctor?
begynn å lære
Doktora gittin mi?
Did you have fun?
begynn å lære
Eğlendin mi?
Did you pay for the book?
begynn å lære
Kitap için ödeme yaptın mı?
Did you sew this by hand?
begynn å lære
Bunu elle mi diktin?
Did you turn off the gas?
begynn å lære
Gazı kapattın mı?
Didn't you hear a scream?
begynn å lære
Bir çığlık duymadın mı?
Didn't you read the book?
begynn å lære
Kitabı okumadın mı?
Do as you are told to do.
begynn å lære
Sana yapılması söylenildiği gibi yap.
Do it when you have time.
begynn å lære
Zamanın olursa, onu yap.
Do not eat too much cake.
begynn å lære
Çok fazla kek yeme.
Do whatever he tells you.
begynn å lære
O sana her ne söylerse yap.
Do whatever he tells you.
begynn å lære
O sana ne söylerse yap.
Do you also want a shave?
begynn å lære
Sen de tıraş olmak ister misin?
Do you believe his story?
begynn å lære
Onun hikayesine inanıyor musunuz?
Do you believe in ghosts?
begynn å lære
Hayaletlere inanıyor musunuz?
Do you feel like resting?
begynn å lære
Canınız dinlenmek istiyor mu?
Do you have a girlfriend?
begynn å lære
Bir kız arkadaşın var mı?
Do you have a pen on you?
begynn å lære
Yanınızda bir kaleminiz var mı?
Do you have a subway map?
begynn å lære
Bir metro haritan var mı?
Do you have any brothers?
begynn å lære
Hiç erkek kardeşin var mı?
Do you have any children?
begynn å lære
Hiç çocuğun var mı?
Do you have any quarters?
begynn å lære
Hiç çeyrek doların var mı?
Do you have any rock CDs?
begynn å lære
Hiç rock CD'lerin var mı?
Do you have enough money?
begynn å lære
Yeterli paran var mı?
Do you have many friends?
begynn å lære
Çok arkadaşın var mı?
Do you have many hobbies?
begynn å lære
Çok hobin var mı?
Do you know how to drive?
begynn å lære
Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
Do you know what he said?
begynn å lære
Onun ne dediğini biliyor musun?
Do you know what this is?
begynn å lære
Bunun ne olduğunu biliyor musun?
Do you know where she is?
begynn å lære
Onun nerede olduğunu biliyor musunuz?
Do you know who they are?
begynn å lære
Onların kim olduklarını biliyor musunuz?
Do you like French wines?
begynn å lære
Fransız şarapları sever misiniz?
Do you mean what you say?
begynn å lære
Gerçekten onu mu demek istiyorsun?
Do you need an ambulance?
begynn å lære
Bir ambulansa ihtiyacın var mı?
Do you object to my idea?
begynn å lære
Benim fikrime itiraz ediyor musun?
Do you often eat granola?
begynn å lære
Genellikle granola yer misiniz?
Do you plan to go abroad?
begynn å lære
Yurtdışına gitmeyi planlıyor musunuz?
Do you plan to stay long?
begynn å lære
Uzun kalmayı planlıyor musun?
Do you remember his name?
begynn å lære
Onun adını hatırlıyor musun?
Do you talk to your cats?
begynn å lære
Kedilerinle konuşur musun?
Does he come home at six?
begynn å lære
O, eve altıda mı gelir?
Does he need to help her?
begynn å lære
Ona yardım etmesi gerekiyor mu?
Does she always go there?
begynn å lære
O her zaman oraya gider mi?
Does this make any sense?
begynn å lære
Bu mantıklı mıdır?
Does Toshio like Sachiko?
begynn å lære
Toshio Sachiko'yu seviyor mu?
Don't be in such a hurry.
begynn å lære
Böyle acele etmeyin.
Don't be late for school.
begynn å lære
Okula geç kalma.
Don't break the branches.
begynn å lære
Dalları kırma.
Don't change the subject.
begynn å lære
Konuyu değiştirme.
Don't drink so much beer.
begynn å lære
Çok bira içmeyin.
Don't kick the door open.
begynn å lære
Kapıyı tekmeleyerek açmayın.
Don't let go of the rope.
begynn å lære
İpi bırakma.
Don't make fun of others.
begynn å lære
Diğerleriyle alay etmeyin.
Don't make fun of people.
begynn å lære
İnsanlarla alay etmeyin.
Don't make so much noise.
begynn å lære
Bu kadar gürültü yapmayın.
Don't overexert yourself.
begynn å lære
Kendini aşırı yorma.
Don't play baseball here.
begynn å lære
Burada beyzbol oynama.
Don't play in the street.
begynn å lære
Sokakta oynama.
Don't play with that key!
begynn å lære
Bu tuşla oynama!
Don't scare me like that!
begynn å lære
Beni öyle korkutma!
Don't smoke in this room.
begynn å lære
Bu odada sigara içmeyin.
Don't spoil the children.
begynn å lære
Çocuklara yüz verip şımartma.
Don't take it personally.
begynn å lære
Onu kişisel olarak almayın.
Don't throw in the towel.
begynn å lære
Yenilgiyi kabul etmeyin.
Don't try God's patience.
begynn å lære
Allah'ın sabrını denemeyin.
Don't turn off the light.
begynn å lære
Işığı kapatmayın.
Don't worry about my dog.
begynn å lære
Benim köpeğim hakkında endişelenmeyin.
Don't worry about others.
begynn å lære
Diğerleri hakkında endişe etmeyin.
Don't you have a bicycle?
begynn å lære
Bir bisikletin yok mu?
Don't you have any money?
begynn å lære
Hiç paran yok mu?
Don't move from here.
begynn å lære
Buradan ayrılmayın.
Don't you want to go out?
begynn å lære
Dışarı çıkmak istemiyor musun?
Draw a line on the paper.
begynn å lære
Kağıdın üzerine bir çizgi çizin.
Each of them sang a song.
begynn å lære
Onlardan her biri bir şarkı söyledi.
Each player did his best.
begynn å lære
Her oyuncu elinden geleni yaptı.
Education begins at home.
begynn å lære
Eğitim evde başlar.
Either come in or go out.
begynn å lære
Ya içeri gel ya da dışarı git.
Either you or I am right.
begynn å lære
Ya sen yada ben haklıyım.
Emily ate tofu at dinner.
begynn å lære
Emily akşam yemeğinde soya peyniri yedi.
English is easy to learn.
begynn å lære
İngilizce öğrenmek kolaydır.
Enjoy life while you may.
begynn å lære
Çıkarabilirken hayatın tadını çıkarın.
Every house had a garden.
begynn å lære
Her evin bir bahçesi vardı.
Everybody has weaknesses.
begynn å lære
Herkesin zayıflıkları vardır.
Everybody knows his name.
begynn å lære
Herkes onun adını bilir.
Everyone talked about it.
begynn å lære
Herkes o konu hakkında konuştu.
Everything went smoothly.
begynn å lære
Her şey yolunda gitti.
Excuse me for being late.
begynn å lære
Geç kaldığım için beni bağışlayın.
Exercise improves health.
begynn å lære
Egzersiz sağlığı geliştirir.
Fire is always dangerous.
begynn å lære
Ateş her zaman tehlikelidir.
First come, first served.
begynn å lære
İlk gelene ilk servis yapılır.
Flour is made from wheat.
begynn å lære
Un buğdaydan yapılır.
Flour is made into bread.
begynn å lære
Un ekmeğe dönüştürülür.
Ford was poorly educated.
begynn å lære
Ford kötü eğitim gördü.
Four ideas were proposed.
begynn å lære
Dört fikir önerildi.
George married my sister.
begynn å lære
George kız kardeşimle evlendi.
Germs can cause sickness.
begynn å lære
Mikroplar hastalığa neden olabilir.
Get off at the next stop.
begynn å lære
Bir sonraki durakta inin.
Get out of the classroom.
begynn å lære
Sınıftan çıkın.
Get your things together.
begynn å lære
Eşyalarını toparla.
Give me a bottle of wine.
begynn å lære
Bana bir şişe şarap ver.
Give me a coffee, please.
begynn å lære
Bana bir kahve ver, lütfen.
Give me a glass of water.
begynn å lære
Bana bir bardak su ver.
Give me a hand, will you?
begynn å lære
Bana yardımcı ol, olur mu?
Give me a piece of chalk.
begynn å lære
Bana bir parça tebeşir verin.
Give me a piece of paper.
begynn å lære
Bana bir parça kağıt ver.
Give me a sheet of paper.
begynn å lære
Bana bir kağıt verin.
Give me something to eat.
begynn å lære
Bana yiyecek bir şeyler ver.
Give me the bill, please.
begynn å lære
Bana hesabı getir, lütfen.
Give me the same, please.
begynn å lære
Bana aynısını ver lütfen.
Go and see him in person.
begynn å lære
Bizzat git ve onunla görüş.
Good students study hard.
begynn å lære
İyi öğrenciler çok çalışır.
Has the snow stopped yet?
begynn å lære
Kar henüz durdu mu?
Have some tea, won't you?
begynn å lære
Biraz çay al, ne dersin?
Have you eaten lunch yet?
begynn å lære
Öğle yemeğini henüz yedin mi?
Have you ever been on TV?
begynn å lære
Hiç televizyonda çıktın mı?
Have you ever seen a UFO?
begynn å lære
Hiç bir ufo gördünüz mü?
Have you fed the dog yet?
begynn å lære
Henüz köpeği besledin mi?
Have you met him already?
begynn å lære
Zaten onunla tanışıyormuydun?
Have you seen my new car?
begynn å lære
Yeni arabamı gördün mü?
Haven't I met you before?
begynn å lære
Daha önce sizinle tanışmadım mı?
Haven't you gone too far?
begynn å lære
Çok ileri gitmedin mi?
He admitted his mistakes.
begynn å lære
O, hatalarını itiraf etti.
He also was very serious.
begynn å lære
O da çok ciddidir.
