Turkish sentences from Tatoeba 15

 0    1000 fiche    aleksandra.eska
laste ned mp3 Skriv ut spille sjekk deg selv
 
spørsmålet svaret
What's your favorite pun?
begynn å lære
En sevdiğin kelime oyunu nedir?
What's your home address?
begynn å lære
Ev adresin nedir?
When are you coming back?
begynn å lære
Ne zaman geri dönüyorsun?
When are you coming home?
begynn å lære
Eve ne zaman geliyorsun.
When did he get to Kyoto?
begynn å lære
O, Kyoto'ya ne zaman gitti.
When did he go to Europe?
begynn å lære
O, Avrupaya ne zaman gitti?
When did she get married?
begynn å lære
O, ne zaman evlendi?
When did you get married?
begynn å lære
Ne zaman evlendin?
When did you get married?
begynn å lære
Ne zaman evlendiniz?
When does the show start?
begynn å lære
Gösteri ne zaman başlar?
When is he expected back?
begynn å lære
Ne zaman geri dönmesi bekleniliyor?
When is the intermission?
begynn å lære
Perde arası ne zaman?
When should I come again?
begynn å lære
Tekrar ne zaman gelmeliyim?
When should we check out?
begynn å lære
Ne zaman çıkış yapmalıyız.
When was this car washed?
begynn å lære
Bu araba ne zaman yıkandı?
When was your first love?
begynn å lære
İlk aşkın ne zamandı?
When will I get to Tokyo?
begynn å lære
Tokyo'ya ne zaman varacağım?
When will the show begin?
begynn å lære
Gösteri ne zaman başlayacak?
When will you leave here?
begynn å lære
Ne zaman buradan ayrılacaksın?
When will you next visit?
begynn å lære
Gelecek sefer ne zaman ziyaret edeceksiniz?
Where are all the others?
begynn å lære
Bütün diğerleri nerede?
Where are you headed for?
begynn å lære
Nereye yöneliyorsunuz?
Where can I buy a ticket?
begynn å lære
Nereden bir bilet alabilirim?
Where do I claim my bags?
begynn å lære
Bağajımı nerede alabilirim?
Where do you play tennis?
begynn å lære
Nerede tenis oynarsın?
Where does it leave from?
begynn å lære
O nereden kalkıyor.
Where is the coffee shop?
begynn å lære
Kahve dükkanı nerede?
Where is the post office?
begynn å lære
Postane nerededir?
Where is Tom's classroom?
begynn å lære
Tom'un sınıfı nerede?
Where would I find books?
begynn å lære
Kitapları nerede bulacaktım?
Where's the ticket booth?
begynn å lære
Bilet standı nerede?
Which cup will he choose?
begynn å lære
O hangi kupayı seçecek?
Which way did you choose?
begynn å lære
Hangi yolu seçtin?
Which way is the nearest?
begynn å lære
Hangi yol en yakın?
Who are you referring to?
begynn å lære
Sen kimden bahsediyorsun?
Who were you talking to?
begynn å lære
Kimle konuşuyordun?
Who were you talking to?
begynn å lære
Kiminle konuşuyordun?
Who attended the meeting?
begynn å lære
Toplantıya kimler katıldı?
Who designed that museum?
begynn å lære
O müzeyi kim tasarladı?
Who do you think you are?
begynn å lære
Kim olduğunu sanıyorsun?
Who first split the atom?
begynn å lære
Atomu ilk olarak kim parçaladı?
Who looks after this dog?
begynn å lære
Bu köpeğe kim bakıyor?
Who painted this picture?
begynn å lære
Bu resmi kim yaptı?
Who's your favorite poet?
begynn å lære
En sevdiğiniz şair kimdir?
Whose dictionary is this?
begynn å lære
Bu kimin sözlüğü?
Why are your ears so big?
begynn å lære
Niçin kulaklarınız o kadar büyük?
Why are your eyes so big?
begynn å lære
Neden gözleriniz bu kadar büyük?
Why did he come with her?
begynn å lære
O niçin onunla geldi?
Why did Tom quit his job?
begynn å lære
Tom işini niçin bıraktı?
Why did you buy a flower?
begynn å lære
Niçin bir çiçek aldınız?
Why did you get so angry?
begynn å lære
Niçin öyle sinirlendin?
Why did you open the box?
begynn å lære
Kutuyu niçin açtın?
Why do I have to do that?
begynn å lære
Niçin onu yapmak zorundayım.
Why do you study so hard?
begynn å lære
Niçin bu kadar sıkı çalışıyorsun?
Why don't we order pizza?
begynn å lære
Neden pizza sipariş etmiyoruz.
Why don't we take a taxi?
begynn å lære
Niçin bir taksiye binmiyoruz?
Why don't you just leave?
begynn å lære
Neden sadece gitmiyorsun?
Why don't you rest a bit?
begynn å lære
Niçin biraz dinlenmiyorsun?
