Turkish sentences from Tatoeba 14

 0    1000 fiche    aleksandra.eska
laste ned mp3 Skriv ut spille sjekk deg selv
 
spørsmålet svaret
Kanazawa is a quiet city.
begynn å lære
Kanazawa sakin bir şehirdir.
Karen went there herself.
begynn å lære
Karen oraya kendisi gitti.
Keep to the left, please.
begynn å lære
Soldan git, lütfen.
Keiko is kind, isn't she?
begynn å lære
Keiko nazik, değil mi?
Ken has arrived in Kyoto.
begynn å lære
Ken Kyoto'ya vardı.
Ken is a football player.
begynn å lære
Ken bir futbol oyuncusu.
Ken is kind to the girls.
begynn å lære
Ken kızlara karşı naziktir.
Ken is tall, but I'm not.
begynn å lære
Ken uzun boylu, ama ben değilim.
Ken jumped over the wall.
begynn å lære
Ken duvarın üzerinden atladı.
Ken runs faster than you.
begynn å lære
Ken senden daha hızlı koşar.
Kumiko is as tall as Tom.
begynn å lære
Kumiko Tom kadar uzundur.
Laura may have been sick.
begynn å lære
Laura hastalanmış olabilir.
Let him play your guitar.
begynn å lære
Senin gitarını çalsın.
Let me buy you a new one.
begynn å lære
Sana yeni bir tane alayım.
Let me check your ticket.
begynn å lære
Biletini kontrol edeyim.
Let me have a look at it.
begynn å lære
Ona bir göz atalım.
Let me know by telephone.
begynn å lære
Telefonla bana bildirin.
Let me know your address.
begynn å lære
Adresinizi bana bildirin.
Let me tell you a secret.
begynn å lære
Sana bir sır anlatayım.
Let me think for a while.
begynn å lære
Biraz düşüneyim.
Let's ask a travel agent.
begynn å lære
Bir seyahat acentasına soralım.
Let's be friends forever.
begynn å lære
Sonsuza kadar arkadaş olalım.
Let's change the subject.
begynn å lære
Konuyu değiştirelim.
Let's do it another time.
begynn å lære
Onu başka zaman yapalım.
Let's get together again.
begynn å lære
Tekrar buluşalım.
Let's keep this a secret.
begynn å lære
Bunu bir sır olarak saklayalım.
Let's leave it up to him.
begynn å lære
Onu ona bırakalım.
Let's listen to the tape.
begynn å lære
Teybi dinleyelim.
Let's make a night of it.
begynn å lære
Onunla ilgili bir gece yapalım.
Let's not argue any more.
begynn å lære
Artık tartışmayalım.
Let's not stay here long.
begynn å lære
Burada uzun süre kalmayalım.
Let's pass by the church.
begynn å lære
Kilisenin yanından geçelim.
Let's play cards instead.
begynn å lære
Onun yerine kart oynayalım.
Let's wait till he comes.
begynn å lære
O gelene kadar bekleyelim.
Lightning hit that tower.
begynn å lære
Yıldırım kuleye isabet etti.
Lincoln was a Republican.
begynn å lære
Lincoln bir Cumhuriyetçi idi.
Lincoln won the election.
begynn å lære
Lincoln seçimi kazandı.
Look at that boy running.
begynn å lære
Koşan şu çocuğa bak.
Look out for pickpockets.
begynn å lære
Yankesicilere dikkat et.
Lunch will be ready soon.
begynn å lære
Öğle yemeği yakında hazır olacak.
Mac is loved by everyone.
begynn å lære
Mac herkes tarafından sevilir.
Many foods can be boiled.
begynn å lære
Birçok gıdalar kaynatılabilir.
Many friends saw him off.
begynn å lære
Birçok arkadaşlar onu yolcu ettiler.
Many of them were bitter.
begynn å lære
Onların birçoğu acıydı.
Many scientists knew him.
begynn å lære
Birçok bilim adamı onu tanıyordu.
Many senators opposed it.
begynn å lære
Birçok senatör ona karşı çıktı.
Mari has been in Hungary.
begynn å lære
Mari, Macaristan'daydı.
Mary had to go to school.
begynn å lære
Mary okula gitmek zorunda kaldı.
Mary has not started yet.
begynn å lære
Mary henüz başlamadı.
Mary is blackmailing Tom.
begynn å lære
Mary Tom'a şantaj yapıyor.
Mary is Tom's stepmother.
begynn å lære
Mary Tom'un üvey annesidir.
Mary understands Chinese.
begynn å lære
Mary Çince'yi anlar.
Math is what I'm best at.
begynn å lære
Matematik en iyi olduğum derstir.
May I ask a favor of you?
begynn å lære
Sizden bir iyilik rica edebilir miyim?
May I ask some questions?
begynn å lære
Bazı sorular sorabilir miyim?
May I ask you a question?
begynn å lære
Sana bir soru sorabilir miyim?
May I borrow your eraser?
begynn å lære
Silgini ödünç alabilir miyim?
May I have this magazine?
begynn å lære
Bu dergiyi alabilir miyim?
May I see a menu, please?
begynn å lære
Lütfen bir menü görebilir miyim?
May I use this telephone?
begynn å lære
Ben bu telefonu kullanabilir miyim?
May I use your car today?
begynn å lære
Bugün arabanı kullanabilir miyim?
Maybe we can make a deal.
begynn å lære
Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
Mayuko reads a good deal.
begynn å lære
Mayuko çok okur.
Mayuko's dream came true.
begynn å lære
Mayuko'nun rüyası gerçek oldu.
McClellan wasted no time.
begynn å lære
McClellan zamanı boşa harcamadı.
Meg agreed to Ken's plan.
begynn å lære
Meg Ken'in planını kabul etti.
Meg sometimes annoys Ken.
begynn å lære
Meg bazen Ken'i sıkıyor.
Mike and Ken are friends.
begynn å lære
Mike ve Ken arkadaşlardır.
Mike and Ken are friends.
begynn å lære
Mike ve Ken arkadaşlar.
Mike has two girlfriends.
begynn å lære
Mike'ın iki kız arkadaşı var.
Mike named his dog Spike.
begynn å lære
Mike köpeğine Spike adını verdi.
Miss Kanda can swim well.
begynn å lære
Bayan Kanda iyi yüzebilir.
Monday is my busiest day.
begynn å lære
Pazartesi en yoğun gündür.
Money cannot buy freedom.
begynn å lære
Para özgürlüğü satın alamaz.
Monroe received 65 votes.
begynn å lære
Monroe 65 oy aldı.
Most students study hard.
begynn å lære
Çoğu öğrenci sıkı çalışır.
Mt. Asama is now dormant.
begynn å lære
Asama yanardağı şu an hareketsiz.
Murder is a wicked crime.
begynn å lære
Cinayet kötü bir suçtur.
My aim is to be a doctor.
begynn å lære
Amacım bir doktor olmak.
My aunt gave me a camera.
begynn å lære
Teyzem bana bir fotoğraf makinesi verdi.
My aunt gave me an album.
begynn å lære
Halam bana bir albüm verdi.
My brother became a cook.
begynn å lære
Erkek kardeşim bir aşçı oldu.
My car is being repaired.
begynn å lære
Arabam tamir ediliyor.
My cat and dog get along.
begynn å lære
Kedim ve köpeğim iyi geçinirler.
My cat killed a squirrel.
begynn å lære
Kedim bir sincap öldürdü.
My family is a large one.
begynn å lære
Benim ailem büyük bir ailedir.
My father died of cancer.
begynn å lære
Babam kanserden öldü.
My father drives to work.
begynn å lære
Babam işe arabayla gider.
My father gave me a game.
begynn å lære
Babam bana bir oyun verdi.
My father got well again.
begynn å lære
Babam tekrar iyileşti.
My father has many books.
begynn å lære
Babamın birsürü kitabı var.
My father is in his room.
begynn å lære
Babam odasında.
My father used to travel.
begynn å lære
Babam seyahat ederdi.
My heart is beating fast.
begynn å lære
Benim kalbim hızlı atıyor.
My hobby is playing golf.
begynn å lære
Benim hobim golf oynamaktır.
My house is by the ocean.
begynn å lære
Evim okyanusun yanında.
My house is old and ugly.
begynn å lære
Benim evim eski ve biçimsiz.
My job is to wash dishes.
begynn å lære
Benim işim bulaşık yıkamaktır.
My kid brother is twelve.
begynn å lære
Benim küçük erkek kardeşim on iki yaşında.
My mother is always busy.
begynn å lære
Annem her zaman meşgul.
My mother is sick in bed.
begynn å lære
Annem yatakta hasta.
My muscles have got soft.
begynn å lære
Kaslarım yumuşadı.
My name is Ichiro Tanaka.
begynn å lære
Benim adım Ichiro Tanaka.
My prayers were answered.
begynn å lære
Dualarım gerçekleşti.
My robot's name is Multi.
begynn å lære
Robotumun adı Multi.
My room faces the garden.
begynn å lære
Odam bahçeye bakar.
My seat is near the door.
begynn å lære
Benim koltuğum kapıya yakın.
My shoelaces came undone.
begynn å lære
Benim ayakkabı bağlarım çözüldü.
My son is taller than me.
begynn å lære
Oğlum benden daha uzun.
My teacher drove me home.
begynn å lære
Öğretmenim beni arabayla eve götürdü
My temperature is normal.
begynn å lære
Benim vücut ısım normal.
My uncle died a year ago.
begynn å lære
Amcam bir yıl önce öldü.
My uncle gave me his car.
begynn å lære
Amcam bana arabasını verdi.
My university has a dorm.
begynn å lære
Üniversitemin bir yatakhanesi var.
My watch has been stolen.
begynn å lære
Saatim çalındı.
My wife burst into tears.
begynn å lære
Karım gözyaşlarına boğuldu.
My wife is a poor driver.
begynn å lære
Benim karım kötü bir sürücüdür.
My wife looked surprised.
begynn å lære
Karım şaşırmış görünüyordu.
Nagano beat Tokyo 2 to 3.
begynn å lære
Nagano, Tokyo'yu 3-2 yendi.
Name and address, please.
begynn å lære
İsim ve adres, lütfen.
Nancy is a capable nurse.
begynn å lære
Nancy yetenekli bir hemşiredir.
Naoki is as old as Kaori.
begynn å lære
Naoki Kaori kadar yaşlıdır.