He and I walked together.
begynn å lære
O ve ben birlikte yürüdük.
He asked for a cigarette.
begynn å lære
O, bir sigara istedi.
He became a famous actor.
begynn å lære
O, ünlü bir aktör oldu.
He began to be a problem.
begynn å lære
O bir sorun olmaya başladı.
He began to make excuses.
begynn å lære
O, muazaret göstermeye başladı.
He believed in the truth.
begynn å lære
O, gerçeğe inanıyordu.
He bought a plane ticket.
begynn å lære
O bir uçak bileti satın aldı.
He came back from Canada.
begynn å lære
O, Kanada'dan döndü.
He came back last August.
begynn å lære
O, geçen Ağustos ayında geri geldi.
He came down with a cold.
begynn å lære
O, soğuk algınlığına yakalandı.
He came here before noon.
begynn å lære
O buraya öğleden önce geldi.
He can also speak French.
begynn å lære
Ayrıca Fransızca da konuşabilmektedir.
He can speak French well.
begynn å lære
O, Fransızcayı iyi konuşabilir.
He can't be under thirty.
begynn å lære
O otuzdan aşağı olamaz.
He can't have told a lie.
begynn å lære
O, yalan söylemiş olamaz.
He can't make a decision.
begynn å lære
O bir karar veremez.
He caught her by the arm.
begynn å lære
O, onu kolundan yakaladı.
He cut the envelope open.
begynn å lære
O zarfı açmak için kesti.
He denied the accusation.
begynn å lære
O, suçlamayı reddetti.
He did his best to drink.
begynn å lære
İçmek için elinden geleni yaptı.
He did not agree with it.
begynn å lære
O onu kabul etmedi.
He did not die of cancer.
begynn å lære
O kanserden ölmedi.
He did not like children.
begynn å lære
O, çocuklardan hoşlanmıyordu.
He didn't come after all.
begynn å lære
Beklenenin tersine gelmedi.
He died at the age of 70.
begynn å lære
O, yetmiş yaşında öldü.
He discovered a new star.
begynn å lære
Yeni bir yıldız keşfetti.
He disregarded my advice.
begynn å lære
O benim tavsiyemi görmezden geldi.
He does not get up early.
begynn å lære
O, erken kalkmaz.
He doesn't have a sister.
begynn å lære
Onun bir kız kardeşi yok.
He doesn't have any pets.
begynn å lære
Onun hiç evcil hayvanı yok.
He drank a cup of coffee.
begynn å lære
O bir fincan kahve içti.
He drank a lot yesterday.
begynn å lære
O, dün çok içti.
He enjoys playing tennis.
begynn å lære
O tenis oynamaktan hoşlanıyor.
He extinguished the fire.
begynn å lære
O, yangını söndürdü.
He fell and hurt his leg.
begynn å lære
O düştü ve bacağını incitti.
He fell in love with her.
begynn å lære
O, ona aşık oldu.
He fired most of his men.
begynn å lære
O adamlarının çoğunu kovdu.
He found a broken camera.
begynn å lære
O, bozuk bir kamera buldu.
He gave a sigh of relief.
begynn å lære
O rahat bir nefes verdi.
He got them to reject it.
begynn å lære
O onlara onu geri çevirtti.
He got up in the morning.
begynn å lære
O, sabah kalktı.
He got wonderful results.
begynn å lære
O, harika sonuçlar aldı.
He had been there before.
begynn å lære
O daha önce orada bulunmuştu.
He had dinner by himself.
begynn å lære
O, tek başına akşam yemeği yedi.
He had few other friends.
begynn å lære
Onun diğer birkaç arkadaşı vardı.
He had his wallet stolen.
begynn å lære
O, cüzdanını çaldırdı.
He had to clean his room.
begynn å lære
O, odasını temizlemek zorunda kaldı.
He had trouble breathing.
begynn å lære
Nefes alma zorluğu vardı.
He has a good reputation.
begynn å lære
O iyi bir üne sahiptir.
He has already gone home.
begynn å lære
O zaten eve gitti.
He has already had lunch.
begynn å lære
O zaten öğle yemeği yedi.
He has broken the record.
begynn å lære
O, rekor kırdı.
He has got a good camera.
begynn å lære
Onun iyi bir kamerası var.
He has just arrived here.
begynn å lære
O az önce buraya vardı.
He has lots of new ideas.
begynn å lære
Onun çok sayıda yeni fikirleri var.
He has never been abroad.
begynn å lære
O, hiç yurt dışında bulunmadı.
He has never been abroad.
begynn å lære
O hiç yurt dışına gitmedi.
He has never played golf.
begynn å lære
O asla golf oynamadı.
He has no sense of humor.
begynn å lære
Onun espri anlayışı yoktur.
He has nobody to consult.
begynn å lære
Onun danışacak kimsesi yok.
He has written two books.
begynn å lære
O iki kitap yazdı.
He hasn't been here long.
begynn å lære
Uzun süredir burada bulunmadı.
He heard the dog barking.
begynn å lære
Köpeğin havladığını duydum.
He intended to marry her.
begynn å lære
Onunla evlenmek niyetindeydi.
He invited me to a party.
begynn å lære
O beni bir partiye davet etti.
He is a cheerful old man.
begynn å lære
O, neşeli, yaşlı bir adam.
He is a man of character.
begynn å lære
O kişilikli bir insandır.
He is a pretty great guy.
begynn å lære
O oldukça büyük bir adam.
He is a typical Japanese.
begynn å lære
O tipik bir Japon.
He is a very fussy eater.
begynn å lære
O, zor beğenen bir yiyicidir.
He is a very good batter.
begynn å lære
O, çok iyi bir top vurucusu.
He is absent from school.
begynn å lære
O, okulda yok.
He is afraid of swimming.
begynn å lære
O, yüzmekten korkuyor.
He is after a better job.
begynn å lære
O daha iyi bir iş peşinde.
He is after a better job.
begynn å lære
O daha iyi bir iş arıyor.
He is always complaining.
begynn å lære
O her zaman şikayet ediyor.
He is always on the move.
begynn å lære
O sürekli aktif.
He is an intelligent boy.
begynn å lære
O akıllı bir çocuk.
He is anxious to see you.
begynn å lære
O seni görmek için hevesli.
He is as healthy as ever.
begynn å lære
O her zamanki gibi sağlıklı.
He is being very careful.
begynn å lære
O, çok dikkatli davranıyor.
He is by no means bright.
begynn å lære
O, hiçbir şekilde zeki değil.
He is by no means stupid.
begynn å lære
O hiçbir şekilde aptal değil.
He is certain to turn up.
begynn å lære
O, kesin dönecek.
He is crazy about skiing.
begynn å lære
O, kayak yapmak için deli oluyor.
He is deeply in debt now.
begynn å lære
O, şimdi don derece borçlu.
He is eager to go abroad.
begynn å lære
O, yurt dışına gitmek için istekli.
He is employed in a bank.
begynn å lære
O, bir bankada görevlidir.
He is famous as a doctor.
begynn å lære
O bir doktor olarak ünlüdür.
He is good at arithmetic.
begynn å lære
O, aritmetikte iyidir.
He is good at gymnastics.
begynn å lære
O jimnastikte iyidir.
He is in the tenth grade.
begynn å lære
O onuncu sınıfta.
He is known to everybody.
begynn å lære
O, herkes tarafından bilinir.
He is known to everybody.
begynn å lære
O, herkes tarafından tanınır.
He is liked by everybody.
begynn å lære
O herkes tarafından sevildi.
He is lying on the bench.
begynn å lære
O, bankta uzanıyor.
He is not an English boy.
begynn å lære
O bir İngiliz çocuk değildir.
He is not at all foolish.
begynn å lære
O hiçte aptal değil.
He is not up to the task.
begynn å lære
O, iş için uygun değil.
He is nothing but a fool.
begynn å lære
O, bir aptaldan başka bir şey değil.
He is nothing but a liar.
begynn å lære
O yalancıdan başka birşey değil.
He is now short of money.
begynn å lære
Onun şimdi parası yok.
He is opening the window.
begynn å lære
O pencereyi açıyor.
He is playing over there.
begynn å lære
O orada oynuyor
He is rotten to the core.
begynn å lære
O, tamamen bozulmuş.
He is stronger than I am.
begynn å lære
O benden daha güçlüdür.
He is tired, and so am I.
begynn å lære
O yorgun, ve ben de.
He is too tired to study.
begynn å lære
O çalışamayacak kadar çok yorgun.
He is very good at poker.
begynn å lære
O pokerde çok iyidir.
He is wearing sunglasses.
begynn å lære
O güneş gözlüğü takıyor.
He is writing a book now.
begynn å lære
O şimdi bir kitap yazıyor.
He jumped into the water.
begynn å lære
O suya atladı.
He jumped over the hedge.
begynn å lære
O, çitin üzerinden atladı.
He keeps this gun loaded.
begynn å lære
O, bu silahı yüklü bulundurur.
He knew he could not win.
begynn å lære
O kazanamayacağını biliyordu.
He knows a lot of people.
begynn å lære
O, birçok insan tanıyor.
He lay down on the grass.
begynn å lære
O çimin üstüne uzanmıştı.
He leveled his gun at me.
begynn å lære
O, silahını bana doğru çevirdi.
He lifted her to the bed.
begynn å lære
O onu yatağa kaldırdı.
He likes music very much.
begynn å lære
O, müziği çok sever.
He likes to travel alone.
begynn å lære
O tek başına seyahat etmeyi sever.
He lived here for a time.
begynn å lære
O, bir süre burada yaşadı.
He lives next door to us.
begynn å lære
O, bize bitişik yaşıyor.
He looked after the baby.
begynn å lære
O bebekle ilgilendi.
He looked over my report.
begynn å lære
O, raporumu gözden geçirdi.
He looks as poor as ever.
begynn å lære
O, her zamanki gibi fakir görünüyor.