Why is your mouth so big?
begynn å lære
Niçin ağzınız o kadar büyük?
Will it be fine tomorrow?
begynn å lære
Yarın hava güzel olacak mı?
Will ten thousand yen do?
begynn å lære
On bin yen yeterli mi?
Will you go out tomorrow?
begynn å lære
Yarın dışarı çıkacak mısın?
Will you please go there?
begynn å lære
Lütfen oraya gider misin?
Will you send it by mail?
begynn å lære
Onu postayla gönderir misin?
Will you tell us a story?
begynn å lære
Bize bir hikaye anlatır mısın?
Wine is made from grapes.
begynn å lære
Şarap üzümden yapılır.
Winter changed to spring.
begynn å lære
Kış bahara döndü.
Won't you have some cake?
begynn å lære
Biraz kek almaz mısınız?
Would you like it washed?
begynn å lære
Onun yıkanmasını ister misin?
Would you like some more?
begynn å lære
Biraz daha ister misiniz?
Yoko bought some of them.
begynn å lære
Yoko onlardan bazılarını satın aldı.
You are absolutely right.
begynn å lære
Kesinlikle haklısın.
You are everything to me.
begynn å lære
Sen bana göre her şeysin.
You are no longer a baby.
begynn å lære
Artık bir bebek değilsin.
You are not at all wrong.
begynn å lære
Asla hatalı değilsin.
You must do it at once.
begynn å lære
Onu derhal yapmalısın.
You aren't busy, are you?
begynn å lære
Meşgul değilsin, değil mi?
You came out of the room.
begynn å lære
Sen odadan çıktın.
You can ask him for help.
begynn å lære
Ondan yardım isteyebilirsin.
You can ask Tom for help.
begynn å lære
Tom'dan yardım isteyebilirsin.
You can come at any time.
begynn å lære
Herhangi bir zamanda gelebilirsin.
You can dance, can't you?
begynn å lære
Dans edebilirsin, değil mi?
You can do it if you try.
begynn å lære
Eğer denerseniz, yapabilirsiniz.
You can do it, can't you?
begynn å lære
Onu yapabilirsin, değil mi?
You can ski on that hill.
begynn å lære
O tepede kayak yapabilirsin.
You can take either road.
begynn å lære
Her iki yola da gidebilirsin.
You can watch television.
begynn å lære
Televizyon izleyebilirsiniz.
You can't lift the piano.
begynn å lære
Piyanoyu kaldıramazsın.
You can't study too hard.
begynn å lære
Çok fazla eğitim yapamazsın.
You didn't need to hurry.
begynn å lære
Acele etmene gerek yoktu.
You don't have any money.
begynn å lære
Hiç paran yok.
You don't have to eat it.
begynn å lære
Onu yemek zorunda değilsiniz.
You get what you pay for.
begynn å lære
Parayı veren düdüğü çalar.
You had to study English.
begynn å lære
İngilizce eğitimi yapmak zorundaydın.
You have a gum infection.
begynn å lære
Diş eti enfeksiyonun var.
You have a regular pulse.
begynn å lære
Düzenli bir nabzın var.
You have nothing to fear.
begynn å lære
Korkacak bir şeyin yok.
You have to come with me.
begynn å lære
Benimle gelmek zorundasın.
You have to get up early.
begynn å lære
Erken kalkmak zorundasın.
You look different today.
begynn å lære
Bugün farklı görünüyorsun.
You made a good decision.
begynn å lære
Sen iyi bir karar verdin.
You made a wise decision.
begynn å lære
Akıllıca bir karar verdin.
You managed it after all.
begynn å lære
Her şeye rağmen onu becerdin.
You may come if you like.
begynn å lære
İsterseniz gelebilirsiniz.
You may go if you choose.
begynn å lære
Eğer istiyorsan, gidebilirsin.
You must act more wisely.
begynn å lære
Daha akıllıca hareket etmelisin.
You must be here by five.
begynn å lære
Beşe kadar burada olmalısın.
You must clean your room.
begynn å lære
Odanı temizlemelisin.
You must clear the table.
begynn å lære
Tabloyu temizlemelisin.
You must endure the pain.
begynn å lære
Ağrıya katlanmalısın.
You must not stay in bed.
begynn å lære
Yatakta kalamazsın.
You need a change of air.
begynn å lære
Hava değişikliğine ihtiyacınız var.
You need to see a doctor.
begynn å lære
Bir doktorla görüşmelisin.
You need to stop smoking.
begynn å lære
Sigarayı bırakmalısın.
You never change, do you?
begynn å lære
Asla değişmezsin, değil mi
You should go to see him.
begynn å lære
Onu görmeye gitmelisin.
You should not trust him.
begynn å lære
Ona güvenmemelisin.
You should try to see it.
begynn å lære
Onu görmeye çalışmalısın.
You shouldn't go to work.
begynn å lære
İşe gitmemelisin.