Naoko came back to Japan.
begynn å lære
Naoko Japonya'ya geri döndü.
Never be this late again.
begynn å lære
Asla tekrar bu kadar geç kalma.
Nick owes me ten dollars.
begynn å lære
Nick bana on dolar borçludur.
No one can cope with him.
begynn å lære
Kimse onunla baş edemez.
No one can deny the fact.
begynn å lære
Hiç kimse gerçeği inkar edemez.
No one has ever seen God.
begynn å lære
Şu ana kadar kimse Tanrıyı görmedi.
Nobody answered the door.
begynn å lære
Kimse kapıya bakmadı.
Nobody came to my rescue.
begynn å lære
Kimse beni kurtarmaya gelmedi.
Nobody came to the party.
begynn å lære
Kimse partiye gelmedi.
Nobody can understand it.
begynn å lære
Kimse ondan anlayamaz.
None of them are present.
begynn å lære
Onlardan hiç biri mevcut değil.
Now let's begin the game.
begynn å lære
Şimdi oyuna başlayalım.
Now this is more like it.
begynn å lære
Bu ona şimdi daha çok benziyor.
Oh, don't worry about it.
begynn å lære
Oh, bu konuda endişelenmenize gerek yok.
One of my teeth came out.
begynn å lære
Dişlerimden biri çıktı.
One of the dogs is alive.
begynn å lære
Köpeklerden biri canlıdır.
One should do one's best.
begynn å lære
Bir insan elinden geleni yapmalı.
One should do one's duty.
begynn å lære
Bir insan vazifesini yapmalı.
Our dog is in the kennel.
begynn å lære
Köpeğimiz kulübededir.
Our living room is sunny.
begynn å lære
Bizim oturma odası güneşli.
Our sales are decreasing.
begynn å lære
Satışlarımız azalıyor.
Our teacher seemed angry.
begynn å lære
Öğretmenimiz kızgın görünüyordu.
Our work is all over now.
begynn å lære
İşimiz şimdi bitti.
Pass me the salt, please.
begynn å lære
Bana tuzu uzat, lütfen.
Pass me the wine, please.
begynn å lære
Bana şarabı uzat, lütfen.
Patty is a smart student.
begynn å lære
Patty akıllı bir öğrenci.
Paul telephoned just now.
begynn å lære
Paul az önce telefon etti.
Pay your rent in advance.
begynn å lære
Kiranı peşin ödemelisin.
Plants die without water.
begynn å lære
Bitkiler susuz ölürler.
Please be kind to others.
begynn å lære
Lütfen diğerlerine karşı nazik olun.
Please choose one person.
begynn å lære
Lütfen bir kişi seçin.
Please come back at once.
begynn å lære
Lütfen derhal geri dön.
Please develop this film.
begynn å lære
Lütfen bu filmi banyo edin.
Please do it in this way.
begynn å lære
Lütfen onu bu şekilde yapın.
Please don't laugh at me.
begynn å lære
Lütfen bana gülme.
Please find me my wallet.
begynn å lære
Lütfen bana cüzdanımı bul.
Please give me this book.
begynn å lære
Lütfen bu kitabı bana ver.
Please have some cookies.
begynn å lære
Lütfen biraz biküvi alın.
Please help me with this.
begynn å lære
Bu konuda bana yardımcı olun.
Please lend me your book.
begynn å lære
Lütfen kitabını bana ödünç ver.
Please peel the potatoes.
begynn å lære
Lütfen patatesleri soy.
Please put on your shoes.
begynn å lære
Lütfen ayakkabılarını giy.
Please put your shoes on.
begynn å lære
Lütfen ayakkabılarınızı giyin.
Please refer to page ten.
begynn å lære
Lütfen onuncu sayfaya bakın.
Please say it in English.
begynn å lære
Lütfen onu İngilizce olarak söyle.
Please show me this book.
begynn å lære
Lütfen bana bu kitabı göster.
Please sit here and wait.
begynn å lære
Lütfen buraya otur ve bekle.
Please speak more loudly.
begynn å lære
Lütfen daha yüksek sesle konuşun.
Speak slower, please.
begynn å lære
Lütfen daha yavaş konuşun.
Please take off your hat.
begynn å lære
Lütfen şapkanı çıkar.
Please take some of them.
begynn å lære
Lütfen onlardan bazılarını götür.
Please tell me the truth.
begynn å lære
Bana doğruyu söyle.
Please tell me your name.
begynn å lære
Lütfen adını bana söyle.
Please turn on the light.
begynn å lære
Lütfen ışığı açın.
Please turn on the radio.
begynn å lære
Lütfen radyoyu açar mısın?
Please turn up the sound.
begynn å lære
Lütfen sesi aç.
Please wait half an hour.
begynn å lære
Lütfen yarım saat bekle.
Please wait on him first.
begynn å lære
Lütfen önce ona servis yapalım.
Prices continue to climb.
begynn å lære
Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.
Prices continued to rise.
begynn å lære
Fiyatlar yükselmeye devam etti.
Put it back where it was.
begynn å lære
Olduğu yere geri koy.
Put the book on the desk.
begynn å lære
Kitabı masanın üzerine koyun.
Put the gun on the table.
begynn å lære
Silahı masanın üzerine koy.
Put yourself in my place.
begynn å lære
Kendini benim yerime koy.
Quiet him down, will you?
begynn å lære
Onu sakinleştirin, olur mu?
Quit acting like a child.
begynn å lære
Çocuk gibi davranmaktan vazgeç.
Raisins are dried grapes.
begynn å lære
Kuru üzüm kurutulmuş üzümdür.
Read the article.
begynn å lære
Makaleyi okuyun.
Republicans were furious.
begynn å lære
Cumhuriyetçiler çok kızgındı.
Roosevelt was a war hero.
begynn å lære
Roosevelt bir savaş kahramanı idi.
Running is good exercise.
begynn å lære
Koşmak iyi egzersizdir.
Shall I get some for you?
begynn å lære
Senin için biraz alayım mı?
She allegedly killed him.
begynn å lære
O, iddialara göre onu öldürdü.
He and I are classmates.
begynn å lære
O ve ben sınıf arkadaşlarıyız.
She attended the meeting.
begynn å lære
O, toplantıya katıldı.
She began to gain weight.
begynn å lære
O kilo almaya başladı.
She bought him a sweater.
begynn å lære
O, ona bir kazak aldı.
She bowed to me politely.
begynn å lære
O kibarca bana selam verdi.
She burned her left hand.
begynn å lære
O, sol elini yaktı.
She called him bad names.
begynn å lære
O ona ağzına geleni söyledi.
She called me many times.
begynn å lære
O, beni defalarca aradı.
She called off the party.
begynn å lære
O partiyi feshetti.
She came home after dark.
begynn å lære
O, hava karardıktan sonra eve geldi.
She came out of the room.
begynn å lære
O odadan dışarı çıktı.
She can't be over thirty.
begynn å lære
O otuz yaşın üzerinde olamaz.
She can't ride a bicycle.
begynn å lære
O bir bisiklete binemez.
She carried out the plan.
begynn å lære
O, planı gerçekleştirdi.
She catches colds easily.
begynn å lære
O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
She caught me by the arm.
begynn å lære
O, beni kolumdan yakaladı.
She decided to marry him.
begynn å lære
O, onunla evlenmeye karar verdi.
She decided to marry Tom.
begynn å lære
O Tom'la evlenmeye karar verdi.
She did not say anything.
begynn å lære
O bir şey söylemedi.
She didn't marry the man.
begynn å lære
O, adamla evlenmedi.
She didn't visit anybody.
begynn å lære
O kimseyi ziyaret etmedi.
She disliked her husband.
begynn å lære
O, kocasını sevmiyordu.
She divorced her husband.
begynn å lære
O, kocasından boşandı.
She does nothing but cry.
begynn å lære
O, ağlamaktan başka bir şey yapmaz.
She doesn't need to work.
begynn å lære
Onun çalışmasına gerek yok.
She flared up with anger.
begynn å lære
O öfke ile parladı.
She found me a good seat.
begynn å lære
O, bana iyi bir koltuk buldu.
She found the money gone.
begynn å lære
O paranın kaybolduğunu gördü.
She gave him a big smile.
begynn å lære
O, ona büyük bir gülücük verdi.
She gives him the creeps.
begynn å lære
O, onu ürpertiyor.
She glanced shyly at him.
begynn å lære
O, ona utanarak baktı.
She goes to night school.
begynn å lære
O gece okuluna gidiyor.
She got him into trouble.
begynn å lære
O, onun başını belaya soktu.
She had a new dress made.
begynn å lære
O, yeni bir elbise yaptırdı.
She had a pleasant dream.
begynn å lære
O, hoş bir rüya gördü.
She had a strange hat on.
begynn å lære
O, tuhaf bir şapka giydi.
She had her shoes shined.
begynn å lære
O, ayakkabılarını parlattı.
She had her tooth pulled.
begynn å lære
O, dişini çektirdi.
She handed him the money.
begynn å lære
O ona para verdi.
She handed me a postcard.
begynn å lære
O bana bir kartpostal verdi.
She has a sense of humor.
begynn å lære
O, bir mizah duygusuna sahiptir.
She has a sense of humor.
begynn å lære
O, esprili biridir.
She has good handwriting.
begynn å lære
Onun iyi bir el yazısı var.
She has no sense of duty.
begynn å lære
Onun görev duygusu yok.
She has seen better days.
begynn å lære
O, daha iyi günler gördü.
She has to study science.
begynn å lære
O fen eğitimi yapmak zorundadır.
She insisted on us going.
begynn å lære
O bize gitmemiz için ısrar etti.
She invited me to dinner.
begynn å lære
O, beni akşam yemeğine davet etti.
She is a child after all.
begynn å lære
Nihayetinde o bir çocuk.
He's an undergrad.
begynn å lære
O bir üniversite öğrencisi.
She is a reliable person.
begynn å lære
O güvenilir bir kişidir.
She is a wonderful woman.
begynn å lære
O, harika bir kadın.
She is all skin and bone.
begynn å lære
Onun kemikleri sayılıyor.
She is all skin and bone.
begynn å lære
O bir deri bir kemik.
She is at work right now.
begynn å lære
O, şu anda görevdedir.
She is brushing her hair.
begynn å lære
O saçını fırçalıyor.