He looks like a good boy.
begynn å lære
O, iyi bir çocuğa benziyor.
He looks like his father.
begynn å lære
O, babasına benziyor.
He looks much better now.
begynn å lære
O, şimdi çok daha iyi görünüyor.
He looks old for his age.
begynn å lære
O, yaşına göre yaşlı görünüyor.
He looks old for his age.
begynn å lære
O yaşına göre yaşlı görünüyor.
He lost his movie ticket.
begynn å lære
O, sinema biletini kaybetti.
He made a fortune in oil.
begynn å lære
O, petrolde bir servet yaptı.
He made a tour of Europe.
begynn å lære
O, bir Avrupa turu yaptı.
He made a will last year.
begynn å lære
O geçen yıl vasiyetini hazırladı.
He married a pretty girl.
begynn å lære
O güzel bir kız ile evlendi.
He may have lost his way.
begynn å lære
O, yolunu kaybetmiş olabilir.
He might change his mind.
begynn å lære
O, fikrini değiştirebilir.
He missed the last train.
begynn å lære
O son treni kaçırdı.
He must be an honest man.
begynn å lære
O, dürüst bir adam olmalı.
He must be the principal.
begynn å lære
O, müdür olmalı.
He must be Tom's brother.
begynn å lære
O Tom'un erkek kardeşi olmalı.
He never stopped writing.
begynn å lære
O, yazmaktan asla vazgeçmedi.
He often walks to school.
begynn å lære
O sık sık okula yürür.
He owns a good few sheep.
begynn å lære
O birkaç iyi koyuna sahiptir.
He painted the door blue.
begynn å lære
Kapıyı maviye boyadı.
He picked up a red stone.
begynn å lære
O kırmızı bir taş aldı.
He plays the guitar well.
begynn å lære
O iyi gitar çalar.
He promised not to smoke.
begynn å lære
O sigara içmemeye söz verdi.
He promised to marry her.
begynn å lære
O, onunla evlenmek için söz verdi.
He put a cap on his head.
begynn å lære
O, kafasına bir kep giydi.
He put his room in order.
begynn å lære
O, odasını düzenledi.
He put on clean trousers.
begynn å lære
O, temiz pantolon giydi.
He put on the black coat.
begynn å lære
O, siyah ceketi giydi.
He put on the red jacket.
begynn å lære
O, kırmızı ceketi giydi.
He put the room in order.
begynn å lære
O, odayı düzenledi.
He quit school last week.
begynn å lære
Okuldan geçen hafta ayrıldı.
He reached for the apple.
begynn å lære
O, elmaya uzandı.
He really makes me angry.
begynn å lære
O beni gerçekten kızdırır.
He resigned as president.
begynn å lære
O, başkan olarak istifa etti.
He said he did not do it.
begynn å lære
O, onu yapmadığını söyledi.
He seems as busy as ever.
begynn å lære
O her zamanki kadar meşgul görünüyor.
He seldom goes to church.
begynn å lære
O nadiren kiliseye gider.
He showed me her picture.
begynn å lære
Bana onun resmini gösterdi.
He slept well last night.
begynn å lære
O, dün gece iyi uyudu.
He slowly raised the gun.
begynn å lære
O, yavaşça silahı kaldırdı.
He stared at the picture.
begynn å lære
O, resme baktı.
He studied for ten years.
begynn å lære
O, on yıl çalıştı.
He studies day and night.
begynn å lære
O, gece gündüz çalışır.
He swam across the river.
begynn å lære
O, nehir boyunca yüzdü.
He tasted the cheesecake.
begynn å lære
O, peynirli kekin tadına baktı.
He taught himself French.
begynn å lære
Kendisine Fransızca öğretti.
He taught me how to swim.
begynn å lære
O, bana yüzmeyi öğretti.
He told me where to shop.
begynn å lære
O bana nerede alışveriş yapacağını söyledi.
He told us to keep quiet.
begynn å lære
O bize sessiz kalmamızı söyledi.
He took a trip to Europe.
begynn å lære
O, Avrupa'ya geziye gitti.
He took his sister along.
begynn å lære
O, kız kardeşini yanında götürdü.
He took off his overcoat.
begynn å lære
O, paltosunu çıkardı.
He took out his passport.
begynn å lære
O, pasaportunu çıkardı.
He took part in the race.
begynn å lære
O, yarışa katıldı.
He tore the paper in two.
begynn å lære
O, kağıdı ikiye ayırdı.
He tried to get up early.
begynn å lære
O, erken kalkmaya çalıştı.
He tried to kill himself.
begynn å lære
Kendini öldürmeye çalıştı.
He tried to learn French.
begynn å lære
Fransızca öğrenmek için gayret etti.
He tried to persuade her.
begynn å lære
O, onu ikna etmeye çalıştı.
He used to be a nice boy.
begynn å lære
O, hoş bir çocuktu.
He used to read at night.
begynn å lære
O geceleri kitap okurdu.
He usually comes in time.
begynn å lære
O genellikle zamanında gelir.
He visited China in 1998.
begynn å lære
O, 1998 yılında Çin'i ziyaret etti.
He waited until she came.
begynn å lære
O, o gelene kadar bekledi.
He walked back and forth.
begynn å lære
İleri geri büyüdü.
He walked past the house.
begynn å lære
O yürüyerek evin yanından geçti.
He wanted to be a farmer.
begynn å lære
O, bir çiftçi olmak istedi.
He wants to go to Africa.
begynn å lære
Afrika'ya gitmek istiyor.
He was a forceful leader.
begynn å lære
O, güçlü bir liderdi.
He was a poet and writer.
begynn å lære
O bir şair ve yazardı.
He was accused of murder.
begynn å lære
O cinayetle suçlandı.
He was alone in the room.
begynn å lære
O, odada yalnızdı.
He was beaten too easily.
begynn å lære
O, çok kolay tenifi.
He was by no means happy.
begynn å lære
O hiçbir şekilde mutlu değildi.
He was completely honest.
begynn å lære
O, tamamen dürüsttü.
He was easily influenced.
begynn å lære
O, kolayca etkilendi.
He was elected president.
begynn å lære
O başkan seçildi.
He was executed as a spy.
begynn å lære
O bir casus olarak idam edildi.
He was exposed to danger.
begynn å lære
O, tehlikeye maruz kaldı.
He was framed for murder.
begynn å lære
O, cinayet yüzünden hapse atılmıştır.
He was held in captivity.
begynn å lære
O, esaret altında tutuldu.
He was here at that time.
begynn å lære
O, o zaman buradaydı.
He was humiliated by her.
begynn å lære
O, onun tarafından aşağılandı.
He was killed in the war.
begynn å lære
O, savaşta öldürüldü.
He was knee-deep in snow.
begynn å lære
O diz boyu karın içindeydi.
He was lying on his back.
begynn å lære
O sırtüstü yatıyordu.
He was paralyzed by fear.
begynn å lære
O korkuyla felç oldu.
He was playing the piano.
begynn å lære
O piyano çalıyordu.
He was small, but strong.
begynn å lære
O küçük, ama güçlüydü.
He was the first to come.
begynn å lære
O ilk varandı.
He was then a boy of ten.
begynn å lære
O, o zaman on yaşında bir çocuktu.
He was very busy all day.
begynn å lære
Bütün gün çok meşguldü.
He was very kind to them.
begynn å lære
O, onlara karşı çok nazikti.
He went aboard the plane.
begynn å lære
O, uçağa bindi.
He went there by himself.
begynn å lære
O, tek başına oraya gitti.
He went there by himself.
begynn å lære
O, oraya kendisi gitti.
He whistled as he walked.
begynn å lære
O yürürken ıslık çaldı.
He will be back tomorrow.
begynn å lære
Yarın geri dönecek.
He will be free tomorrow.
begynn å lære
O yarın boş olacak.
He will come in a moment.
begynn å lære
O, birazdan gelecek.
He will end up in prison.
begynn å lære
O, hapishaneyi boylayacak.
He will go in your place.
begynn å lære
O, senin yerine gidecek.
He will have to go there.
begynn å lære
Oraya gitmek zorunda kalacak.
He will love her forever.
begynn å lære
Onu sonsuza kadar sevecek.
He will not listen to me.
begynn å lære
O, beni dinlemeyecektir.
He will soon return home.
begynn å lære
Yakında eve dönecektir.
He won the next election.
begynn å lære
O, bir sonraki seçimi kazandı.
He wore a light blue tie.
begynn å lære
O, açık mavi kravat takmıştı.
He worked for a rich man.
begynn å lære
Zengin bir adam için çalıştı.
He writes me once a week.
begynn å lære
O bana haftada bir kez yazar.
He wrote to me yesterday.
begynn å lære
O dün bana yazdı.
He'll be glad to see you.
begynn å lære
Seni gördüğüne memnun olacaktır.
He'll be here any moment.
begynn å lære
O, her an burada olacak.
He'll be here until noon.
begynn å lære
O, öğleye kadar burada olacak.
He's a bit of a drunkard.
begynn å lære
O, biraz ayyaştır.
He's a strange character.
begynn å lære
O garip bir kişilik.
He's in bed with the flu.
begynn å lære
O gripten dolayı yatakta.
He's very angry with you.
begynn å lære
O size çok kızgın.
He's very good at guitar.
begynn å lære
O, gitarda çok iyidir.
He’s still sick in bed.
begynn å lære
O, hala yatakta hasta.
Helen, this is my cousin.
begynn å lære
Helen, bu benim kuzenim.
Hello, Tom. Good morning.
begynn å lære
Merhaba, Tom. Günaydın.
Help me with my homework.
begynn å lære
Ev ödevimde bana yardımcı ol.
Help yourself to a drink.
begynn å lære
Kendinize bir içki alın.
Her answer was incorrect.
begynn å lære
Onun cevabı doğru değildi.
Her car is two years old.
begynn å lære
Onun arabası iki yaşında.
Her family is very large.
begynn å lære
Onun ailesi çok geniş.