You speak fluent English.
begynn å lære
Sen akıcı İngilizce konuşuyorsun.
You swim well, don't you?
begynn å lære
Sen iyi yüzersin, değil mi?
You were right after all.
begynn å lære
Beklenenin tersine sen haklıydın.
You were taken in by her.
begynn å lære
Onun tarafından aldatıldın.
You were very kind to us.
begynn å lære
Bize karşı çok naziktin.
You were wrong after all.
begynn å lære
Beklenenin tersine sen hatalıydın.
You look very good.
begynn å lære
Çok iyi görünüyorsun.
You're lying, aren't you?
begynn å lære
Yalan söylüyorsun, değil mi?
You're wasting your time.
begynn å lære
Zamanını boşa harcıyorsun.
You've arrived too early.
begynn å lære
Sen çok erken geldin.
You've been a great help.
begynn å lære
Muhteşem bir yardımcısın.
You've made me what I am.
begynn å lære
Beni bulunduğum duruma getiren sensin.
You've set a bad example.
begynn å lære
Sen kötü bir örnek oldun.
You've spilt your coffee.
begynn å lære
Kahvenizi döktünüz.
Your book is on the desk.
begynn å lære
Kitabın masanın üstünde.
Your shirt is inside out.
begynn å lære
Gömleğin ters yüz olmuş.
Your son has come of age.
begynn å lære
Oğlun reşit oldu.
Your tie has come undone.
begynn å lære
Kravatın çözülmedi.
Yours is not bad, either.
begynn å lære
Seninki de fena değil.
Yumi is happy, isn't she?
begynn å lære
Yumi mutlu, değil mi?
A bone stuck in my throat.
begynn å lære
Boğazımda bir kemik sıkıştı.
A burnt child dreads fire.
begynn å lære
Yanmış bir çocuk ateşten korkar.
A button came off my coat.
begynn å lære
Ceketimden bir düğme düştü.
A cold bath refreshed him.
begynn å lære
Soğuk bir banyo onu canlandırdı.
A crowd waited to see him.
begynn å lære
Bir kalabalık onu görmek için bekledi.
A decision had to be made.
begynn å lære
Bir karar verilmeli.
A dog can see in the dark.
begynn å lære
Bir köpek karanlıkta görebilir.
A few days later, he came.
begynn å lære
Birkaç gün sonra, o geldi.
A fork fell off the table.
begynn å lære
Masadan bir çatal düştü.
A gentle wind was blowing.
begynn å lære
Nazik bir rüzgar esiyordu.
A girl appeared before me.
begynn å lære
Benim önümde bir kız göründü.
A girl stood there crying.
begynn å lære
Bir kız orada ağlayarak duruyordu.
A gun might come in handy.
begynn å lære
Bir silah işe yarayabilir.
A is 5 times as long as B.
begynn å lære
A, B'nin 5 katı kadar uzundur.
A nail punctured the tire.
begynn å lære
Bir çivi lastiği patlatmış
A nice boy talked to Kate.
begynn å lære
Güzel bir çocuk Kate'le konuştu.
A penny for your thoughts.
begynn å lære
Düşünceleriniz için bir peni.
A policeman came up to me.
begynn å lære
Bir polis bana geldi.
A rat ran across the road.
begynn å lære
Bir sıçan yolu koşarak geçti.
A tear ran down her cheek.
begynn å lære
Bir göz yaşı onun yanağından aşağıya süzüldü.
A watched pot never boils.
begynn å lære
İzlenen demlik asla kaynamaz.
A wood floor is beautiful.
begynn å lære
Ahşap bir zemin güzeldir.
Add more salt to the soup.
begynn å lære
Çorbaya biraz daha tuz ekleyin.
Aim the gun at the target.
begynn å lære
Silahı hedefe doğrult.
Air is a mixture of gases.
begynn å lære
Hava gazların karışımıdır.
All men are created equal.
begynn å lære
Bütün insanlar eşit yaratılırlar.
All men have equal rights.
begynn å lære
Bütün insanların eşit hakları vardır.
All you can do is to wait.
begynn å lære
Yapabileceğiniz bütün şey beklemektir.
All's well that ends well.
begynn å lære
İyi biten herşey iyidir.
Almost all girls are kind.
begynn å lære
Neredeyse tüm kızlar nazik.
An accident just happened.
begynn å lære
Az önce bir kaza oldu.
Ann doesn't have a sister.
begynn å lære
Ann'in bir kız kardeşi yok.
Ann likes music very much.
begynn å lære
Ann müziği çok seviyor.
Ann likes music very much.
begynn å lære
Ann müzikten çok hoşlanır.
Ann swam across the river.
begynn å lære
Ann nehrin karşı tarafına yüzdü.
Any child can answer that.
begynn å lære
Herhangi bir çocuk ona cevap verebilir.
Any one of us could do it.
begynn å lære
Bizden herhangi biri onu yapabilirdi.