She is deaf to my advice.
begynn å lære
O, nasihatımı duymazdan gelir.
She is drawing a picture.
begynn å lære
O, bir resim çiziyor.
She is everything to him.
begynn å lære
O onun için her şeydir.
She is hard up for money.
begynn å lære
O meteliğe kurşun atıyor.
He is having coffee now.
begynn å lære
O şimdi kahve içiyor.
She is having dinner now.
begynn å lære
O şimdi akşam yemeği yiyor.
She is just a wallflower.
begynn å lære
O, tam bir sarışebboydur.
She is liked by everyone.
begynn å lære
O herkes tarafından hoşlanılır.
She is loved by everyone.
begynn å lære
O herkes tarafından sevilir.
She is missing the point.
begynn å lære
O konuyu anlamıyor.
She is not herself today.
begynn å lære
O, bugün kendinde değil.
She is not quite content.
begynn å lære
O, tamamen hoşnut değil.
She is not very well off.
begynn å lære
O çok varlıklı değil.
She is proud of her sons.
begynn å lære
O, oğullarıyla gurur duyuyor.
She is seeking my advice.
begynn å lære
O benim tavsiyemi öğrenmeye çalışıyor.
She is used to traveling.
begynn å lære
O, seyahat etmeye alışkındır.
She is very fond of dogs.
begynn å lære
Köpeklere çok düşkündür.
She kept her eyes closed.
begynn å lære
O, gözlerini kapalı tuttu.
She knows what to do now.
begynn å lære
O şimdi ne yapacağını bilir.
She laid the work on him.
begynn å lære
O işi ona yükledi.
She left here in a hurry.
begynn å lære
Buradan aceleyle ayrıldı.
She left here right away.
begynn å lære
O buradan hemen ayrıldı.
She left the window open.
begynn å lære
O, pencereyi açık bıraktı.
She lives in the country.
begynn å lære
O kırsalda yaşıyor.
She lives in the village.
begynn å lære
O, köyde yaşıyor.
She lives quite close by.
begynn å lære
O oldukça yakında yaşıyor.
She looked me in the eye.
begynn å lære
O, gözüme baktı.
She looked up at the sky.
begynn å lære
O gökyüzüne baktı.
She looks at least sixty.
begynn å lære
O en az altmış görünüyor.
She looks like a teacher.
begynn å lære
O bir öğretmene benziyor.
She loves chocolate, too.
begynn å lære
O da çikolata seviyor.
She loves her son dearly.
begynn å lære
O, oğlunu içtenlikle seviyor.
She made me a nice dress.
begynn å lære
O, bana güzel bir elbise yaptı.
She made the doll for me.
begynn å lære
O, benim için oyuncak bebek yaptı.
She majored in economics.
begynn å lære
O ekonomi alanında uzmanlaşmıştır.
She manages a shoe store.
begynn å lære
O bir ayakkabı mağazası yönetir.
She married a bank clerk.
begynn å lære
O bir banka memuru ile evlendi.
She met him on the beach.
begynn å lære
O onunla plajda tanıştı.
She met him this morning.
begynn å lære
O onunla bu sabah tanıştı.
She must have told a lie.
begynn å lære
O bir yalan söylemiş olmalı.
She ordered him to do it.
begynn å lære
O ona onu yapmasını emretti.
She prefers beer to wine.
begynn å lære
O, birayı şaraba tercih eder.
She read one poem to him.
begynn å lære
O, ona bir şiir okudu.
She refused his proposal.
begynn å lære
Onun önerisini reddetti.
She returned from a trip.
begynn å lære
O bir geziden döndü.
She sang better than him.
begynn å lære
O, ondan daha iyi şarkı söyledi.
She sang the song softly.
begynn å lære
O, şarkıyı düşük sesle söyledi.
She screamed with terror.
begynn å lære
O, dehşetten dolayı çığlık attı.
She sent this book to me.
begynn å lære
O bu kitabı bana gönderdi.
She set out for Thailand.
begynn å lære
Tayland için yola çıktı.
She shook hands with him.
begynn å lære
O, onunla tokalaştı.
She sued him for damages.
begynn å lære
O, ona zararlar için dava açtı.
She talked as she walked.
begynn å lære
O, yürürken konuşuyordu.
She thinks highly of him.
begynn å lære
O onu epeyce düşünüyor.
She told me she loved me.
begynn å lære
O bana beni sevdiğini söyledi.
She took a trip to Paris.
begynn å lære
O, Paris'e bir gezi yaptı.
She took him to the lake.
begynn å lære
O onu göle götürdü.
She tried on a new dress.
begynn å lære
O, yeni bir elbise denedi.
She tripped on the stone.
begynn å lære
O taşa takıldı.
She turned down my offer.
begynn å lære
O benim teklifimi geri çevirdi.
She turned down my offer.
begynn å lære
O, benim teklifimi geri çevirdi.
She turned off the radio.
begynn å lære
O radyoyu kapadı.
She was anxious for help.
begynn å lære
O, yardım için endişeliydi.
She was crying with pain.
begynn å lære
O acıdan dolayı ağlıyordu.
She was eager to go home.
begynn å lære
O, eve gitmeye istekli.
She was fluent in French.
begynn å lære
O, Fransızca'da akıcıydı.
She was late for the bus.
begynn å lære
O otobüse geç kalmıştı.
She was very rude to him.
begynn å lære
O, ona karşı çok kabaydı.
She wasn't polite to him.
begynn å lære
O ona karşı nazik değildi.
She waved her hand to me.
begynn å lære
O, bana elini salladı.
She waved her hand to us.
begynn å lære
O, bize elini salladı.
She went down the stairs.
begynn å lære
O, merdivenlerden aşağı indi.
She went there yesterday.
begynn å lære
O dün oraya gitti.
She will be back at five.
begynn å lære
O, saat beşte geri dönecek.
She will be there by now.
begynn å lære
Şimdiye kadar orada olacaktır.
She will become a doctor.
begynn å lære
Doktor olacak.
She wiped away her tears.
begynn å lære
O, gözyaşlarını sildi.
She wished me good night.
begynn å lære
O, bana iyi geceler diledi.
She won't give up easily.
begynn å lære
O kolayca vazgeçmeyecek.
She won't give up easily.
begynn å lære
O kolayca pes etmeyecek.
She works for a hospital.
begynn å lære
O, bir hastane için çalışır.
She writes me every week.
begynn å lære
O her hafta bana yazar.
She wrote a lot of poems.
begynn å lære
O, birçok şiir yazdı.
She'll do it in 24 hours.
begynn å lære
O, 24 saat içinde onu yapacak.
She's at work, isn't she?
begynn å lære
O, iş yerinde, değil mi?
She's not as old as Mary.
begynn å lære
O, Mary kadar yaşlı değil.
She's not as old as Mary.
begynn å lære
O, Mary kadar yaşlı değildir.
She's wearing a nice hat.
begynn å lære
O güzel bir şapka takıyor.
She's wearing eye shadow.
begynn å lære
O göz farı sürüyor.
Should I cancel the call?
begynn å lære
Çağrıyı iptal etmeme gerek var mı?
Should we get up earlier?
begynn å lære
Daha erken kalkmamıza gerek var mı?
Shut up and let me think.
begynn å lære
Kapa çeneni ve düşünmeme izin ver.
Sixty new museums opened.
begynn å lære
Altmış yeni müze açıldı.
Someone broke the window.
begynn å lære
Biri pencereyi kırdı.
Someone entered the room.
begynn å lære
Birisi odaya girdi.
Someone scratched my car.
begynn å lære
Birisi arabamı çizdi.
Someone will do that job.
begynn å lære
Biri şu işi yapacak.
Sorry, but he is out now.
begynn å lære
Üzgünüm, fakat o şimdi dışarıda.
Spain controlled Florida.
begynn å lære
İspanya Florida'yı kontrol altında tuttu.
Speak slowly and clearly.
begynn å lære
Yavaş yavaş ve net bir şekilde konuşun.
Stand back from the rope.
begynn å lære
İpten geride dur.
Stop arguing about money.
begynn å lære
Para hakkında tartışmayı bırak.
Study harder from now on.
begynn å lære
Bundan sonra daha sıkı çalış.
Suddenly, it became noisy.
begynn å lære
Aniden gürültülü oldu.
Sugar dissolves in water.
begynn å lære
Şeker suda çözünür.
Supplies were no problem.
begynn å lære
Malzemelerde hiçbir sorun yoktu.
Tadashi has a soft voice.
begynn å lære
Tadashi yumuşak bir sese sahip.
Take as many as you want.
begynn å lære
İstediğin kadar çok al.
Take care of your health.
begynn å lære
Sağlığına dikkat et.
Take this to your mother.
begynn å lære
Bunu annene götür.
Telephone me if it rains.
begynn å lære
Yağmur yağarsa beni ara.
Tell her to come at noon.
begynn å lære
Ona öğleyin gelmesini söyle.
Ten years is a long time.
begynn å lære
On yıl uzun bir zamandır.
Tensions were increasing.
begynn å lære
Gerginlikler artıyordu.
Terrorists blew up a bus.
begynn å lære
Teröristler bir otobüsü havaya uçurdular.
That boy's hair is black.
begynn å lære
Şu çocuğun saçı siyahtır.
That car has a roof rack.
begynn å lære
O arabanın port bağajı var.
That child is impossible.
begynn å lære
O çocuk çekilmez.
That club is way too big.
begynn å lære
O kulüp çok çok büyük.
That flower smells sweet.
begynn å lære
O çiçek güzel kokuyor.
That house belongs to me.
begynn å lære
O ev bana aittir.
That house is very small.
begynn å lære
O ev çok küçüktür.
That is all that he said.
begynn å lære
Onun bütün söylediği odur.
That lady is over eighty.
begynn å lære
O bayan seksenin üzerindedir.
That toy is made of wood.
begynn å lære
O oyuncak ahşaptan yapılmıştır.
That was hard to believe.
begynn å lære
İnanmak zordu.
That was only a year ago.
begynn å lære
O sadece bir yıl önceydi.
That wasn't my intention.
begynn å lære
Benim niyetim o değildi.
That's a beautiful dress.
begynn å lære
O güzel bir elbise.
That's a ridiculous idea.
begynn å lære
Bu saçma bir fikir.