Her friends call him Ned.
begynn å lære
Arkadaşları onu Ned diyor.
Her hair is turning gray.
begynn å lære
Onun saçı ağarıyor.
Her house is very modern.
begynn å lære
Onun evi çok moderndir.
Her husband is in prison.
begynn å lære
Onun kocası hapiste.
Her speech was excellent.
begynn å lære
Onun konuşması mükemmeldi.
Here is a letter for you.
begynn å lære
İşte senin için bir mektup.
Here, please have a seat.
begynn å lære
Buraya oturun, lütfen.
Here's my account number.
begynn å lære
İşte benim hesap numaram.
Here's some news for you.
begynn å lære
İşte sizin için biraz haber.
His argument was logical.
begynn å lære
Onun argümanı mantıklı idi.
His book was upside down.
begynn å lære
Onun kitabı tersti.
His car is gaining on us.
begynn å lære
Onun arabası bize yaklaşıyor.
His clothes are worn out.
begynn å lære
Onun elbiseleri yıpranmış.
His family is very large.
begynn å lære
Onun ailesi çok geniştir.
His father calls him Tom.
begynn å lære
Onun babası onu Tom olarak çağırır.
His house was burnt down.
begynn å lære
Onun evi yakıldı.
His ideas are up to date.
begynn å lære
Onun fikirleri çağdaş.
His new car is wonderful.
begynn å lære
Onun yeni arabası harika.
His overcoat is worn out.
begynn å lære
Onun paltosu yıpranmış.
His patience is worn out.
begynn å lære
Onun sabrı kalmamış.
His speech was too short.
begynn å lære
Onun konuşması çok kısaydı.
His study faces the park.
begynn å lære
Onun çalışma odası parka bakıyor.
His work is now complete.
begynn å lære
Onun çalışması tam.
His work is washing cars.
begynn å lære
Onun işi arabaları yıkamaktır.
Hitomi looked very happy.
begynn å lære
Hitomi çok mutlu görünüyordu.
Hold on a minute, please.
begynn å lære
Bir dakika bekle, lütfen.
Hold on a moment, please.
begynn å lære
Biraz bekleyin, lütfen.
How about a cup of cocoa?
begynn å lære
Bir bardak kakaoya ne dersin?
How about going swimming?
begynn å lære
Yüzmeye ne dersin?
How about playing tennis?
begynn å lære
Tenis oynamaya ne dersin?
How about tomorrow night?
begynn å lære
Yarın akşama ne dersin?
How did he take the news?
begynn å lære
O haberi nasıl aldı?
How do you feel about it?
begynn å lære
Bu konuda ne hissediyorsunuz?
How do you like New York?
begynn å lære
New York nasıl buluyorsun?
How does he go to school?
begynn å lære
O, okula nasıl gider?
How high is the mountain?
begynn å lære
Dağın yüksekliği nedir?
How is the weather there?
begynn å lære
Orada hava nasıl?
How is the weather today?
begynn å lære
Bugün hava nasıl?
How large is your family?
begynn å lære
Aileniz ne kadar büyük?
How long are you staying?
begynn å lære
Ne kadar kalıyorsun?
How long do we stop here?
begynn å lære
Biz burada ne kadar dururuz?
How long have you waited?
begynn å lære
Ne kadar bekledin?
How long is the stopover?
begynn å lære
Mola ne kadar sürer?
How long may I keep this?
begynn å lære
Bunu ne kadar süre saklayabilirim?
How many caps do you own?
begynn å lære
Kaç tane şapka kazandın?
How much is the bus fare?
begynn å lære
Otobüs ücreti ne kadar?
How much is this T-shirt?
begynn å lære
Bu tişört ne kadar?
How much should they get?
begynn å lære
Ne kadar almalılar.
How much TV do you watch?
begynn å lære
Ne kadar TV izlersin?
How often do you see him?
begynn å lære
Ne sıklıkta onu görürsün?
How tall is your brother?
begynn å lære
Kardeşin ne kadar uzun?
How well do you know Tom?
begynn å lære
Tom'u ne kadar iyi tanıyorsunuz?
I acknowledge my mistake.
begynn å lære
Ben, hatamı kabul ediyorum.
I adhered to my decision.
begynn å lære
Kararıma sadık kaldım.
I admit that he is right.
begynn å lære
Ben onun haklı olduğunu kabul ediyorum.
I agree to your proposal.
begynn å lære
Önerini kabul ediyorum.
I agree with his opinion.
begynn å lære
Ben onun fikrine katılıyorum.
I agreed to the proposal.
begynn å lære
Öneriyi kabul ettim.
I almost caught the fish.
begynn å lære
Neredeyse hiç balık yakalamadım.
I almost didn't meet her.
begynn å lære
Neredeyse onunla hiç buluşmadım.
I am able to drive a car.
begynn å lære
Bir araba sürebilirim.
I am about to leave here.
begynn å lære
Buradan ayrılmak üzereyim.
I am at a loss for words.
begynn å lære
Ne söyleyeceğimi şaşırdım.
I am content with my job.
begynn å lære
İşimden memnunum.
I am glad to be with you.
begynn å lære
Seninle birlikte olduğuma memnunum.
I am interested in music.
begynn å lære
Ben müzikle ilgilenirim.
I am just warming up now.
begynn å lære
Şimdi sadece ısınıyorum.
I am quite all right now.
begynn å lære
Ben şimdi tamamen iyiyim.
I am ready to follow you.
begynn å lære
Seni izlemeye hazırım.
I am sure of her success.
begynn å lære
Onun başarısından eminim.
I am sure of his honesty.
begynn å lære
Ben onun dürüstlüğünden eminim.
I am sure of his victory.
begynn å lære
Onun zaferinden eminim.
I am tired of hearing it.
begynn å lære
Ben onu duymaktan usandım.
I am very poor at sports.
begynn å lære
Sporda çok kötüyüm.
I am watching wild birds.
begynn å lære
Yabani kuşları izliyorum.
I am willing to help you.
begynn å lære
Sana yardım etmeye istekliyim.
I arrived at the station.
begynn å lære
İstasyona vardım.
I arrived here yesterday.
begynn å lære
Dün buraya ulaştım.
I asked him to wait here.
begynn å lære
Onun burada beklemesini rica ettim.
I ate breakfast at eight.
begynn å lære
Sabah kahvaltısını sekizde yedim.
I barely passed the exam.
begynn å lære
Ben zar zor sınavı geçtim.
I barely passed the exam.
begynn å lære
Ben sınavı güçlükle geçtim.
I began living by myself.
begynn å lære
Tek başıma yaşamaya başladım.
I believe you are honest.
begynn å lære
Ben senin dürüst olduğuna inanıyorum.
I bet he doesn't make it.
begynn å lære
Onu yapmayacağına bahse girerim.
I bought a pair of boots.
begynn å lære
Bir çift bot aldım.
I bought a pair of shoes.
begynn å lære
Bir çift ayakkabı aldım.
I bought the TV from her.
begynn å lære
Ondan TV satın aldım.
I can not find my ticket.
begynn å lære
Biletimi bulamıyorum.
I can solve this problem.
begynn å lære
Bu sorunu halledebilirim.
I can't afford a new car.
begynn å lære
Yeni bir arabayı göze alamam.
I can't afford to buy it.
begynn å lære
Onu satın almayı göze alamam.
I can't apologize enough.
begynn å lære
Yeterince özür dileyemiyorum.
I can't approve the plan.
begynn å lære
Ben planı onaylayamam.
I can't do anything else.
begynn å lære
Ben başka bir şey yapamam.
I can't drink this stuff.
begynn å lære
Bu şeyi içemem.
I can't find my suitcase.
begynn å lære
Valizimi bulamıyorum.
I can't give up my dream.
begynn å lære
Hayalimden vaz geçemiyorum.
I can't hide my feelings.
begynn å lære
Duygularımı gizleyemiyorum.
I can't keep up with you.
begynn å lære
Sana ayak uyduramıyorum.
I can't live without you.
begynn å lære
Sensiz yaşayamam.
I can't stand that noise.
begynn å lære
O gürültüye katlanamam.
I can't stand this noise.
begynn å lære
Bu gürültüye katlanamam.
I can't take it any more.
begynn å lære
Artık onu alamam.
I can't talk with people.
begynn å lære
İnsanlarla konuşamam.
I can't thank you enough.
begynn å lære
Sana yeterince teşekkür edemem.
I can't thank you enough.
begynn å lære
Ben yeterince teşekkür edemiyorum.
I can't use this machine.
begynn å lære
Ben bu makineyi kullanamam.
I can't walk any farther.
begynn å lære
Daha ileri yürüyemem.
I can't walk any further.
begynn å lære
Ben daha ileri yürüyemem.
I cannot afford the time.
begynn å lære
Ben zamanı göze alamam.
I cannot lift this stone.
begynn å lære
Bu taşı kaldıramam.
I cannot stand this heat.
begynn å lære
Bu ısıya dayanamam.
I caught cold last month.
begynn å lære
Geçen ay soğuk aldım.
I cook soup in a big pot.
begynn å lære
Ben çorbayı büyük tencerede pişiririm.
I could not speak to him.
begynn å lære
Onunla konuşamadım.
I decided to be a lawyer.
begynn å lære
Bir avukat olmaya karar verdim.
I deny all those charges.
begynn å lære
Ben tüm bu suçlamaları reddediyorum.
I did it against my will.
begynn å lære
Onu kendi irademe karşı yaptım.
I didn't know what to do.
begynn å lære
Ne yapacağımı bilmiyordum.
I didn't mean to do that.
begynn å lære
Onu yapmak istemedim.
I do hope you'll succeed.
begynn å lære
Başaracağınızı umuyorum.
I do not read his novels.
begynn å lære
Ben onun romanlarını okumam.
I do want to go with you.
begynn å lære
Seninle gitmek istemiyorum.
I don't care if it snows.
begynn å lære
Kar yağarsa umursamam.