Anyway, you'll never know.
begynn å lære
Her neyse, asla bilmeyeceksin.
Aoi is a very good dancer.
begynn å lære
Aoi çok iyi bir dansçıdır.
Apples were on sale today.
begynn å lære
Elmalar bugün indirimli.
Are all these books yours?
begynn å lære
Bütün bu kitaplar senin mi?
Are they speaking English?
begynn å lære
Onlar İngilizce konuşuyorlar mı?
Are you a college student?
begynn å lære
Sen bir üniversite öğrencisi misin?
Are you free after school?
begynn å lære
Okuldan sonra boş musun?
Are you free this evening?
begynn å lære
Bu akşam boş musun?
Are you free this weekend?
begynn å lære
Bu hafta sonu boş musun?
Are you looking for a job?
begynn å lære
Bir iş arıyor musunuz?
Are you trying to kill me?
begynn å lære
Beni öldürmeye mi çalışıyorsunuz?
As for me, I am satisfied.
begynn å lære
Bana gelince, ben tatmin oldum.
Ask her what she has done.
begynn å lære
Ona ne yaptığını sor.
Ask the policeman the way.
begynn å lære
Polise yolu sor.
At first, it is difficult.
begynn å lære
Önce, zordur.
Be kind to little animals.
begynn å lære
Küçük hayvanlara karşı kibar ol.
Be polite to your parents.
begynn å lære
Ebeveynlerinize karşı nazik olun.
Be quiet and listen to me.
begynn å lære
Sakin ol ve beni dinle.
Be sure to drop me a line.
begynn å lære
Bana iki satır yazmayı ihmal etmeyin.
Beggars can't be choosers.
begynn å lære
Dilenciler seçici olamaz.
Bill called me last night.
begynn å lære
Bill dün gece beni aradı.
Bill is a baseball player.
begynn å lære
Bill bir beyzbol oyuncusu.
Bill made me a nice dress.
begynn å lære
Bill bana güzel bir elbise yaptı.
Birds fly south in winter.
begynn å lære
Kuşlar kışın güneye doğru uçarlar.
Black cloth absorbs light.
begynn å lære
Siyah kumaş ışık emer.
Bob stared me in the face.
begynn å lære
Bob yüzüme baktı.
Bob wasn't in on the plan.
begynn å lære
Bob plana katılmadı.
Boil my eggs hard, please.
begynn å lære
Yumurtamı katı kaynat lütfen.
Border fights were common.
begynn å lære
Sınır kavgaları yaygındı.
Both girls have blue eyes.
begynn å lære
Heriki kızın mavi gözleri var.
Both his parents are dead.
begynn å lære
Onun anne ve babası öldü.
Both of us are from Tampa.
begynn å lære
Her ikimiz de Tampa'lıyız.
Bourbon is made from corn.
begynn å lære
Burbon mısırdan yapılır.
Bravery is a great virtue.
begynn å lære
Kahramanlık büyük bir erdemdir.
Bread is baked in an oven.
begynn å lære
Ekmek bir fırında pişirilir.
Brian lives over the hill.
begynn å lære
Brian tepenin üzerinde yaşıyor.
Bring me a glass of water.
begynn å lære
Bana bir bardak su getir.
Bring me a piece of chalk.
begynn å lære
Bana bir parça tebeşir getir.
Bring me something to eat.
begynn å lære
Bana yiyecek bir şey getir.
Bring your children along.
begynn å lære
Çocuklarınızı yanınızda getirin.
Can I buy only the lenses?
begynn å lære
Ben sadece lensleri satın alabilir miyim?
Can I do anything for you?
begynn å lære
Sizin için bir şey yapabilir miyim?
Can I fix you a hot drink?
begynn å lære
Sana sıcak bir içecek hazırlayabilir miyim?
Can I get you another one?
begynn å lære
Size bir tane daha alabilir miyim?
Can I have some more milk?
begynn å lære
Ben biraz daha süt alabilir miyim?
Can I put this up for you?
begynn å lære
Sizin için bunu götürebilir miyim?
Can I take your order now?
begynn å lære
Siparişinizi şimdi alabilir miyim?
Can I use this dictionary?
begynn å lære
Bu sözlüğü kullanabilir miyim?
Can I use your dictionary?
begynn å lære
Ben senin sözlüğünü kullanabilir miyim?
Can I use your typewriter?
begynn å lære
Daktilonu kullanabilir miyim?
Can you add these numbers?
begynn å lære
Bu sayıları toplayabilir misin?
Can you cash these for me?
begynn å lære
Bunları benim için nakite çevirir misin?
Can you come to the party?
begynn å lære
Partiye gelebilir misin?
Can you finish it by noon?
begynn å lære
Öğleye kadar onu bitirebilir misin?
Can you guess what I have?
begynn å lære
Neye sahip olduğumu tahmin edebilir misin?