That's absolute nonsense.
begynn å lære
Bu saçmalığın dik alası.
That's an excellent wine.
begynn å lære
Bu mükemmel bir şarap.
That's an interesting ad.
begynn å lære
O, ilginç bir reklam.
That's fairly reasonable.
begynn å lære
O oldukça makuldür.
That's my favorite chair.
begynn å lære
O, benim favori sandalyem.
That's quite meaningless.
begynn å lære
O oldukça anlamsız.
You're very sweet.
begynn å lære
Çok tatlısın.
The alarm woke up Mayuko.
begynn å lære
Alarm Mayuko'yu uyandırdı.
The area is built up now.
begynn å lære
Bu alan şu anda inşa edilmiştir.
The arrow hit the target.
begynn å lære
Ok hedefi vurdu.
The baby cried all night.
begynn å lære
Bebek tüm gece ağladı.
The baby has a cute face.
begynn å lære
Bebeğin sevimli bir yüzü var.
The baby is able to walk.
begynn å lære
Bebek yürüyebiliyor.
The baby was fast asleep.
begynn å lære
Bebek derin uykudaydı.
The ball bounced up high.
begynn å lære
Top yükseğe fırladı.
The blood test is normal.
begynn å lære
Kan testi normaldir.
The blood was bright red.
begynn å lære
Kan parlak kırmızıydı.
The boy adjusted his cap.
begynn å lære
Çocuk şapkasını düzeltti.
The boy can count to ten.
begynn å lære
Çocuk ona kadar sayabilir.
The boy fell off the bed.
begynn å lære
Çocuk yatağa düştü.
The boy has a high fever.
begynn å lære
Çocuğun yüksek ateşi var.
The boy I helped is Tony.
begynn å lære
Yardım ettiğim çocuk Tony'dir.
The boy took off his cap.
begynn å lære
Çocuk kepini çıkardı.
The bus has already gone.
begynn å lære
Otobüs çoktan gitti.
The bus was very crowded.
begynn å lære
Otobüs çok kalabalıktı.
The car doesn't run fast.
begynn å lære
Araba hızlı çalışmaz.
The car has a new engine.
begynn å lære
Arabanın yeni bir motoru var.
The class begins at 8:30.
begynn å lære
Ders 8:30 da başlar.
The climate here is mild.
begynn å lære
Buradaki iklim ılımandır.
The coffeepot is boiling.
begynn å lære
Kahve demliği kaynıyor.
The cold air revived Tom.
begynn å lære
Soğuk hava Tom'u yeniden hayata döndürdü.
The danger of war passed.
begynn å lære
Savaş tehlikesi geçti.
The decision is not easy.
begynn å lære
Karar kolay değildir.
The decision was put off.
begynn å lære
Karar ertelendi.
The desk is made of wood.
begynn å lære
Masa ahşaptan yapılmıştır.
The doctor felt my pulse.
begynn å lære
Doktor nabzıma baktı.
The doctor took my pulse.
begynn å lære
Doktor nabzımı ölçtü.
The dog was hit by a car.
begynn å lære
Köpek bir araba tarafından çarpıldı.
The door remained closed.
begynn å lære
Kapı kapalı kaldı.
The fish wants to escape.
begynn å lære
Balık kaçmak istiyor.
The food is getting cold.
begynn å lære
Yiyecek soğuyor.
The forest is very thick.
begynn å lære
Orman çok sık.
The game became exciting.
begynn å lære
Oyun heyecan verici oldu.
The girl has golden hair.
begynn å lære
Kızın altın saçları var.
The girl hugged her doll.
begynn å lære
Kız bebeğini kucakladı.
The girl let the bird go.
begynn å lære
Kız kuşu azat etti.
The girls began to laugh.
begynn å lære
Kızlar gülmeye başladılar.
The governor was furious.
begynn å lære
Vali öfkelendi
The gown is made of silk.
begynn å lære
Gecelik ipekten yapılır.
The gunman was Jack Ruby.
begynn å lære
Silahlı adam Jack Ruby idi.
The horse would not move.
begynn å lære
At kımıldamadı.
The hot bath relaxed her.
begynn å lære
Sıcak bir banyo, onu rahatlattı.
The lady remained silent.
begynn å lære
Bayan sessiz kaldı.
The lake is deepest here.
begynn å lære
Nehrin en derin yeri burası.
The man committed murder.
begynn å lære
Adam cinayet işledi.
The man shoved her aside.
begynn å lære
Adam onu bir kenara itti.
The meeting was canceled.
begynn å lære
Toplantı iptal edildi.
The Mexicans surrendered.
begynn å lære
Meksikalılar teslim oldu.
The milk went sour.
begynn å lære
Süt ekşidi.
The museum is closed now.
begynn å lære
Şimdi müze kapalı.
The nail tore his jacket.
begynn å lære
Çivi onun ceketini yırttı.
The new plan worked well.
begynn å lære
Yeni plan iyi çalıştı.
The news broke her heart.
begynn å lære
Haber onun kalbini kırdı.
The news made them happy.
begynn å lære
Haber onları mutlu etti.
The nurse gave me a shot.
begynn å lære
Hemşire bana bir iğne yaptı.
The old man is very kind.
begynn å lære
Yaşlı adam çok nazik.
The patient is in danger.
begynn å lære
Hasta tehlikede.
The plan did not succeed.
begynn å lære
Plan başarılı olmadı.
The play begins at 2 p.m.
begynn å lære
Oyun 2:00 p.m.'de başlar.
The police are after you.
begynn å lære
Polisler senin peşinde.
The policeman is on duty.
begynn å lære
Polis memuru görevde.
The pond has frozen over.
begynn å lære
Göletin üstü buz tutmuş.
The president is out now.
begynn å lære
Başkan şimdi dışarda.
The rain changed to snow.
begynn å lære
Yağmur, kara dönüştü.
The rain stopped at last.
begynn å lære
Sonunda yağmur durdu.
The red dress suited her.
begynn å lære
Kırmızı elbise ona uydu.
The rent is due tomorrow.
begynn å lære
Yarın kiranın vadesi geldi.
The riot got out of hand.
begynn å lære
İsyan kontrolden çıktı.
The river is running dry.
begynn å lære
Nehir kuruyor.
The road is under repair.
begynn å lære
Yol onarımdadır.
The ship had three decks.
begynn å lære
Geminin üç güvertesi vardı.
The ship was not damaged.
begynn å lære
Gemi hasarlı değildi.
The shop closes at seven.
begynn å lære
Dükkan yedide kapanır.
The shop is closed today.
begynn å lære
Dükkan bugün kapalı.
The situation worsened.
begynn å lære
Durum daha da kötüleşti.
The skies won't be clear.
begynn å lære
Gökyüzü açık olmayacak.
The sky is full of stars.
begynn å lære
Gökyüzü yıldızlarla dolu.
The sky is getting light.
begynn å lære
Gökyüzü aydınlanıyor.
The Smiths moved to Ohio.
begynn å lære
Smith ailesi Ohio'ya taşındı.
The snow has disappeared.
begynn å lære
Kar kayboldu.
The snow has melted away.
begynn å lære
Kar eriyip yok oldu.
The snow is falling fast.
begynn å lære
Kar hızlı düşüyor.
The soup is terribly hot.
begynn å lære
Çorba aşırı sıcak.
The soup is terribly hot.
begynn å lære
Çorba son derece sıcak.
The soup needs more salt.
begynn å lære
Çorbanın daha çok tuza ihtiyacı var.
The structure isn't safe.
begynn å lære
Yapı güvenli değil.
The sun is about to rise.
begynn å lære
Güneş doğmak üzere.
The sun is about to sink.
begynn å lære
Güneş batmak üzere.
The toilet doesn't flush.
begynn å lære
Tuvaletin sifonu çalışmıyor.
The toilet is over there.
begynn å lære
Tuvalet orada.
The total is one hundred.
begynn å lære
Toplam bir yüzdür.
The train came on time.
begynn å lære
Tren zamanında geldi.
The train is due at noon.
begynn å lære
Tren öğleyin gelir.
The war lasted two years.
begynn å lære
Savaş iki yıl sürdü.
The waves are high today.
begynn å lære
Dalgalar bugün yüksek.
The weather had been hot.
begynn å lære
Hava sıcak olmuştu.
The weather has improved.
begynn å lære
Hava düzeldi.
The whole crew was saved.
begynn å lære
Tüm mürettebat kurtarıldı.
The wind has calmed down.
begynn å lære
Rüzgar sakinleşti
Their cattle are all fat.
begynn å lære
Onların sığırlarının hepsi şişman.
Their son's name is John.
begynn å lære
Onların erkek çocuğunun adı John.
There is a knife missing.
begynn å lære
Kayıp bir bıçak var.
There is a show tomorrow.
begynn å lære
Yarın bir gösteri var.
There is a spoon missing.
begynn å lære
Kayıp bir kaşık var.
There is no school today.
begynn å lære
Bugün okul yok.
There isn't any solution.
begynn å lære
Hiç çözüm yok.
There isn't anybody else.
begynn å lære
Başka biri yok.
There's no need to hurry.
begynn å lære
Acele etmeye gerek yok.
There's nothing I can do.
begynn å lære
Yapabileceğim bir şey yok.
These are very old books.
begynn å lære
Bunlar çok eski kitaplar.
These books are my books.
begynn å lære
Bu kitaplar benim kitaplarım.
These oranges taste good.
begynn å lære
Bu portakallrın tadı iyi.
These socks do not match.
begynn å lære
Bu çoraplar eşleşmiyor.
These trousers are dirty.
begynn å lære
Bu pantolon kirli.
They achieved their goal.
begynn å lære
Onlar amaçlarına ulaştılar.
They already got married.
begynn å lære
Onlar zaten evlendiler.
They are all alike to me.
begynn å lære
Onların hepsi bana benziyor.
They are as strong as us.
begynn å lære
Onlar bizim kadar güçlüler.
They are eager for peace.
begynn å lære
Onlar barış için istekliler.
They are out of work now.
begynn å lære
Onlar şimdi işsizler.
They are paid by the day.
begynn å lære
Onlara günlük ödenir.
They are very big apples.
begynn å lære
Onlar çok büyük elmalar.
They are very compatible.
begynn å lære
Onlar çok uyumlular.
They are very kind to me.
begynn å lære
Onlar bana karşı çok nazik.