I don't eat chicken skin.
begynn å lære
Ben tavuk derisi yemem.
I don't feel like eating.
begynn å lære
Canım yemek istemiyor.
I don't feel like joking.
begynn å lære
Canım şaka yapmak istemiyor.
I don't go in for sports.
begynn å lære
Sporla ilgilenmiyorum.
I don't know all of them.
begynn å lære
Onların hepsini tanımıyorum.
I don't know either girl.
begynn å lære
Kızların her ikisini de tanımıyorum.
I don't know either twin.
begynn å lære
İkizlerin hiçbirini tanımıyorum.
I don't know for certain.
begynn å lære
Kesin bilmiyorum.
I don't know her address.
begynn å lære
Onun adresini bilmiyorum.
I don't know how to cook.
begynn å lære
Nasıl pişireceğimi bilmiyorum.
I don't know how to swim.
begynn å lære
Nasıl yüzeceğimi bilmiyorum.
I don't know where to go.
begynn å lære
Nereye gideceğimi bilmiyorum.
I don't like any of them.
begynn å lære
Onların hiçbirinden hoşlanmıyorum.
I don't like long drives.
begynn å lære
Ben uzun araba gezintilerini sevmiyorum.
I don't like the traffic.
begynn å lære
Ben trafiği sevmiyorum.
I don't like this camera.
begynn å lære
Ben bu kamerayı sevmiyorum.
I don't like this jacket.
begynn å lære
Ben bu ceketi sevmiyorum.
I don't like to be alone.
begynn å lære
Yalnız kalmak istiyorum.
I don't mind hot weather.
begynn å lære
Sıcak havadan rahatsız olmam.
I don't mind if it's hot.
begynn å lære
Hava sıcak olsada umurumda değil.
I don't quite follow you.
begynn å lære
Seni tamamen izlemiyorum.
I don't think he'll come.
begynn å lære
Onun geleceğini sanmam.
I don't understand music.
begynn å lære
Ben müzikten anlamıyorum.
I don't want to eat here.
begynn å lære
Burada yemek istemiyorum.
I don't want to go alone.
begynn å lære
Yalnız gitmek istemiyorum.
I doubt if Tom is single.
begynn å lære
Tom'un bekar olup olmadığından şüpheliyim.
I feed my dog once a day.
begynn å lære
Köpeğimi günde bir kez beslerim.
I feel cold this morning.
begynn å lære
Bu sabah üşüyorum.
I feel good this morning.
begynn å lære
Bu sabah iyi hissediyorum.
I feel like another beer.
begynn å lære
Canım bir bira daha istiyor.
I felt like running away.
begynn å lære
Canım kaçmak istedi.
I felt much more relaxed.
begynn å lære
Ben çok daha rahat hissettim.
I felt sorry for the boy.
begynn å lære
Çocuk için üzüldüm.
I found her very amusing.
begynn å lære
Ben onu çok eğlenceli buldum.
I found his house easily.
begynn å lære
Onun evini kolayca buldum.
I gave in to her demands.
begynn å lære
Onun isteklerine boyun eğdim.
I gave some books to him.
begynn å lære
Ona bazı kitaplar verdim.
I gave up eating dessert.
begynn å lære
Tatlı yemeyi bıraktım.
I get depressed at times.
begynn å lære
Zaman zaman depresyona girerim.
I go to a driving school.
begynn å lære
Bir sürücü okuluna gidiyorum.
I go to church every day.
begynn å lære
Her gün kiliseye giderim.
I go to church on Sunday.
begynn å lære
Pazar günü kiliseye giderim.
I go to Hyogo University.
begynn å lære
Hyogo Üniversitesi'ne gidiyorum.
I go to Tokyo University.
begynn å lære
Tokyo Üniversitesine gidiyorum.
I got a hole in my jeans.
begynn å lære
Kotumda bir delik var.
I got her to wash dishes.
begynn å lære
Ona bulaşıkları yıkattım.
I got lost in the forest.
begynn å lære
Ormanda kayboldum.
I got on the wrong train.
begynn å lære
Ben yanlış trene bindim.
I got there just in time.
begynn å lære
Tam zamanında oraya vardım.
I got this book from him.
begynn å lære
Bu kitabı ondan aldım.
I got up early yesterday.
begynn å lære
Ben dün erken kalktım.
I grew up in the country.
begynn å lære
Kırsalda büyüdüm.
I guess we should go now.
begynn å lære
Sanırım şimdi gitmeliyim.
I had a physical checkup.
begynn å lære
Ben bir sağlık kontrolü yaptırdım.
I had a stroke last year.
begynn å lære
Geçen yıl bir inme geçirdim.
I had him do my homework.
begynn å lære
Ona ev ödevimi yaptırdım.
I had him paint my house.
begynn å lære
Ona evimi boyattım.
I had no idea what to do.
begynn å lære
Ne yapacağım konusunda bir fikrim yoktu.
I had the flu last month.
begynn å lære
Geçen ay grip oldum.
I had to fix the toaster.
begynn å lære
Ben tost makinesini tamir etmek zorunda kaldım.
I had to give up my plan.
begynn å lære
Planımdan vazgeçmek zorunda kaldım.
I had two cups of coffee.
begynn å lære
İki fincan kahve içtim.
I handed the mike to him.
begynn å lære
Mikrofonu ona uzattım.
I have a book in my hand.
begynn å lære
Elimde bir kitap var.
I have a good dictionary.
begynn å lære
İyi bir sözlüğüm var.
I have a lot of homework.
begynn å lære
Benim bir sürü ev ödevim var.
I have a lot to do today.
begynn å lære
Bugün yapacak çok işim var.
I have a pain in my foot.
begynn å lære
Ayağımda bir ağrı var.
I have a rash on my neck.
begynn å lære
Boynumda bir kızarıklık var.
I have a sharp pain here.
begynn å lære
Benim burada keskin bir ağrım var.
I have a slight headache.
begynn å lære
Hafif bir baş ağrım var.
I have a stupid question.
begynn å lære
Aptalca bir sorum var.
I have an ache in my arm.
begynn å lære
Kolumda bir ağrı var.
I have an identical twin.
begynn å lære
Benim bir tek yumurta ikizim var.
I have broken my glasses.
begynn å lære
Gözlüğümü kırdım.
I have caught a bad cold.
begynn å lære
Kötü bir soğuk algınlığına yakalandım.
I have confidence in Ken.
begynn å lære
Ken'e güvenim var.
I have decided to retire.
begynn å lære
Emekli olmaya karar verdim.
I have drunk all my milk.
begynn å lære
Bütün sütümü içtim.
I have few English books.
begynn å lære
Birkaç İngilizce kitabım var.
I have found another job.
begynn å lære
Ben başka bir iş buldum.
I have good news for you.
begynn å lære
Senin için iyi haberim var.
I have just arrived here.
begynn å lære
Ben az önce buraya vardım.
I have lost all my money.
begynn å lære
Bütün paramı kaybettim.
I have many things to do.
begynn å lære
Yapacak çok şeyim var.
I have never been abroad.
begynn å lære
Hiç yurt dışında bulunmadım.
I have no homework today.
begynn å lære
Bugün ev ödevim yok.
I have no one to help me.
begynn å lære
Bana yardım edecek kimsem yok.
I have no plans at all.
begynn å lære
Hiç planım yok.
I have nothing to do now.
begynn å lære
Şu an yapacak bir şeyim yok.
I have seen a panda once.
begynn å lære
Bir keresinde bir panda gördüm.
I have seen a UFO before.
begynn å lære
Daha önce bir UFO gördüm.
I have some chores to do.
begynn å lære
Yapacak bazı ev işlerim var.
I have to brush my teeth.
begynn å lære
Dişlerimi fırçalamak zorundayım.
I have to cover his loss.
begynn å lære
Onun kaybını karşılamak zorundayım.
I have to do my homework.
begynn å lære
Ev ödevimi yapmalıyım.
I have to get some sleep.
begynn å lære
Biraz uyumalıyım.
I have to go to the bank.
begynn å lære
Bankaya gitmek zorundayım.
I have to help my mother.
begynn å lære
Anneme yardım etmek zorundayım.
I have to study Japanese.
begynn å lære
Japonca çalışmak zorundayım.
I have to walk to school.
begynn å lære
Okula yürümek zorundayım.
I have worn out my shoes.
begynn å lære
Ayakkabılarımı eskittim.
I haven't met him before.
begynn å lære
Daha önce onunla karşılaşmadım.
I hear footsteps outside.
begynn å lære
Dışarıda ayak sesleri duyuyorum.
I heard an unusual sound.
begynn å lære
Ben sıradışı bir ses duydum.
I heard someone knocking.
begynn å lære
Birinin kapıyı çaldığını duydum.
I heard the boys singing.
begynn å lære
Ben erkek çocukların şarkı söylediğini duydum.
I helped her wash dishes.
begynn å lære
Ona bulaşıkları yıkaması için yardım ettim.
I hope it rains tomorrow.
begynn å lære
İnşallah yarın yağmur yağar.
I hope she will get well.
begynn å lære
Umarım iyileşecektir.
I hope that I'll see her.
begynn å lære
Onu göreceğimi umuyorum.
I hope you get well soon.
begynn å lære
İnşallah yakında iyileşirsin.
I hope you get well soon.
begynn å lære
Umarım kısa zamanda sağlığına kavuşursun.
I hung my hat on the peg.
begynn å lære
Şapkamı kancaya astım.
I invited all my friends.
begynn å lære
Bütün arkadaşlarımı davet ettim.
I invited Jane to dinner.
begynn å lære
Jane'i akşam yemeğine davet ettim.
I just finished the work.
begynn å lære
Az önce işi bitirdim.
I keep a diary every day.
begynn å lære
Ben her gün bir günlük tutuyorum.
I know both of the girls.
begynn å lære
Kızların her ikisini tanıyorum.
I know he is watching me.
begynn å lære
Onun beni izlediğini biliyorum.