Can you help me lift this?
begynn å lære
Bunu kaldırmama yardım eder misin?
Can you mail these for me?
begynn å lære
Bunları benim için postalar mısın?
Can you make the deadline?
begynn å lære
Tarih koyar mısın?
Can you pay me in advance?
begynn å lære
Bana peşin ödeyebilir misiniz?
Can you put me up tonight?
begynn å lære
Bu akşam beni misafir eder misin?
Can you reach the ceiling?
begynn å lære
Tavana ulaşabilir misiniz?
Carol is studying Spanish.
begynn å lære
Carol İspanyolca çalışıyor.
Cats hate vacuum cleaners.
begynn å lære
Kediler vakum temizleyicilerden nefret ediyorlar.
Change trains at Shinjuku.
begynn å lære
Shinjuku'da trenleri değiştirin.
Charge this to my account.
begynn å lære
Bunu benim hesabıma yaz.
Charge this to my company.
begynn å lære
Bunu benim şirketin hesabına yaz.
Children play with blocks.
begynn å lære
Çocuklar bloklarla oynarlar.
Choose any dress you like.
begynn å lære
İstediğin herhangi bir elbiseyi seç.
Choose whichever you like.
begynn å lære
İstediğini seç.
Choose whichever you want.
begynn å lære
İstediğiniz hangi birisini seçin.
Chris can't work tomorrow.
begynn å lære
Chris yarın çalışamaz.
Come and have tea with me.
begynn å lære
Gel ve benimle birlikte çay iç.
Come and see me right now.
begynn å lære
Derhal gel ve beni gör.
Come at any time you like.
begynn å lære
İstediğin zaman gel.
Come at ten o'clock sharp.
begynn å lære
Saat tam onda gel.
Come on! Give me a chance.
begynn å lære
Haydi! Bana bir şans ver.
Come to my house at eight.
begynn å lære
Saat sekizde evime gel.
Coming here was a mistake.
begynn å lære
Buraya gelmek bir hataydı.
Communications broke down.
begynn å lære
İletişimler bozuldu.
Cookie is under the table.
begynn å lære
Bisküvi masanın altındadır.
Cookie was raised by Kate.
begynn å lære
Bebek Kate tarafından yetiştirildi.
Could you get me some tea?
begynn å lære
Bana biraz çay getirir misin?
Could you spell it please?
begynn å lære
Onu heceler misin, lütfen?
Could you tell me the way?
begynn å lære
Bana yolu söyleyebilir misiniz?
Cows are sacred to Hindus.
begynn å lære
İnekler Hindular için kutsaldır.
Cut the cake with a knife.
begynn å lære
Pastayı bir bıçakla kes.
Dan bought a new computer.
begynn å lære
Dan yeni bir bilgisayar satın aldı.
Dan came for Julie at six.
begynn å lære
Dan altıda Julie için geldi.
Dewey was suddenly a hero.
begynn å lære
Dewey birdenbire bir kahraman oldu.
Did he look like a doctor?
begynn å lære
O bir doktora benziyor muydu?
Did he tell you the truth?
begynn å lære
O, size gerçeği söyledi mi?
Did you do it by yourself?
begynn å lære
Onu kendin mi yaptın?
Did you go out last night?
begynn å lære
Dün gece dışarı çıktın mı?
Did you sleep well?
begynn å lære
İyi uyudun mu?
Did you learn it from him?
begynn å lære
Onu ondan öğrendin mi?
Did you notice any change?
begynn å lære
Herhangi bir değişiklik fark ettiniz mi?
Did you get my letter?
begynn å lære
Mektubumu aldın mı?
Did you rent an apartment?
begynn å lære
Bir daire kiraladın mı?
Did you see anybody there?
begynn å lære
Orada birini gördün mü?
Did you study by yourself?
begynn å lære
Eğitimi yalnız mı yaptınız?
Didn't you visit the park?
begynn å lære
Parkı ziyaret etmedin mi?
Dinner will be ready soon.
begynn å lære
Akşam yemeği yakında hazır olacak.
Dinosaurs are now extinct.
begynn å lære
Şimdi dinazorların nesli tükendi.
Do a better job next time.
begynn å lære
Gelecek sefer daha iyi bir iş çıkar.
Do I have to go right now?
begynn å lære
Hemen gitmek zorunda mıyım?
Do I have to write in ink?
begynn å lære
Mürekkeple yazmak zorunda mıyım?
Do it as soon as possible.
begynn å lære
Onu mümkün olduğunca kısa sürede yap.
Do what you think is best.
begynn å lære
En iyi olduğunu düşündüğünüz şeyi yapın.
Do you believe in fairies?
begynn å lære
Perilere inanıyor musunuz?
Do you deliver on Sundays?
begynn å lære
Pazar günleri teslimat yapıyor musunuz?
Do you have a better idea?
begynn å lære
Daha iyi bir fikrin var mı?