They ate healthier foods.
begynn å lære
Onlar daha sağlıklı gıdalar yediler.
They attained their goal.
begynn å lære
Onlar hedeflerine ulaştılar.
They attempted to escape.
begynn å lære
Onlar kaçma girişiminde bulundular.
They became man and wife.
begynn å lære
Onlar karı koca oldu.
They called him a coward.
begynn å lære
Onlar ona korkak dediler.
They came into the house.
begynn å lære
Onlar eve geldiler.
They caught him stealing.
begynn å lære
Onlar onu çalarken yakaladılar.
They did not clap for us.
begynn å lære
Onlar bizi alkışlamadılar.
They eat fish on Fridays.
begynn å lære
Onlar Cuma günleri balık yerler.
They escaped from prison.
begynn å lære
Onlar hapishaneden kaçtı.
They found no such proof.
begynn å lære
Onlar böyle bir kanıt bulmadılar.
They had different ideas.
begynn å lære
Onların farklı fikirleri vardı.
They have gone to Europe.
begynn å lære
Onlar Avrupa'ya gittiler.
They have taken her away.
begynn å lære
Onlar onu götürdüler.
They have twin daughters.
begynn å lære
Onların ikiz kızları var.
They like Tsuneoki Ikeda.
begynn å lære
Onlar Tsuneoki Ikeda'yı severler.
They live near the beach.
begynn å lære
Onlar sahile yakın yaşarlar.
They looked really happy.
begynn å lære
Onlar gerçekten mutlu görünüyordu.
They lost their property.
begynn å lære
Onlar mülklerini kaybettiler.
They need some direction.
begynn å lære
Onların bir yöne ihtiyacı var.
They rented an apartment.
begynn å lære
Onlar bir daire kiraladı.
They say he's very rich.
begynn å lære
Onlar onun çok zengin olduğunu söylüyorlar.
They sent for the doctor.
begynn å lære
Onlar doktor getirttiler.
They set out on a picnic.
begynn å lære
Onlar piknik için yola çıktılar.
They walked side by side.
begynn å lære
Onlar yan yana yürüdüler.
They want to become rich.
begynn å lære
Onlar zengin olmak istiyorlar.
They were from Liverpool.
begynn å lære
Onlar Liverpool'lu idi.
They were glad to see me.
begynn å lære
Onlar beni gördüklerine memnun oldular.
They were playing tennis.
begynn å lære
Onlar tenis oynuyorlardı.
They were seen to go out.
begynn å lære
Onlar dışarı çıkarken görüldü.
They were spending money.
begynn å lære
Onlar para harcıyorlardı.
They were taken prisoner.
begynn å lære
Onlar esir alındılar.
They would call for help.
begynn å lære
Onlar yardım istediler.
They would not surrender.
begynn å lære
Onlar teslim olmadılar.
They'll be here at three.
begynn å lære
Onlar Üçte burada olacaklar.
They're able students.
begynn å lære
Onlar yetenekli öğrenciler.
They're average students.
begynn å lære
Onlar orta düzeyde öğrenciler.
This amount includes tax.
begynn å lære
Bu tutar vergi içermektedir.
This baby is 3 weeks old.
begynn å lære
Bu bebek üç haftalıktır.
This book belongs to you.
begynn å lære
Bu kitap size aittir.
This box contains apples.
begynn å lære
Bu kutuda elmalar var.
This castle is beautiful.
begynn å lære
Bu kale güzeldir.
This clock isn't working.
begynn å lære
Bu saat çalışmıyor.
This coat doesn't fit me.
begynn å lære
Bu ceket bana uymuyor.
This coffee shop is cozy.
begynn å lære
Bu kahvehane rahat.
This desk is used by Tom.
begynn å lære
Bu masa Tom tarafından kullanılıyor.
This desk is used by Tom.
begynn å lære
Bu masa Tom tarafından kullanılır.
This diamond is not real.
begynn å lære
Bu elmas gerçek değildir.
This dog is almost human.
begynn å lære
Bu köpek neredeyse bir insan.
This door would not open.
begynn å lære
Bu kapı açılmazdı.
This flag is very pretty.
begynn å lære
Bu bayrak çok güzel.
This gate needs painting.
begynn å lære
Bu kapının boyanmaya ihtiyacı var.
This house has six rooms.
begynn å lære
Bu evin altı odası var.
This is a dead-end alley.
begynn å lære
Bu çıkmaz bir sokak.
This is a very rare case.
begynn å lære
Bu çok nadir bir durumdur.
This is a very tall tree.
begynn å lære
Bu çok uzun bir ağaç.
This is all he has to do.
begynn å lære
Bütün yapması gereken bu.
This is an historic city.
begynn å lære
Bu tarihi bir şehir.
This is as heavy as lead.
begynn å lære
Bu kurşun kadar ağır.
This drives me nuts.
begynn å lære
Bu beni deli ediyor.
This is how we cook rice.
begynn å lære
Pilavı pişirme şeklimiz budur.
This is my email address.
begynn å lære
İşte benim e-postam.
This is my email address.
begynn å lære
Bu benim e-mail adresim.
This is my email address.
begynn å lære
Bu benim e-posta adresim.
This is my email address.
begynn å lære
Bu benim e-posta adresi.
This is the worst of all.
begynn å lære
Bu hepsinin en kötüsüdür.
This is too easy for him.
begynn å lære
Bu onun için çok kolaydır.
This is Uncle Tom's farm.
begynn å lære
Bu Uncle Tom'un çiftliğidir.
This is what you must do.
begynn å lære
Yapmanız gereken budur.
This is your only chance.
begynn å lære
Bu sizin tek şansınız.
This knife is very sharp.
begynn å lære
Bu bıçak çok keskin.
This land belongs to Tom.
begynn å lære
Bu arazi Tom'a aittir.
This magazine sells well.
begynn å lære
Bu dergi iyi satıyor.
This makes me very angry.
begynn å lære
Bu beni çok kızdırır.
This question isn't easy.
begynn å lære
Bu soru kolay değildir.
This room is comfortable.
begynn å lære
Bu oda rahat.
This room is very stuffy.
begynn å lære
Bu oda çok havasız.
This rule does not apply.
begynn å lære
Bu kural geçerli değildir.
This size doesn't fit me.
begynn å lære
Bu beden bana uymuyor.
This song is a love song.
begynn å lære
Bu şarkı bir aşk şarkısı.
This song makes me happy.
begynn å lære
Bu şarkı beni mutlu ediyor.
This soup is really good.
begynn å lære
Bu çorba gerçekten iyi.
This stove uses kerosene.
begynn å lære
Bu soba kerosen kullanır.
This tire needs some air.
begynn å lære
Bu lastiğin biraz havaya ihtiyacı var.
This was meant as a joke.
begynn å lære
Bu bir şaka olarak yapılmıştı.
To relax, breathe slowly.
begynn å lære
Rahatlamak için, yavaş yavaş nefes alın.
Tom accepted Mary's gift.
begynn å lære
Tom Mary'nin hediyesini kabul etti.
Tom added up the numbers.
begynn å lære
Tom sayıları topladı.
Tom admitted his mistake.
begynn å lære
Tom hatasını kabul etti.
Tom adopted a new policy.
begynn å lære
Tom yeni bir politika benimsedi.
Tom almost lost his mind.
begynn å lære
Tom neredeyse aklını kaybetti.
Tom always does his best.
begynn å lære
Tom her zaman elinden geleni yapar.
Tom and Mary are cousins.
begynn å lære
Tom ve Mary kuzendir.
Tom arrived at the hotel.
begynn å lære
Tom otele vardı.
Tom asked for a discount.
begynn å lære
Tom bir indirim istedi.
Tom asked for directions.
begynn å lære
Tom tarifleri istedi.
Tom bet $300 on the game.
begynn å lære
Tom oyunda 300 dolarlık bahse girdi.
Tom bet $300 on the race.
begynn å lære
Tom yarışta 300 dolarlık bahse girdi.
Tom bought Mary a camera.
begynn å lære
Tom MaryYe bir kamera satın aldı.
Tom broke down the house.
begynn å lære
Tom evi yıktı.
Tom brought refreshments.
begynn å lære
Tom serinletici içecekler getirdi.
Tom buttoned up his coat.
begynn å lære
Tom paltosunu ilikledi.
Tom called a taxi for me.
begynn å lære
Tom benim için bir taksi çağırdı.
Tom called Mary a coward.
begynn å lære
Tom Mary'ye korkak diye bağırdı.
Tom came after Mary left.
begynn å lære
Mary gittikten sonra Tom geldi.
Tom came over last night.
begynn å lære
Tom dün gece uğradı.
Tom came to dislike Mary.
begynn å lære
Tom Mary'yi sevmediği için geldi.
Tom can be reasoned with.
begynn å lære
Tom ikna edilebilir.
Tom can dance quite well.
begynn å lære
Tom oldukça iyi dans edebilir.
Tom can swim like a fish.
begynn å lære
Tom balık gibi yüzebilir.
Tom can't turn Mary down.
begynn å lære
Tom Mary'den vazgeçemiyor.
Tom catches colds easily.
begynn å lære
Tom kolayca soğuk algınlığına yakalanır.
Tom certainly has talent.
begynn å lære
Tom'un kesinlikle yeteneği var.
Tom certainly tries hard.
begynn å lære
Tom kesinlikle çok çabalıyor.
Tom certainly was polite.
begynn å lære
Tom kesinlikle kibardı.
Tom claimed he saw a UFO.
begynn å lære
Tom o bir UFO gördüğünü iddia etti.
Tom cried all night long.
begynn å lære
Tom bütün gece boyunca bağırdı.
Tom cut the pear in half.
begynn å lære
Tom, armutu yarıya böldü.
Tom deserves a promotion.
begynn å lære
Tom bir terfiyi hak ediyor.
Tom did an excellent job.
begynn å lære
Tom mükemmel bir iş yaptı.
Tom did as you suggested.
begynn å lære
Tom önerdiğin gibi yaptı.
Tom did his own research.
begynn å lære
Tom kendi araştırmasını yaptı.
Tom did okay on the test.
begynn å lære
Tom sınavda iyi yaptı.
Tom didn't feel anything.
begynn å lære
Tom bir şey hissetmedi.
Tom didn't know anything.
begynn å lære
Tom bir şey bilmiyordu.