I know nothing about her.
begynn å lære
Ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
I know that you are busy.
begynn å lære
Ben sizin meşgul olduğunuzu biliyorum.
I know what your game is.
begynn å lære
Senin oyununun ne olduğunu biliyorum.
I know who likes Sachiko.
begynn å lære
Sachiko'yu kimin sevdiğini biliyorum.
I learned a lot from him.
begynn å lære
Ondan çok şey öğrendim.
I left my key in my room.
begynn å lære
Anahtarımı odamda bıraktım.
I left out two sentences.
begynn å lære
İki cümleyi atladım.
I lent the record to Ken.
begynn å lære
Plağı Ken'e verdim.
I like English and music.
begynn å lære
İngilizce ve müziği severim.
I like English very much.
begynn å lære
İngilizceyi çok severim.
I like my meat well done.
begynn å lære
Etimi iyi pişmiş severim.
I like oranges very much.
begynn å lære
Portakalları çok severim.
I like playing the piano.
begynn å lære
Piyano çalmayı seviyorum.
I like that singer a lot.
begynn å lære
O şarkıcıdan çok hoşlanırım.
I like that tie of yours.
begynn å lære
Senin o kıravatını seviyorum.
I like the way you smile.
begynn å lære
Gülümseme tarzını seviyorum.
I like to be spontaneous.
begynn å lære
Doğal olmak isterim.
I like to ride on trains.
begynn å lære
Ben trenlere binmekten hoşlanırım.
I looked down at the sea.
begynn å lære
Ben denize baktım.
I looked him in the eyes.
begynn å lære
Onun gözlerine baktım.
I looked in the cupboard.
begynn å lære
Ben dolaba baktım.
I lost my notebook today.
begynn å lære
Bu gün dizüstü bilgisayarımı kaybettim.
I lost my wife last year.
begynn å lære
Karımı geçen sene kaybettim.
I lost your mail address.
begynn å lære
E-posta adresinizi kaybettim.
I love my yellow sweater.
begynn å lære
Ben sarı kazağımı seviyorum.
I love to collect stamps.
begynn å lære
Pul toplamayı seviyorum.
I love you more than her.
begynn å lære
Seni ondan daha çok seviyorum.
I made a serious mistake.
begynn å lære
Ciddi bir hata yaptım.
I made him open the door.
begynn å lære
Ona kapıyı açtırdım.
I made my son a new suit.
begynn å lære
Oğluma yeni bir takım elbise yaptım.
I make too many mistakes.
begynn å lære
Ben çok hata yaparım.
I met a friend of Mary's.
begynn å lære
Mary'nin bir arkadaşı ile karşılaştım.
I met Fred on the street.
begynn å lære
Ben sokakta Fred'e rastladım.
I met her on my way home.
begynn å lære
Evime giderken onunla karşılaştım.
I met her three days ago.
begynn å lære
Üç gün önce ona rastladım.
I met him at the station.
begynn å lære
Onunla istasyonda tanıştım.
I met him on my way home.
begynn å lære
Evime giderken ona rastladım.
I met him the day before.
begynn å lære
Ben bir gün önce onunla tanıştım.
I met Jane the other day.
begynn å lære
Geçenlerde Jane ile karşılaştım.
I met Jane the other day.
begynn å lære
Bir kaç gün önce Jane ile karşılaştım.
I met the prince himself.
begynn å lære
Prensin kendisiyle buluştum.
I might flunk the course.
begynn å lære
Kurda başarısız olabilirim.
I must decide what to do.
begynn å lære
Ne yapacağıma karar vermeliyim.
I must have it shortened.
begynn å lære
Onu kısalttırmalıyım.
I must help these people.
begynn å lære
Bu insanlara yardım etmeliyim.
I must renew my passport.
begynn å lære
Pasaportumu yenilemeliyim.
I never saw him in jeans.
begynn å lære
Onu asla pantolonlu olarak görmedim.
I never work on weekends.
begynn å lære
Hafta sonları asla çalışmam.
I often go to the movies.
begynn å lære
Sık sık sinemaya giderim.
I only did as I was told.
begynn å lære
Ben sadece bana söylenileni yaptım.
I opened the door slowly.
begynn å lære
Kapıyı yavaşça açtım.
I ordered two hamburgers.
begynn å lære
İki hamburger sipariş ettim.
I ordered you to get out.
begynn å lære
Sana çıkmanı emrettim.
I owe him 10 dollars.
begynn å lære
Ona on dolar borçluyum.
I paid 10 dollars for it.
begynn å lære
Ben onun için on dolar ödedim.
I paid $200 for this bag.
begynn å lære
Bu çanta için 200 dolar ödedim.
I put cream in my coffee.
begynn å lære
Kahveme krema koyarım.
I ran as fast as I could.
begynn å lære
Elimden geldiğince hızlı koştum.
I ran into an old friend.
begynn å lære
Ben eski bir arkadaşa rastladım.
I read an exciting story.
begynn å lære
Ben heyecan verici bir hikaye okudum.
I read the letter to him.
begynn å lære
Mektubu ona okudum.
I received an invitation.
begynn å lære
Bir davetiye aldım.
I recognized him at once.
begynn å lære
Ben onu derhal tanıdım.
I regard him as an enemy.
begynn å lære
Onu bir düşman olarak görüyorum.
I regret that I told you.
begynn å lære
Sana söylediğime pişmanım.
I returned home by train.
begynn å lære
Eve trenle döndüm.
I rushed out of my house.
begynn å lære
Ben evimden dışarı koştum.
I sat waiting on a bench.
begynn å lære
Bir bankta beklerken oturdum.
I saw a man with a child.
begynn å lære
Adamı bir çocukla birlikte gördüm.
I saw her clean the room.
begynn å lære
Onun odayı temizlediğini gördüm.
I saw her enter the room.
begynn å lære
Onun odaya girdiğini gördüm.
I saw her play the piano.
begynn å lære
Onun piyano çaldığını gördüm.
I saw him cross the road.
begynn å lære
Onun yolu geçtiğini gördüm.
I saw the movie on video.
begynn å lære
Filmi videoda izledim.
I saw them play baseball.
begynn å lære
Onların basketbol oynadığını gördüm.
I see a bird on the roof.
begynn å lære
Çatıda bir kuş görüyorum.
I see a book on the desk.
begynn å lære
Masanın üstünde bir kitap görüyorum.
I seldom go to a library.
begynn å lære
Nadiren bir kütüphaneye giderim.
I shared a room with him.
begynn å lære
Odamı onunla paylaştım.
I shouldn't have done it.
begynn å lære
Onu yapmamalıydım.
I smell something rotten.
begynn å lære
Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.
I stared her in the face.
begynn å lære
Onun yüzüne baktım.
I stayed home for a week.
begynn å lære
Evde bir hafta kaldım.
I study Japanese history.
begynn å lære
Japon tarihi çalışıyorum.
I suppose he's gone home.
begynn å lære
Sanırım o eve gitti.
I taught him how to swim.
begynn å lære
Ona nasıl yüzeceğini öğrettim.
I telephoned her at once.
begynn å lære
Onu derhal aradım.
I think he can't do that.
begynn å lære
Sanırım o onu yapamaz.
I think he is a good man.
begynn å lære
Sanırım o iyi bir adam.
I think it will be sunny.
begynn å lære
Sanırım hava güneşli olacak.
I think it won't succeed.
begynn å lære
Sanırım başarılı olmayacak.
I think it's a good idea.
begynn å lære
Ben onun iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum.
I think it's around here.
begynn å lære
Sanırım o bu civarda.
I think it's worth a try.
begynn å lære
Onun denemeye değer olduğunu düşünüyorum.
I think it's worth a try.
begynn å lære
Sanırım o denemeye değer.
I think she can't answer.
begynn å lære
Sanırım o cevap veremez.
I think that he is right.
begynn å lære
Ben onun haklı olduğunu düşünüyorum.
I think that Tom is kind.
begynn å lære
Tom'un nazik olduğunu düşünüyorum.
I think this tastes good.
begynn å lære
Sanırım bunun tadı iyi.
I thought of a good idea.
begynn å lære
İyi bir fikir düşündüm.
I thought she was pretty.
begynn å lære
Onun güzel olduğunu düşündüm.
I took part in the party.
begynn å lære
Ben partiye katıldım.
I usually get up at 6:00.
begynn å lære
Ben genellikle saat 6:00 da kalkarım.
I usually wake up at six.
begynn å lære
Genellikle saat altıda kalkarım.
I usually walk to school.
begynn å lære
Ben genellikle okula yürürüm.
I visited Tony yesterday.
begynn å lære
Dün Tony'yi ziyaret ettim.
I waited for ten minutes.
begynn å lære
On dakika bekledim.
I walked across the park.
begynn å lære
Ben park boyunca yürüdüm.
I walked along the river.
begynn å lære
Ben nehir boyunca yürüdüm.
I walked toward the park.
begynn å lære
Ben parka doğru yürüdüm.
I want something to read.
begynn å lære
Okumak için bir şey istiyorum.
I want this suit cleaned.
begynn å lære
Bu takımın temizlenmesini istiyorum.
I want to be an engineer.
begynn å lære
Bir mühendis olmak istiyorum.
I want to climb Mt. Fuji.
begynn å lære
Mt. Fuji'ye tırmanmak istiyorum.
I want to eat fresh fish.
begynn å lære
Taze balık yemek istiyorum.
I want to enter the club.
begynn å lære
Kulübe girmek istiyorum.
I want to feel important.
begynn å lære
Önemli hissetmek istiyorum.
I want to make her happy.
begynn å lære
Onu mutlu etmek istiyorum.
I want to read this book.
begynn å lære
Bu kitabı okumak istiyorum.
I want to see them again.
begynn å lære
Onları tekrar görmek istiyorum.
I want to think about it.
begynn å lære
Ben onun hakkında düşünmek istiyorum.
I wanted him to go there.
begynn å lære
Onun oraya gitmesini istedim.