Do you have a larger size?
begynn å lære
Daha büyük bir bedeni var mı?
Do you have a lot of pens?
begynn å lære
Bir sürü kalemin var mı?
Do you have a lot of time?
begynn å lære
Çok zamanın var mı?
Do you have a reservation?
begynn å lære
Bir rezervasyonunuz var mı?
Do you have any allergies?
begynn å lære
Herhangi bir alerjiniz var mı?
Do you have any day tours?
begynn å lære
Hiç günlük turunuz var mı?
Do you have any questions?
begynn å lære
Sorunuz var mı?
Do you have any vacancies?
begynn å lære
Boş yeriniz var mı - Boş yeriniz var mı
Do you have enough energy?
begynn å lære
Yeterli enerjin var mı?
Do you have one-day tours?
begynn å lære
Bir günlük turlarınız var mı?
Do you have Time magazine?
begynn å lære
Time dergin var mı?
Do you have your passport?
begynn å lære
Pasaportunuz var mı?
Do you know what happened?
begynn å lære
Ne olduğunu biliyor musun?
Do you know what she said?
begynn å lære
Onun ne söylediğini biliyor musun?
Do you know where he went?
begynn å lære
Onun nereye gittiğini biliyor musun?
Do you know where we live?
begynn å lære
Nerede yaşadığımızı biliyor musun?
Do you like Japanese food?
begynn å lære
Japon yemeklerini sever misin?
Do you like San Francisco?
begynn å lære
San Francisco'yu sever misiniz?
Do you like tea or coffee?
begynn å lære
Çay mı yoksa kahve mi seversin.
Do you think I need to go?
begynn å lære
Gitmem gerektiğini düşünüyor musunuz?
Do you think I need to go?
begynn å lære
Sizce gitmeli miyim?
Do you think I'm handsome?
begynn å lære
Benim yakışıklı olduğumu düşünüyor musunuz?
Do you think I'm handsome?
begynn å lære
Sizce ben yakışıklımıyım.
Do you think I'm to blame?
begynn å lære
Suçlanacağımı düşünüyor musun?
Do you think I'm too tall?
begynn å lære
Benim çok fazla uzun boylu olduğumu düşünüyor musunuz?
Do you think it will work?
begynn å lære
Onun işe yarayacağını düşünüyor musun?
Do you want to come along?
begynn å lære
Birlikte gelmek ister misin?
Does he go to work by bus?
begynn å lære
O işe otobüsle gider mi?
Does he have any brothers?
begynn å lære
Onun hiç erkek kardeşi var mı?
Does he have any children?
begynn å lære
Onun hiç çocuğu var mı?
Does he know what you did?
begynn å lære
O ne yaptığını biliyor mu?
Does it look cloudy today?
begynn å lære
Bugün hava bulutlu mu?
Does that float your boat?
begynn å lære
O, senin sandalı yüzdürür mü?
Does the room have a bath?
begynn å lære
Odanın bir banyosu var mı?
Dogs are loyal animals.
begynn å lære
Köpekler sadık hayvanlardır.
Don't be so noisy, please.
begynn å lære
Çok gürültücü olma, lütfen.
Don't fail to write to me.
begynn å lære
Bana yazmayı ihmal etme.
Don't get in people's way.
begynn å lære
İnsanların yoluna girme.
Don't get so carried away.
begynn å lære
Kendini çok kaptırma.
Don't hang up yet, please.
begynn å lære
Telefonu henüz kapatmayın, lütfen.
Don't hold it upside down.
begynn å lære
Onu ters tutma.
Don't ignore her feelings.
begynn å lære
Onun duygularını görmezden gelmeyin.
Don't jump to conclusions.
begynn å lære
Sonuçlara atlamayın.
Don't let anybody see you.
begynn å lære
Kimse seni görmesin.
Don't let him do it alone.
begynn å lære
Onu ona tek başına yaptırma.
Don't look at me that way.
begynn å lære
Bana o şekilde bakma.
Don't look down on others.
begynn å lære
Diğerlerini hor görme.
Don't tell him the answer.
begynn å lære
Ona cevabı söylemeyin.
Don't treat me like a dog.
begynn å lære
Bana bir köpek gibi davranmayın.
Draw a line on your paper.
begynn å lære
Kağıdına bir çizgi çiz.
Each student has a locker.
begynn å lære
Her öğrencinin kilitli bir dolabı var.
Eat more fresh vegetables.
begynn å lære
Daha çok taze sebze yiyin.
Even I can't believe that.
begynn å lære
Ben bile ona inanamıyorum.
Everybody agrees with you.
begynn å lære
Herkes sizinle aynı fikirde.
Everybody had a good time.
begynn å lære
Herkes eğlendi.
Everybody had a good year.
begynn å lære
Herkes iyi bir yıl geçirdi.
Everybody had a hard time.
begynn å lære
Herkes zor zaman geçirdi.