Tom didn't mean any harm.
begynn å lære
Tom'un niyeti zarar vermek değildi.
Tom didn't need any help.
begynn å lære
Tom herhangi bir yardıma ihtiyacı yoktu.
Tom didn't shoot anybody.
begynn å lære
Tom herhangi birine ateş etmedi.
Tom didn't think of that.
begynn å lære
Tom onu düşünmüyordu.
Tom died a natural death.
begynn å lære
Tom doğal bir ölümle öldü.
Tom died at an early age.
begynn å lære
Tom erken yaşta öldü.
Tom died in his thirties.
begynn å lære
Tom otuzlu yaşlarında vefat etti.
Tom discovered the truth.
begynn å lære
Tom gerçeği keşfetti.
Tom does weight training.
begynn å lære
Tom ağırlık çalışması yapar.
Tom doesn't drink coffee.
begynn å lære
Tom kahve içmez.
Tom doesn't get up early.
begynn å lære
Tom erken kalkmaz.
Tom doesn't have a fever.
begynn å lære
Tom'un ateşi yok.
Tom doesn't know my name.
begynn å lære
Tom ismimi bilmiyor.
Tom doesn't look his age.
begynn å lære
Tom yaşında görünmüyor.
Tom doesn't mind waiting.
begynn å lære
Tom beklemeyi dert etmez.
Tom doesn't mind walking.
begynn å lære
Tom yürümeyi dert etmez.
Tom doesn't speak French.
begynn å lære
Tom Fransızca konuşmaz.
Tom doesn't trust anyone.
begynn å lære
Tom kimseye güvenmiyor.
Tom drives like a maniac.
begynn å lære
Tom bir manyak gibi araba sürer.
Tom drove off in a hurry.
begynn å lære
Tom arabayla hızlıca uzaklaştı.
Tom drowned in the ocean.
begynn å lære
Tom okyanusta boğuldu.
Tom enjoys reading books.
begynn å lære
Tom kitapları okumayı seviyor.
Tom enjoys the fresh air.
begynn å lære
Tom taze havayı sever.
Tom enlisted in the Army.
begynn å lære
Tom orduya yazıldı.
Tom feels sorry for Mary.
begynn å lære
Tom Mary için üzgün hissediyor.
Tom fell asleep in class.
begynn å lære
Tom sınıf içinde uykuya daldı.
Tom fell down the stairs.
begynn å lære
Tom merdivenlerden düştü
Tom fell off his bicycle.
begynn å lære
Tom bisikletinden düştü.
Tom filled in the blanks.
begynn å lære
Tom boşlukları doldurdu.
Tom finally got his wish.
begynn å lære
Tom sonunda istediğini aldı.
Tom forced Mary to do it.
begynn å lære
Tom Mary'yi onu yapması için zorladı.
Tom found Mary repulsive.
begynn å lære
Tom Mary'yi itici buldu.
Tom gave the baby a bath.
begynn å lære
Tom bebeğe banyo yaptırdı.
Tom glanced at his watch.
begynn å lære
Tom saatine baktı.
Tom goes to bed at 10:30.
begynn å lære
Tom saat 10.30 'da yatmaya gider.
Tom goes to night school.
begynn å lære
Tom gece okuluna gidiyor.
Tom got here before noon.
begynn å lære
Tom öğleden önce buraya vardı.
Tom got his suit altered.
begynn å lære
Tom takım elbisesini değiştirdi.
Tom got off the elevator.
begynn å lære
Tom asansörden indi.
Tom got shot in the back.
begynn å lære
Tom sırtından vuruldu.
Tom got soap in his eyes.
begynn å lære
Tom'un gözlerinde sabun var.
Tom got stuck in traffic.
begynn å lære
Tom, trafikte sıkıştırıldı.
Tom had a very good time.
begynn å lære
Tom, çok iyi bir zaman geçirdi.
Tom had an upset stomach.
begynn å lære
Tom'un bir mide rahatsızlığı vardı.
Tom had his fortune told.
begynn å lære
Tom falını anlattırdı.
Tom had no time to waste.
begynn å lære
Tom'un boşa harcayacak zamanı yoktu.
Tom had nothing to drink.
begynn å lære
Tom'un içecek bir şeyi yok.
Tom had to run an errand.
begynn å lære
Tom bir iş için koşmak zorunda kaldı.
Tom had to take a detour.
begynn å lære
Tom çevre yolundan gitmek zorundaydı.
Tom handed in his report.
begynn å lære
Tom raporunu verdi.
Tom has a bad reputation.
begynn å lære
Tom kötü bir üne sahiptir.
Tom has a beautiful wife.
begynn å lære
Tom'un güzel bir karısı var.
Tom has a heavy workload.
begynn å lære
Tom'un ağır bir işyükü var.
Tom has a lot of stamina.
begynn å lære
Tom çok dirençli.
Tom has a thing for Mary.
begynn å lære
Tom'un Mary için bir şeyi var.
Tom has a two-room house.
begynn å lære
Tom'un iki odalı bir evi var.
Tom has a way with words.
begynn å lære
Tom'un doğal bir konuşma yeteneği var.
Tom has all but given up.
begynn å lære
Tom neredeyse vazgeçti.
Tom has never seen a UFO.
begynn å lære
Tom asla bir UFO görmedi.
Tom has no need to worry.
begynn å lære
Tom'un üzülmesine gerek yok.
Tom has no wish to study.
begynn å lære
Tom'un ders çalışma isteği yok.
Tom has to buy some food.
begynn å lære
Tom biraz yiyecek almak zorunda.
Tom has to wait for Mary.
begynn å lære
Tom Mary'yi beklemek zorunda.
Tom hasn't changed a bit.
begynn å lære
Tom biraz değişmedi.
Tom hasn't done any work.
begynn å lære
Tom hiç iş yapmadı.
Tom hasn't eaten all day.
begynn å lære
Tom bütün gün yemek yemedi.
Tom hasn't given up hope.
begynn å lære
Tom ümidini kaybetmedi.
Tom hasn't sung in years.
begynn å lære
Tom yıllarca şarkı söylemedi.
Tom heard this from Mary.
begynn å lære
Tom bunu Mary'den duydu.
Tom hopes Mary won't die.
begynn å lære
Tom Mary'nin ölmeyeceğini umuyor.
Tom hopes you'll like it.
begynn å lære
Tom ondan hoşlanacağını umuyor.
Tom hurt Mary's feelings.
begynn å lære
Tom Mary'nin duygularını incitti.
Tom is a 33-year-old man.
begynn å lære
Tom 33 yaşında bir adam.
Tom is a college student.
begynn å lære
Tom bir üniversite öğrencisi.
Tom is a compulsive liar.
begynn å lære
Tom zorunlu bir yalancıdır.
Tom is a fitness fanatic.
begynn å lære
Tom bir kondüsyon fanatiği.
Tom is a man of his word.
begynn å lære
Tom sözünün adamıdır.
Tom is a really nice guy.
begynn å lære
Tom gerçekten hoş bir adam.
Tom is a reckless driver.
begynn å lære
Tom dikkatsiz bir sürücü.
Tom is a sensitive child.
begynn å lære
Tom hassas bir çocuk.
Tom is a talented singer.
begynn å lære
Tom yetenekli bir şarkıcıdır.
Tom is a very strong man.
begynn å lære
Tom, çok güçlü bir adam.
Tom is almost never late.
begynn å lære
Tom neredeyse asla geç kalmaz.
Tom is always in a hurry.
begynn å lære
Tom'un her zaman acelesi var.
Tom is always on my mind.
begynn å lære
Tom her zaman aklımda.
Tom is an intriguing guy.
begynn å lære
Tom ilgi uyandıran bir adam.
Tom is friends with Mary.
begynn å lære
Tom Mary ile arkadaş.
Tom is going to be sorry.
begynn å lære
Tom üzülecek.
Tom is hard to deal with.
begynn å lære
Tom'la uğraşmak zordur.
Tom is hard up for money.
begynn å lære
Tom'un para için eli darda.
Tom is in love with Mary.
begynn å lære
Tom Mary'ye aşıktır.
Tom is loyal to his wife.
begynn å lære
Tom karısına sadık.
Tom is Mary's ex-husband.
begynn å lære
Tom Mary'nin eski kocasıdır.
Tom is Mary's son-in-law.
begynn å lære
Tom Mary'nin damadıdır.
Tom is Mary's stepfather.
begynn å lære
Tom Mary'nin üvey babası.
Tom is no match for Mary.
begynn å lære
Tom Mary'nin dengi değil.
Tom is not as old as you.
begynn å lære
Tom senin kadar yaşlı değildir.
Tom is out at the moment.
begynn å lære
Tom şu anda dışarda.
Tom is shorter than Mary.
begynn å lære
Tom Mary'den daha kısadır.
Tom is swamped with work.
begynn å lære
Tom'un çok fazla işi var.
Tom is taking a bath now.
begynn å lære
Tom şimdi banyo yapıyor.
Tom is too good for Mary.
begynn å lære
Tom Mary için çok fazla iyi.
Tom is used to hard work.
begynn å lære
Tom zor işe alışkındır.
Tom is very conservative.
begynn å lære
Tom çok muhafazakar.
Tom isn't afraid to fail.
begynn å lære
Tom başarısız olmaktan korkmuyor.
Tom isn't as old as I am.
begynn å lære
Tom benim kadar yaşlı değildir.
Tom isn't as old as Mary.
begynn å lære
Tom Mary kadar yaşlı değildir.
Tom isn't at all selfish.
begynn å lære
Tom hiç bencil değildir.
Tom isn't good at sports.
begynn å lære
Tom sporda iyi değildir.
Tom jumped into the lake.
begynn å lære
Tom göle atladı.
Tom just got up and left.
begynn å lære
Tom sadece kalktı ve gitti.
Tom knows Mary very well.
begynn å lære
Tom Mary'yi çok iyi tanıyor.
Tom knows what Mary said.
begynn å lære
Tom Mary'nin dediğini biliyor.
Tom left a note for Mary.
begynn å lære
Tom Mary için bir not bıraktı.
Tom left the window open.
begynn å lære
Tom pencereyi açık bıraktı.
Tom lent Mary his camera.
begynn å lære
Tom Mary'ye kamerasını ödünç verdi.
Tom likes Mary very much.
begynn å lære
Tom Mary'den çok hoşlanıyordu.