I wanted to surprise her.
begynn å lære
Ona sürpriz yapmak istedim.
I was a little surprised.
begynn å lære
Biraz şaşırdım.
I was afraid I'd be late.
begynn å lære
Geç kalmaktan korktum.
I was asked to wait here.
begynn å lære
Benim burada beklemem istendi.
I was at a movie theater.
begynn å lære
Ben sinemadaydım.
I was aware of that fact.
begynn å lære
Ben gerçeğin farkındaydım.
I was born in the winter.
begynn å lære
Ben kışın doğdum.
I was caught in a shower.
begynn å lære
Bir duşta mahsur kaldım.
I was caught in the rain.
begynn å lære
Yağmura yakalandım.
I was eating dinner then.
begynn å lære
O zaman akşam yemeği yiyordum.
I was frozen to the bone.
begynn å lære
İliklerime kadar dondum.
I was given a new jacket.
begynn å lære
Bana yeni bir ceket verildi.
I was in Tokyo yesterday.
begynn å lære
Dün Tokyo'daydım.
I was late for the train.
begynn å lære
Tren için geç kaldım.
I was on a trip to India.
begynn å lære
Hindistan'a bir geziye gittim.
I was on time for dinner.
begynn å lære
Akşam yemeği için zamanında geldim.
I was raised in Yokohama.
begynn å lære
Yokohoma'da yetiştirildim.
I was robbed of my purse.
begynn å lære
Cüzdanım soyuldu.
I was scratched by a cat.
begynn å lære
Ben bir kedi tarafından tırmalandım.
I was thinking about you.
begynn å lære
Senin hakkında düşünüyordum.
I was too happy to sleep.
begynn å lære
Uyuyamayacak kadar çok mutluydum.
I was too tired to stand.
begynn å lære
Ayakta duramayacak kadar yorgunum.
I was traveling in Japan.
begynn å lære
Japonya'da seyahat ediyordum.
I was ushered to my seat.
begynn å lære
Koltuğumu bana gösterdiler,
I was ushered to my seat.
begynn å lære
Beni yerime götürdüler.
I was waiting for a taxi.
begynn å lære
Ben bir taksi bekliyordum.
I wash clothes every day.
begynn å lære
Her gün çamaşır yıkarım.
I went there to meet him.
begynn å lære
Onunla görüşmek için oraya gittim.
I will be sixteen in May.
begynn å lære
Mayısta on altı olacağım.
I will be your guarantor.
begynn å lære
Ben senin garantörün olacağım.
I will come by all means.
begynn å lære
Ne olursa olsun geleceğim.
I will do the best I can.
begynn å lære
Ben yapabileceğimin en iyisini yapacağım
I will explain it to her.
begynn å lære
Onu ona açıklayacağım.
I will go, rain or shine.
begynn å lære
Ne olursa olsun, gideceğim.
I will have to help them.
begynn å lære
Ben onlara yardım etmek zorunda kalacağım.
I will help him tomorrow.
begynn å lære
Yarın ona yardım edeceğim.
I won't do it again.
begynn å lære
Onu asla tekrar yapmayacağım.
I will sweep out my room.
begynn å lære
Odayı baştan aşağı temizleyeceğim.
I will try to do my best.
begynn å lære
Elimden geleni yapmaya çalışacağım.
I will write to you soon.
begynn å lære
Yakında sana yazacağım.
I will write to you soon.
begynn å lære
Yakında size yazacağım.
I wish I could use magic.
begynn å lære
Keşke sihir kullanabilsem.
I wish I had been a bird.
begynn å lære
Keşke bir kuş olsaydım.
I wish I had married her.
begynn å lære
Keşke onunla evlenseydim.
I wish this job was over.
begynn å lære
Keşke bu iş bitse.
I wish this was all over.
begynn å lære
Keşke bu tamamen bitse.
I won't go skating today.
begynn å lære
Bugün buz patenine gitmeyeceğim.
I won't leave you behind.
begynn å lære
Seni arkada bırakmayacağım.
I wonder if he will come.
begynn å lære
Onun gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.
I wonder if this is love.
begynn å lære
Bunun aşk olup olmadığını merak ediyorum.
I wonder what time it is.
begynn å lære
Saatin kaç olduğunu merak ediyorum.
I wonder where he is now.
begynn å lære
Onun şimdi nerede olduğunu merak ediyorum.
I wonder where she lives.
begynn å lære
Onun nerede yaşadığını merak ediyorum.
I wonder which way to go.
begynn å lære
Ben hangi yoldan gideceğimi merak ediyorum.
I wonder who invented it.
begynn å lære
Onu kimin icat ettiğini merak ediyorum.
I wonder who invented it.
begynn å lære
Onu kim icat etti acaba?
I wonder why he did that.
begynn å lære
Onun bunu neden yaptığını merak ediyorum.
I worked hard last month.
begynn å lære
Geçen ay çok çalıştım.
I worked hard to succeed.
begynn å lære
Başarmak için sıkı çalıştım.
I would like to meet him.
begynn å lære
Onunla tanışmak istiyorum.
I wrote the song for her.
begynn å lære
Şarkıyı onun için yazdım.
I'd better go to bed now.
begynn å lære
Şimdi yatmaya gitsem iyi olur.
I'd like a bus route map.
begynn å lære
Ben bir otobüs güzergahı haritası istiyorum.
I'd like a cup of coffee.
begynn å lære
Ben bir fincan kahve istiyorum.
I'd like a gin and tonic.
begynn å lære
Bir cin tonik istiyorum.
I'd like a glass of beer.
begynn å lære
Bir bardak bira istiyorum.
I'd like an orange juice.
begynn å lære
Ben bir portakal suyu istiyorum.
I'd like some more water.
begynn å lære
Biraz daha su istiyorum.
I'd like the bill please.
begynn å lære
Hesabı istiyorum lütfen.
I'd like to be a teacher.
begynn å lære
Bir öğretmen olmak istiyorum.
I'd like to get a refund.
begynn å lære
Para iadesi istiyorum.
I'd like to go to Hawaii.
begynn å lære
Hawaii'ye gitmek istiyorum.
I'd like to go to London.
begynn å lære
Londra'ya gitmek istiyorum.
I'd like to go to London.
begynn å lære
Londraya gitmek istiyorum.
I'd like to pay by check.
begynn å lære
Çek ile ödeme yapmak istiyorum.
I'd like to return a car.
begynn å lære
Arabayla dönmek istiyorum.
I'd like to see a doctor.
begynn å lære
Bir doktorla görüşmek istiyorum.
I'd like to talk to John.
begynn å lære
John'la konuşmak istiyorum.
I'd like to visit London.
begynn å lære
Londra'yı ziyaret etmek istiyorum.
I'd like you to go there.
begynn å lære
Oraya gitmeni istiyorum.
I'll answer you tomorrow.
begynn å lære
Yarın sana cevap vereceğim.
I'll be back before dark.
begynn å lære
Karanlıktan önce döneceğim.
I'll be free next Sunday.
begynn å lære
Ben önümüzdeki Pazar boş olacağım.
I'll be glad to help him.
begynn å lære
Ona yardım etmekten memnun oluruz.
I'll be here for a while.
begynn å lære
Bir müddet burada olacağım.
I'll be there right away.
begynn å lære
Ben hemen orada olacağım.
I'll be there right away.
begynn å lære
Ben derhal orada olacağım.
I'll be with you forever.
begynn å lære
Sonsuza kadar sizinle olacağım.
I'll bet anybody on that.
begynn å lære
Onunla ilgili herkesle bahse girerim.
I'll call you back later.
begynn å lære
Ben sizi daha sonra tekrar arayacağım.
I'll do everything I can.
begynn å lære
Ben elimden gelen herşeyi yapacağım.
I'll give you a check-up.
begynn å lære
Sizi bir kontrol edeceğiz.
I'll give you this money.
begynn å lære
Ben bu parayı size vereceğim.
I'll leave Tokyo tonight.
begynn å lære
Bu gece Tokyo'dan ayrılacağım.
I'll let it go this time.
begynn å lære
Bu defa gitmesine izin vereceğim.
I'll make you a new suit.
begynn å lære
Ben sana yeni bir takım yapacağım.
I'll never do this again.
begynn å lære
Ben asla bunu tekrar yapmayacağım.
I'll never see her again.
begynn å lære
Onu asla tekrar görmeyeceğim.
I'll see you next summer.
begynn å lære
Gelecek yaz görüşürüz.
I'll stay here until ten.
begynn å lære
Saat ona kadar burada kalacağım.
I'll take the yellow one.
begynn å lære
Ben sarı olanını alacağım.
I'll treat you to dinner.
begynn å lære
Ben size akşam yemeği ısmarlayacağım.
I'm afraid it won't work.
begynn å lære
Maalesef o çalışmıyor.
I'm all for her proposal.
begynn å lære
Ben tamamen onun teklifinden yanayım.
I'm as hungry as a horse.
begynn å lære
Bir at kadar açım.
I'm as tall as my father.
begynn å lære
Babam kadar uzun boyluyum.
I'm completely exhausted.
begynn å lære
Ben tamamen tükendim.
I'm crazy about football.
begynn å lære
Futbolu çok fazla seviyorum.
I'm doing the best I can.
begynn å lære
Yapabildiğimin en iyisini yapıyorum.
I'm feeding the goldfish.
begynn å lære
Akvaryum balığı besliyorum.
I'm fine, too, thank you.
begynn å lære
Ben de iyiyim, teşekkür ederim.
I'm going to have a baby.
begynn å lære
Bir çocuğum olacak.
I'm going to take a bath.
begynn å lære
Banyo yapacağım.
I'm going to take my car.
begynn å lære
Benim arabayı alacağım.
I'm looking for a wallet.
begynn å lære
Ben bir cüzdan arıyorum.
I'm not about to ask him.
begynn å lære
Ona sormaya niyetim yok.
I'm not as rich as I was.
begynn å lære
Eskisi kadar zengin değilim.