Everybody laughed at Jack.
begynn å lære
Herkes Jack'e güldü.
Everybody looks up to him.
begynn å lære
Herkes onu ziyaret eder.
Everyone, please be quiet.
begynn å lære
Herkes, lütfen sakin olsun.
Everything is fine so far.
begynn å lære
Şu ana kadar her şey iyi.
Everything is on schedule.
begynn å lære
Herşey proğrama uygun.
Express your idea clearly.
begynn å lære
Fikrini açıkça ifade et.
Farmers were doing better.
begynn å lære
Çiftçiler daha iyi yapıyorlardı.
Few farms had electricity.
begynn å lære
Birkaç çiftliğin elektriği vardı.
For me, time is not money.
begynn å lære
Benim için, vakit nakit değildir.
Forgive me for being late.
begynn å lære
Geç kaldığım için beni affedin.
Forty people were present.
begynn å lære
Kırk kişi mevcuttu.
Frankly, I don't like him.
begynn å lære
Açıkçası, ben onu sevmiyorum.
Fruits have seeds in them.
begynn å lære
Meyvelerin içlerinde tohumları vardır.
Gasoline is used for fuel.
begynn å lære
Benzin yakıt için kullanılır.
George failed in business.
begynn å lære
George işinde başarısız oldu.
George is quite talkative.
begynn å lære
George oldukça gevezedir.
George was broken-hearted.
begynn å lære
George kırık kalpli idi.
Germany borders on France.
begynn å lære
Almanya Fransa'nın sınır komşusudur.
Get off at Himeji Station.
begynn å lære
Himeji İstasyonun'da inin.
Give me a break, will you?
begynn å lære
Bana bir mola ver, ne dersin?
Give me a definite answer.
begynn å lære
Bana kesin bir cevap verin.
Give me a definite answer.
begynn å lære
Bana kesin bir cevap ver.
Give that book back to me.
begynn å lære
O kitabı bana geri ver.
Go and beat up that bully.
begynn å lære
Git ve o kabadayıyı döv.
Go and sit by your father.
begynn å lære
Git ve babanın yanında otur.
Go upstairs and go to bed.
begynn å lære
Üst kata çık ve yatmaya git.
Gold is heavier than iron.
begynn å lære
Altın demirden daha ağırdır.
Gold was discovered there.
begynn å lære
Altın orada keşfedildi.
Grapes are made into wine.
begynn å lære
Üzümler şarap haline getirilir.
Green doesn't go with red.
begynn å lære
Yeşil kırmızı ile gitmez.
Green looks good on Alice.
begynn å lære
Yeşil Alice'in üstünde iyi görünüyor.
Guess what happened to me.
begynn å lære
Bil bakalım, bana ne oldu?
Guess what happened to me.
begynn å lære
Bana ne olduğunu tahmin etsene!
Hand me that book, please.
begynn å lære
Bana o kitabı uzat, lütfen.
Hang up your coat, please.
begynn å lære
Lütfen paltonuzu asın.
Hang your hat on the hook.
begynn å lære
Şapkanı askıya as.
Happiness can't be bought.
begynn å lære
Mutluluk satın alınamaz.
Has he stayed here before?
begynn å lære
O daha önce burada kaldı mı?
Has the movie started yet?
begynn å lære
Film henüz başladı mı?
Has Tom ever been married?
begynn å lære
Tom hiç evlendi mi?
Has Tony been watching TV?
begynn å lære
Tony TV izliyor muydu?
Have you been here before?
begynn å lære
Daha önce burada bulundun mu?
Have you been to Hokkaido?
begynn å lære
Hokkaido'da bulundun mu?
Have you eaten dinner yet?
begynn å lære
Henüz akşam yemeğini yedin mi?
Have you eaten supper yet?
begynn å lære
Akşam yemeğini henüz yedin mi?
Have you ever been abroad?
begynn å lære
Hiç yurtdışında oldun mu?
Have you ever been mugged?
begynn å lære
Bugüne kadar hiç soyuldun mu?
Have you ever loved a man?
begynn å lære
Hiç bir erkek sevdin mi?
Have you ever played golf?
begynn å lære
Hiç golf oynadın mı?
Have you ever seen a lion?
begynn å lære
Şu ana kadar bir aslan gördün mü?
Have you finished already?
begynn å lære
Zaten bitirdiniz mi?
Have you finished talking?
begynn å lære
Konuşmayı bitirdin mi?
Have you tried that store?
begynn å lære
O mağazayı denedin mi?
Haven't I seen you before?
begynn å lære
Sizi daha önce görmemiş miydim?
He acknowledged his fault.
begynn å lære
O, hatasını kabul etti.
He acted fairly toward me.
begynn å lære
O, bana karşı açıkça davrandı.
He advised an early start.
begynn å lære
Erken bir başlangıcı tavsiye etti.
He advised me to go there.
begynn å lære
O, oraya gitmemi tavsiye etti.