Tom looks very dignified.
begynn å lære
Tom çok onurlu görünüyor.
Tom lost a lot of weight.
begynn å lære
Tom çok zayıfladı.
Tom loved Mary very much.
begynn å lære
Tom Mary'yi çok seviyordu.
Tom loves being outdoors.
begynn å lære
Tom açık havayı çok seviyor.
Tom loves studying music.
begynn å lære
Tom müzik çalışmayı sever.
Tom made a wise decision.
begynn å lære
Tom akıllıca bir karar verdi.
Tom made stew for dinner.
begynn å lære
Tom akşam yemeği için güveç yaptı.
Tom makes me feel needed.
begynn å lære
Tom bana gerekli hissettiriyor.
Tom must be about thirty.
begynn å lære
Tom yaklaşık otuz olmalı.
Tom must be home by 2:30.
begynn å lære
Tom 2:30 a kadar evde olmalı.
Tom must be thirty or so.
begynn å lære
Tom otuz yada civarı olmalı.
Tom needs some more rest.
begynn å lære
Tom'un biraz daha dinlenmeye ihtiyacı var.
Tom needs to talk to you.
begynn å lære
Tom sizinle konuşmalı.
Tom neglected his family.
begynn å lære
Tom ailesini ihmal etti.
Tom never eats junk food.
begynn å lære
Tom asla abur cubur yemez.
Tom never loses his cool.
begynn å lære
Tom soğukkanlılığını asla kaybetmez.
Tom never saw Mary again.
begynn å lære
Tom tekrar asla Mary'yi görmedi.
Tom no longer loves Mary.
begynn å lære
Tom artık Mary'yi sevmiyor.
Tom offered to help Mary.
begynn å lære
Tom Mary'ye yardım etmeyi önerdi.
Tom often eats Thai food.
begynn å lære
Tom genellikle Tay yemekleri yer.
Tom often goes to Boston.
begynn å lære
Tom sık sık Boston'a gider.
Tom often has nightmares.
begynn å lære
Tom sık sık kabus görür.
Tom often makes mistakes.
begynn å lære
Tom sık sık hata yapar.
Tom owes Mary an apology.
begynn å lære
Tom Mary'ye bir özür borçludur.
Tom played with his kids.
begynn å lære
Tom çocukları ile oynadı.
Tom played with the baby.
begynn å lære
Tom bebek ile oynadı.
Tom pushed the door open.
begynn å lære
Tom açık kapıyı itti.
Tom pushed the door shut.
begynn å lære
Tom kapıyı kapatmak için itti.
Tom put away his clothes.
begynn å lære
Tom elbiselerini yerine koydu.
Tom quite often eats out.
begynn å lære
Tom oldukça sık dışarıda yiyor.
Tom really is a nice guy!
begynn å lære
Tom gerçekten hoş bir adam!
Tom regained his balance.
begynn å lære
Tom dengesini yeniden kazandı.
Tom ripped up the letter.
begynn å lære
Tom mektubu yırtarak açtı.
Tom rubbed his sore feet.
begynn å lære
Tom ağrıyan ayağını ovaladı.
Tom said goodbye to Mary.
begynn å lære
Tom Mary'ye hoşçakal dedi.
Tom said he had to split.
begynn å lære
Tom ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.
Tom said Mary would come.
begynn å lære
Tom Mary'nin geleceğini söyledi.
Tom said this was urgent.
begynn å lære
Tom bunun acil olduğunu söyledi.
Tom sat across from Mary.
begynn å lære
Tom Mary'nin karşısına oturdu.
Tom sat in the front row.
begynn å lære
Tom ön sıraya oturdu.
Tom says it's up to Mary.
begynn å lære
Tom Mary'ye kalmış diyor.
Tom says he's tired.
begynn å lære
Tom yorgun olduğunu söylüyor.
Tom scrubbed the bathtub.
begynn å lære
Tom küveti temizledi.
Tom seems to lack energy.
begynn å lære
Tom'un enerjisi eksik gibi görünüyor.
Tom seldom drinks coffee.
begynn å lære
Tom nadiren kahve içer.
Tom seldom eats red meat.
begynn å lære
Tom nadiren kırmızı et yer.
Tom should get some rest.
begynn å lære
Tom biraz dinlenmeli.
Tom should go to the gym.
begynn å lære
Tom, spor salonuna gitmeli.
Tom should've been there.
begynn å lære
Tom orada olmalıydı.
Tom should've paged Mary.
begynn å lære
Tom Mary'ye çağrı bırakmalıydı.
Tom shouldn't trust Mary.
begynn å lære
Tom Mary'ye güvenmemeli.
Tom showed up a tad late.
begynn å lære
Tom biraz geç geldi.
Tom shredded the lettuce.
begynn å lære
Tom marulu parçaladı.
Tom spent time with Mary.
begynn å lære
Tom Mary ile zaman geçirdi.
Tom squeezed Mary's hand.
begynn å lære
Tom Mary'nin elini sıktı.
Tom stepped on the brake.
begynn å lære
Tom frene bastı.
Tom still hasn't paid me.
begynn å lære
Tom hala bana ödeme yapmadı.
Tom sure can play tennis.
begynn å lære
Tom elbette tenis oynayabilir.
Tom sure does burp a lot.
begynn å lære
Tom kesinlikle çok geğirir.
Tom thinks Mary is lying.
begynn å lære
Tom Mary'nin yalan söylediğini düşünüyor.
Tom thinks that's normal.
begynn å lære
Tom onun normal olduğunu düşünüyor.
Tom thought only of Mary.
begynn å lære
Tom sadece Mary'yi düşünüyordu.
Tom told Mary about John.
begynn å lære
Tom Mary'ye John'dan bahsetti.
Tom told Mary the secret.
begynn å lære
Tom sırrı Mary'ye söyledi.
Tom told Mary what to do.
begynn å lære
Tom Mary'ye ne yapacağını söyledi.
Tom told the dog to stay.
begynn å lære
Tom köpeğe kalmasını söyledi.
Tom took a sip of coffee.
begynn å lære
Tom bir yudum kahve aldı.
Tom took a step backward.
begynn å lære
Tom geriye doğru bir adım attı.
Tom took out the garbage.
begynn å lære
Tom çöpü dışarı çıkardı.
Tom took the wrong train.
begynn å lære
Tom yanlış trene bindi.
Tom took up hang gliding.
begynn å lære
Tom planör uçuşu çalışmaya başladı.
Tom towel-dried his hair.
begynn å lære
Tom saçını havlu ile kuruladı.
Tom tried to rescue Mary.
begynn å lære
Tom Mary'yi kurtarmak için çalıştı.
Tom turned on the tap.
begynn å lære
Tom musluğu açtı.
Tom turned on the heater.
begynn å lære
Tom ısıtıcıyı açtı.
Tom unbuttoned his shirt.
begynn å lære
Tom gömleğin düğmelerini açtı.
Tom wants a large family.
begynn å lære
Tom büyük bir aile istiyor.
Tom wants to be near you.
begynn å lære
Tom senin yanında olmak istiyor.
Tom wants to go to Japan.
begynn å lære
Tom Japonya'ya gitmek istiyor.
Tom wants to go with you.
begynn å lære
Tom seninle gitmek istiyor.
Tom wants to try this on.
begynn å lære
Tom bunu denemek istiyor.
Tom was forced to resign.
begynn å lære
Tom istifa etmek için zorlandı.
Tom was happy about that.
begynn å lære
Tom onun hakkında mutluydu.
Tom was here a while ago.
begynn å lære
Tom kısa bir süre önce buradaydı.
Tom was Mary's stepchild.
begynn å lære
Tom Mary'nin üvey evladıydı.
Tom was on TV last night.
begynn å lære
Tom dün gece televizyondaydı.
Tom was really impressed.
begynn å lære
Tom gerçekten etkilenmişti.
Tom was really surprised.
begynn å lære
Tom gerçekten şaşırmıştı.
Tom was stabbed to death.
begynn å lære
O, bıçaklanarak öldürüldü.
Tom was stuck in traffic.
begynn å lære
Tom trafikte sıkışıp kalmıştı.
Tom was thinking of Mary.
begynn å lære
Tom Mary'yi düşünüyordu.
Tom was waiting for Mary.
begynn å lære
Tom Mary'yi bekliyordu.
Tom watched TV yesterday.
begynn å lære
Tom, dün televizyon izledi.
Tom watched TV yesterday.
begynn å lære
Tom, dün TV izledi.
Tom went for a bike ride.
begynn å lære
Tom bir bisiklete binmek için gitti.
Tom went straight to bed.
begynn å lære
Tom doğruca yatağa gitti.
Tom went window-shopping.
begynn å lære
Tom birşey almadan vitrinleri gezdi.
Tom will be back by 2:30.
begynn å lære
Tom 2:30'a kadar geri dönecek.
Tom will keep you posted.
begynn å lære
Tom size düzenli olarak haber verecektir.
Tom will let Mary decide.
begynn å lære
Tom Mary'nin karar vermesine izin verecek.
Tom wishes he had a maid.
begynn å lære
Tom bir hizmetçisinin olmasını diliyor.
Tom worked like a madman.
begynn å lære
Tom bir deli gibi çalıştı.
Tom wouldn't let Mary in.
begynn å lære
Tom Mary'nin içeri girmesine izin vermezdi.
Tom's eyes are bloodshot.
begynn å lære
Tom'un gözleri kan çanağı.
Tom's flight was delayed.
begynn å lære
Tom'un uçuşu ertelendi.
Tom's mom caught the flu.
begynn å lære
Tom'un annesi gribe yakalandı.
Tomiko guessed my weight.
begynn å lære
Tomiko benim kilomu tahmin etti.
Tomorrow is her birthday.
begynn å lære
Yarın onun doğum günü.
Tomorrow is Mother's Day.
begynn å lære
Yarın anneler günü.
Tony speaks English well.
begynn å lære
Tony İngilizceyi iyi konuşur.
Try to fulfill your duty.
begynn å lære
Görevini yerine getirmeye çalış.
Try us again next Monday.
begynn å lære
Önümüzdeki Pazartesi bizi tekrar deneyin.
Turn down the television.
begynn å lære
Televizyonu kapatın.
Twelve is an even number.
begynn å lære
On iki, çift bir sayıdır.
Two men met face to face.
begynn å lære
İki adam yüz yüze görüştüler.