I'm not fond of her face.
begynn å lære
Onun yüzüne düşkün değilim.
I'm not going to sell it.
begynn å lære
Ben onu satmayacağım.
I'm not much of a singer.
begynn å lære
Ben çok iyi bir şarkıcı değilim.
I'm not much of a writer.
begynn å lære
Ben çok iyi bir yazar değilim.
I'm not much of an actor.
begynn å lære
Ben çok iyi bir aktör değilim.
I'm on the football team.
begynn å lære
Ben futbol takımındayım.
I'm only thinking of you.
begynn å lære
Ben sadece seni düşünüyorum.
I'm really tired today.
begynn å lære
Bugün gerçekten yorgunum.
I'm serious about my job.
begynn å lære
İşim hakkında ciddiyim.
Excuse me for being late.
begynn å lære
Geç kaldığım için özür dilerim.
I'm sorry for what I did.
begynn å lære
Yaptığım şey için üzgünüm.
I'm sorry she's not here.
begynn å lære
Üzgünüm o burada değil.
I'm sorry to trouble you.
begynn å lære
Rahatsız ettiğim için üzgünüm.
I'm staying at my aunt's.
begynn å lære
Ben halamlarda kalıyorum.
I'm surprised to see you.
begynn å lære
Seni gördüğüme şaşırdım.
I'm talking on the phone.
begynn å lære
Ben telefonda konuşuyorum
I'm thinking of the plan.
begynn å lære
Ben planı düşünüyorum.
I'm tired of watching TV.
begynn å lære
TV izlemekten usandım.
I'm too busy to help her.
begynn å lære
Ben ona yardımcı olamayacak kadar çok meşgulüm.
I'm too busy to help him.
begynn å lære
Ben ona yardım edemeyecek kadar çok meşgulüm.
I'm trying to save money.
begynn å lære
Para tasarruf etmeye çalışıyorum.
I'm very glad to see you.
begynn å lære
Seni gördüğüme çok memnun oldum.
I'm very tired from work.
begynn å lære
Ben işten çok yoruldum.
I'm working in Tokyo now.
begynn å lære
Şimdi Tokyo'da çalışıyorum.
I've already tested them.
begynn å lære
Zaten onları test ettim.
I've been to Canada once.
begynn å lære
Ben bir kez Kanada'da bulundum.
I've been to Paris twice.
begynn å lære
İki kez Pariste bulundum.
I've come to say goodbye.
begynn å lære
Hoşçakal demek için geldim.
I've just finished lunch.
begynn å lære
Öğle yemeğini az önce bitirdim.
I've never been to Paris.
begynn å lære
Paris'te hiç bulunmadım.
I've only just come back.
begynn å lære
Sadece ben geri döndüm.
I've spent all the money.
begynn å lære
Ben bütün parayı harcadım.
Inflation was controlled.
begynn å lære
Enflasyon kontrol altına alındı​​.
Iron is harder than gold.
begynn å lære
Demir altından daha serttir.
Is it this hot every day?
begynn å lære
Hergün bu kadar sıcak mı?
Is that as heavy as this?
begynn å lære
O bunun kadar ağır mıdır?
Can the baby walk?
begynn å lære
Bebek yürüyebiliyor mu?
Is the museum open today?
begynn å lære
Müze bugün açık mı?
Is the plane on schedule?
begynn å lære
Uçak zamanında mı?
Is there any mail for me?
begynn å lære
Benim için mektup var mı?
Is there any room for me?
begynn å lære
Benim için yer var mı?
Is there any tax on this?
begynn å lære
Bununla ilgili herhangi bir vergi var mı?
Is there still any sugar?
begynn å lære
Orada hala hiç şeker var mı?
Is this a duty-free shop?
begynn å lære
Bu bir gümrüksüz-mallar mağazası mı?
Is this fish still alive?
begynn å lære
Bu balık hala canlı mı?
Is this price acceptable?
begynn å lære
Bu fiyat kabullenebilir mi?
Is this typewriter yours?
begynn å lære
Bu daktilo sizin mi?
Is your father a teacher?
begynn å lære
Senin baban bir öğretmen mi?
Is your wife a good cook?
begynn å lære
Karın, iyi bir aşçı mı?
It doesn't mean anything!
begynn å lære
O bir şey demek değildir!
It happened in Milwaukee.
begynn å lære
O, Milwaukee'de oldu.
It happened last October.
begynn å lære
O geçen Ekim ayında oldu.
It is almost ten o'clock.
begynn å lære
Neredeyse saat on.
It is going to rain soon.
begynn å lære
Yakında yağmur yağacak.
It is he who is to blame.
begynn å lære
Suçlanacak kişi odur.
It is next to impossible.
begynn å lære
O imkansıza yakın.
It is nice and cool here.
begynn å lære
Burası güzel ve serin.
It is no laughing matter.
begynn å lære
Gülecek bir şey yok.
It is no use complaining.
begynn å lære
Şikayet etmenin bir faydası yok.
It is no use going there.
begynn å lære
Oraya gitmenin faydası yok.
It is not a real mansion.
begynn å lære
O gerçek bir konak değil.
It is nothing but a joke.
begynn å lære
O şakadan başka birşey değil.
It is quite a big number.
begynn å lære
Bayağı büyük bir numara.
Lying is wrong.
begynn å lære
Yalan söylemek yanlıştır.
It looks like Tom is mad.
begynn å lære
Tom çılgın gibi görünüyor.
It poured for three days.
begynn å lære
Üç gün şiddetli yağmur yağdı.
It prevented a civil war.
begynn å lære
Bu bir iç savaş engelledi.
It rained hard yesterday.
begynn å lære
Dün şiddetli yağmur yağdı.
It rains in early autumn.
begynn å lære
Sonbaharın başlarında yağmur yağar.
It seems that he is fine.
begynn å lære
Onun iyi olduğu görünüyor.
It snowed hard yesterday.
begynn å lære
Dün şiddetli kar yağdı.
It turned out to be true.
begynn å lære
Onun gerçek olduğu ortaya çıktı.
It was a beautiful sight.
begynn å lære
Güzel bir manzaraydı.
It was a terrible affair.
begynn å lære
O, korkunç bir olaydı.
It was beginning to snow.
begynn å lære
Kar yağmaya başlıyordu.
It was cloudy that night.
begynn å lære
O gece bulutlu idi.
It was just as I thought.
begynn å lære
O tam düşündüğüm gibiydi.
It was published in 1969.
begynn å lære
1969 yılında yayımlandı.
It was raining yesterday.
begynn å lære
Dün yağmur yağıyordu.
It wasn't much of a plan.
begynn å lære
Büyük bir plan değildi.
It wasn't much of a view.
begynn å lære
Büyük bir görüş değildi.
It wasn't much of a yard.
begynn å lære
Büyük bir bahçe değildi.
It will be fine tomorrow.
begynn å lære
Yarın hava güzel olacak.
It's 7:50 in the morning.
begynn å lære
Sabah 7:50.
It's a beautiful country.
begynn å lære
O güzel bir ülkedir.
It's a little cold today.
begynn å lære
Bugün biraz soğuk.
It's a quarter past nine.
begynn å lære
Saat dokuzu çeyrek geçiyor.
It's about time to start.
begynn å lære
Neredeyse başlama zamanıdır.
It's as lovely as a rose.
begynn å lære
O, bir gül kadar güzeldir.
It's cool today for July.
begynn å lære
Temmuz ayı için bugün hava serin.
It's crowded again today.
begynn å lære
Bugün yine kalabalık.
It's for my personal use.
begynn å lære
O benim kişisel kullanımım için.
It's hot today, isn't it?
begynn å lære
Bugün hava sıcak değil mi?
It's in my jacket pocket.
begynn å lære
O, benim ceket cebimde.
It's junk. Throw it away.
begynn å lære
O, çöp. Onu atın.
It's like summer outside.
begynn å lære
Dışarıda hava yaz gibi.
It's my duty to help you.
begynn å lære
Size yardım etmek benim görevim.
It's not good to overeat.
begynn å lære
Aşırı yemek iyi değildir.
It's not healthy for you.
begynn å lære
O sizin için sağlıklı değil.
It's on the eighth floor.
begynn å lære
O sekizinci kattadır.
It's out of the question.
begynn å lære
O söz konusu değil.
It's pitch black outside.
begynn å lære
Dışarısı zifiri karanlık.
It's six o'clock already.
begynn å lære
Saat zaten altı.
It's time to take a bath.
begynn å lære
Şimdi banyo yapma zamanı.
It's too early to get up.
begynn å lære
Kalkmak için çok erken.
It's up to you to decide.
begynn å lære
Karar vermek sana kalmış.
It's very stuffy in here.
begynn å lære
Burası çok havasız.
It's warm enough to swim.
begynn å lære
Yüzmek için yeterince sıcak.
Jane is not able to swim.
begynn å lære
Jane yüzemez.
Japan has a mild climate.
begynn å lære
Japonya, ılıman bir iklime sahiptir.
Japan is in eastern Asia.
begynn å lære
Japonya Doğu Asya'dadır.
Jeans go with everything.
begynn å lære
Kot pantolonlar her şeyle gider.
Jim hasn't been home yet.
begynn å lære
Jim henüz evde değil.
Jim is a man of his word.
begynn å lære
Jim sözünün adamı.
Jim left Paris yesterday.
begynn å lære
Jim dün Paris'ten ayrıldı.
Jim resembles his father.
begynn å lære
Jim babasına benzer.
Jiro wants to drink Coke.
begynn å lære
Jiro kola içmek istiyor.
Joe looked sad yesterday?
begynn å lære
Joe dün üzgün görünüyordu.
John has no friends here.
begynn å lære
John'un burada hiç arkadaşı yok.
John was married to Jane.
begynn å lære
John Jane ile evliydi.
Judy is kind to everyone.
begynn å lære
Judy herkese karşı naziktir.

Du må logge inn for å legge inn en kommentar.