Two of them were drowned.
begynn å lære
Onlardan ikisi boğuldu.
Ulysses Grant was a hero.
begynn å lære
Ulysses Grant bir kahramandı.
Wait till the rain stops.
begynn å lære
Yağmur duruncaya kadar bekle.
Wake up at seven, please.
begynn å lære
Yedide uyandır lütfen.
Walk as fast as possible.
begynn å lære
Mümkün olduğunca hızlı yürüyün.
Was he lying on his back?
begynn å lære
O sırtüstü yatıyor muydu?
Was it difficult to make?
begynn å lære
Yapmak zor oldu mu?
Was that you at the door?
begynn å lære
Kapıdaki sen miydin?
Was the baby crying then?
begynn å lære
O zaman, bebek ağlıyor muydu?
Was the book interesting?
begynn å lære
Kitap enteresan mıydı?
Wash your face and hands.
begynn å lære
Yüzünü ve ellerini yıka.
We agreed to start early.
begynn å lære
Biz erken başlamak için anlaştık.
We almost froze to death.
begynn å lære
Neredeyse donarak ölüyorduk.
We applauded his honesty.
begynn å lære
Biz onun dürüstlüğünü alkışladık.
We appreciate his talent.
begynn å lære
Biz onun yeteneğini taktir ediyoruz.
We are apt to waste time.
begynn å lære
Biz boşa zaman geçirmeye eğilimliyiz.
We are in the same class.
begynn å lære
Biz aynı sınıftayız.
We are invited to dinner.
begynn å lære
Biz akşam yemeğine davet edildik.
We are leaving here soon.
begynn å lære
Yakında buradan ayrılıyoruz.
We are moving next month.
begynn å lære
Biz gelecek ay taşınıyoruz.
We are not all that safe.
begynn å lære
Biz o kadar güvende değiliz.
We are sold out of jeans.
begynn å lære
Kotların hepsi satıldı.
We are under his command.
begynn å lære
Biz onun emrindeyiz.
We are worried about you.
begynn å lære
Senin hakkında endişeliyiz.
We bought a pound of tea.
begynn å lære
Bir paund çay satın aldık.
We buy eggs by the dozen.
begynn å lære
Biz yumurtaları düzine ile alırız.
We chose John as captain.
begynn å lære
John kaptan olarak seçtik.
We chose John as captain.
begynn å lære
Biz kaptan olarak John'u seçtik.
We cleaned up our garden.
begynn å lære
Bahçemizi toparladık.
We discussed the problem.
begynn å lære
Sorunu tartıştık.
We do not have snow here.
begynn å lære
Bizim burada kar yok.
We don't know each other.
begynn å lære
Biz birbirimizi tanımıyoruz.
We drove across the city.
begynn å lære
Şehri baştan başa gezdik.
We drove along the coast.
begynn å lære
Sahil boyunca arabayla gezdik.
We eat soup with a spoon.
begynn å lære
Biz bir kaşıkla çorba yeriz.
We elected Jack chairman.
begynn å lære
Biz Jack'i başkan seçtik.
We expect a lot from him.
begynn å lære
Biz ondan çok şey bekliyoruz.
We expect him to succeed.
begynn å lære
Biz onun başarılı olmasını bekliyoruz.
We felt sympathy for her.
begynn å lære
Biz onun için sempati hissettik.
We found the key at last.
begynn å lære
Biz sonunda anahtarı bulduk.
We go to school to learn.
begynn å lære
Biz öğrenmek için okula gideriz.
We go to school to study.
begynn å lære
Biz eğitim için okula gideriz.
We go to the same school.
begynn å lære
Biz aynı okula gideriz.
We had a storm yesterday.
begynn å lære
Dün bir fırtına yaşadık.
We had fun at Disneyland.
begynn å lære
Biz Disneyland'da eğlendik.
We had no water to drink.
begynn å lære
İçecek suyumuz yok.
We had snow this morning.
begynn å lære
Bu sabah karımız vardı.
We have a house for rent.
begynn å lære
Kiralık bir evimiz var.
We have a long way to go.
begynn å lære
Bizim gidecek uzun bir yolumuz var.
We have run out of cream.
begynn å lære
Kremimiz bitti.
We have run out of sugar.
begynn å lære
Bizim şekerimiz tükendi.
We have the edge on them.
begynn å lære
Biz onlara göre avantajlıyız.
We have to start at once.
begynn å lære
Derhal başlamalıyız.
We have used up the coal.
begynn å lære
Biz kömürü bitirik.
We heard the bomb go off.
begynn å lære
Bombanın patladığını duyduk.
We hope to see you again.
begynn å lære
Sizi tekrar görmeyi umuyoruz.
We import tea from India.
begynn å lære
Biz Hindistan'dan çay ithal ederiz.
We kept our books closed.
begynn å lære
Kitaplarımızı kapalı tuttuk.
We kept the fire burning.
begynn å lære
Biz ateşin yanmasını sürdürdük.
We make butter from milk.
begynn å lære
Biz tereyağını sütten yaparız.
We need a signed receipt.
begynn å lære
İmzalı bir makbuza ihtiyacımız var.
We need something to eat.
begynn å lære
Yiyecek bir şeye ihtiyacımız var.
We need to clean the car.
begynn å lære
Biz arabayı temizlemeliyiz.
We need to dust the desk.
begynn å lære
Masanın tozunu almamız gerekir.
We ought to obey the law.
begynn å lære
Biz yasaya itaat etmeliyiz.
We play tennis every day.
begynn å lære
Biz her gün tenis oynarız.
We ran for 10 kilometers.
begynn å lære
On kilometre koştuk.
We rested on some stones.
begynn å lære
Bazı taşların üstünde dinlendik.
We sat down face to face.
begynn å lære
Yüz yüze oturduk.
We seldom have snow here.
begynn å lære
Biz burada nadiren kar görürüz.
We should help the needy.
begynn å lære
Biz yoksullara yardım etmeliyiz.
We should obey the rules.
begynn å lære
Biz kurallara riayet etmeliyiz.
We talked over the phone.
begynn å lære
Biz telefonda konuştuk.
We tried to persuade him.
begynn å lære
Biz onu ikna etmeye çalıştık.
We tried to trap the fox.
begynn å lære
Tilkiyi tuzağa düşürmeye çalıştık.
We walked across the ice.
begynn å lære
Biz buz boyunca yürüdük.
We watched TV last night.
begynn å lære
Dün gece TV izledik.
We went aboard the plane.
begynn å lære
Uçağa bindik.
We went skiing in Canada.
begynn å lære
Biz Kanada'da kayak yapmaya gittik.
We went to school by bus.
begynn å lære
Biz otobüsle okula gittik.
We will leave in an hour.
begynn å lære
Bir saat içerisinde gideceğiz.
We will take a rest soon.
begynn å lære
Yakında dinleneceğiz.
We would die without air.
begynn å lære
Havasız ölecektik.
We're just like brothers.
begynn å lære
Biz tam erkek kardeşler gibiyiz.
We're running out of gas.
begynn å lære
Gazımız bitiyor.
We're very busy just now.
begynn å lære
Biz şimdi çok meşgulüz.
Welcome to San Francisco.
begynn å lære
San Fransisko'ya hoş geldiniz.
Were they busy last week?
begynn å lære
Onlar geçen hafta meşgul müydü?
Were you home last night?
begynn å lære
Dün gece evde miydin?
What a beautiful rainbow!
begynn å lære
Ne güzel bir gökkuşağı!
What am I to do?
begynn å lære
Ne yapmam gerekiyor?
What an interesting book!
begynn å lære
Ne ilginç bir kitap!
What are you laughing at?
begynn å lære
Neye gülüyorsun?
What are you looking for?
begynn å lære
Ne arıyorsunuz?
What did you have to eat?
begynn å lære
Ne yemek zorunda kaldın?
What do you do on Sunday?
begynn å lære
Pazar günleri ne yaparsın?
What do you intend to do?
begynn å lære
Ne yapmaya niyet ediyorsun.
What do you mean by it?
begynn å lære
Onunla ne demek istiyorsun?
What do you think he did?
begynn å lære
Onun ne yaptığını sanıyorsun?
What do you think of him?
begynn å lære
Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?
What do you think of Tom?
begynn å lære
Tom hakkında ne düşünüyorsun?
What does that word mean?
begynn å lære
O kelime ne anlama geliyor.
What does this mark mean?
begynn å lære
Bu işaret ne anlama geliyor?
What does this word mean?
begynn å lære
Bu kelime ne anlama geliyor.
What does your father do?
begynn å lære
Baban ne iş yapar?
What food don't you like?
begynn å lære
Hangi yiyecekten hoşlanmazsın?
What happened last night?
begynn å lære
Dün gece ne oldu?
What were you doing?
begynn å lære
Ne yapıyordun?
What have you been up to?
begynn å lære
Ne iş çevirmektesin?
What he did is not wrong.
begynn å lære
Onun yaptığı şey yanlış değil.
What he did wasn't wrong.
begynn å lære
Onun yaptığı şey yanlış değildi.
What he said is not true.
begynn å lære
Onun söylediği doğru değil.
What is he running after?
begynn å lære
O neyin peşinden koşuyor.
What is it that you want?
begynn å lære
İstediğiniz nedir?
What is the letter about?
begynn å lære
Mektup ne hakkındadır?
What is the total amount?
begynn å lære
Toplam miktar nedir?
What kind of dog is that?
begynn å lære
O hangi cins bir köpek?
What school do you go to?
begynn å lære
Hangi okula gidiyorsun?
What time do you go home?
begynn å lære
Saat kaçta eve gidersin?
What time is it in Tokyo?
begynn å lære
Tokyo'da saat kaç?
What time is the concert?
begynn å lære
Konser saat kaçta?
What time will you leave?
begynn å lære
Saat kaçta ayrılacaksın?
What was the explanation?
begynn å lære
Açıklama neydi?
What were you doing then?
begynn å lære
O zaman ne yapıyordunuz?
What will the postage be?
begynn å lære
Posta ücreti ne kadar?
What will you use it for?
begynn å lære
Onu ne için kullanacaksın?
What's the admission fee?
begynn å lære
Giriş ücreti nedir?
What's your favorite car?
begynn å lære
Senin en sevdiğin araba nedir?

Du må logge inn for å legge inn en kommentar.