He agrees with my opinion.
begynn å lære
O, benim fikrimi kabul ediyor.
He asked for their advice.
begynn å lære
O, onların tavsiyelerini istedi.
He asked me if I was busy.
begynn å lære
O, bana meşgul olup olmadığımı sordu.
He became a famous singer.
begynn å lære
O ünlü bir şarkıcı oldu.
He became a national hero.
begynn å lære
O ulusal bir kahraman oldu.
He began to learn English.
begynn å lære
O, İngilizce öğrenmeye başladı.
He blew on his fingertips.
begynn å lære
O, parmak uçlarına üfledi.
He bought a dress for her.
begynn å lære
O, onun için bir elbise aldı.
He bought a pair of shoes.
begynn å lære
O bir çift ayakkabı satın aldı.
He broke the world record.
begynn å lære
O dünya rekoru kırdı.
He called me a stupid boy.
begynn å lære
Bana aptal bir çocuk dediler.
He came back before eight.
begynn å lære
Sekizden önce geri döndü.
He came back from America.
begynn å lære
O, Amerika'dan geri geldi.
He came down to breakfast.
begynn å lære
O aşağıya kahvaltıya indi.
He came down with the flu.
begynn å lære
O, grip yüzünden çöktü.
He came straight up to me.
begynn å lære
O, dosdoğru bana doğru geldi.
He came to listen to jazz.
begynn å lære
O, caz dinlemek için geldi.
He can also speak Russian.
begynn å lære
O Rusça da konuşabilir.
He can run faster than me.
begynn å lære
O, benden daha hızlı koşabilir.
He can speak 10 languages.
begynn å lære
O, on dil konuşabilir.
He can speak Russian, too.
begynn å lære
O, Rusça da konuşabilir.
He can't afford a new car.
begynn å lære
Yeni bir araba için parası yok.
He can't be an honest man.
begynn å lære
O, dürüst bir adam olamaz.
He caught a terrible cold.
begynn å lære
O berbat bir soğuk aldı.
He caught hold of my hand.
begynn å lære
O, elimi tuttu.
He climbed over the fence.
begynn å lære
O, çitin üzerine tırmandı.
He committed five murders.
begynn å lære
O, beş cinayet işledi.
He couldn't run very fast.
begynn å lære
O, çok hızlı koşamadı.
He cut down a cherry tree.
begynn å lære
O, bir kiraz ağacını kesti.
He decided to be a lawyer.
begynn å lære
O bir avukat olmaya karar verdi.
He did it out of kindness.
begynn å lære
O onu nezaketsiz olarak yaptı.
He did not like to travel.
begynn å lære
O, seyahat etmekten hoşlanmadı.
He didn't go for the idea.
begynn å lære
O, fikri beğenmedi.
He didn't help his father.
begynn å lære
O, babasına yardım etmedi.
He didn't like being poor.
begynn å lære
O, fakir olmaktan hoşlanmıyordu.
He died of a heart attack.
begynn å lære
O bir kalp krizinden öldü.
He does not play baseball.
begynn å lære
O, beyzbol oynamaz.
He doesn't believe in God.
begynn å lære
O Tanrıya inanmıyor.
He doesn't understand you.
begynn å lære
O sizi anlamıyor.
He drank a bottle of wine.
begynn å lære
O bir şişe şarap içti.
He dreamed about his home.
begynn å lære
O, evi hakkında hayal kurdu.
He called at my house.
begynn å lære
O, evime uğradı.
He dropped in on a friend.
begynn å lære
O, bir arkadaşını ziyaret etti.
He elbowed me in the ribs.
begynn å lære
O, kaburgalarıma dirsek vurdu.
He explained it in detail.
begynn å lære
O, onu ayrıntılı olarak açıkladı.
He extended his right arm.
begynn å lære
O, sağ kolunu uzattı.
He failed to come on time.
begynn å lære
O zamanında gelmeyi başaramadı.
He fell asleep right away.
begynn å lære
O hemen uykuya daldı.
He fell down on the floor.
begynn å lære
O, yere düştü.
He fell flat on the floor.
begynn å lære
O yere düz düştü.
He fell into a deep sleep.
begynn å lære
O derin bir uykuya daldı.
He fixed the broken table.
begynn å lære
O kırık masayı onardı.
He fixed the watch for me.
begynn å lære
O, saati benim için tamir etti.
He forced her to sit down.
begynn å lære
O, onu oturması için zorladı.
He gave a rap on the door.
begynn å lære
Kapıya hafifçe vurdu.
He gave me a vague answer.
begynn å lære
Bana belirsiz bir cevap verdi.
He goes abroad every year.
begynn å lære
O, her yıl yurt dışına gider.
He goes to school on foot.
begynn å lære
O, okula yaya gider.
He got no answer from her.
begynn å lære
o ondan cevap almadı.
He grew up to be a doctor.
begynn å lære
O bir doktor olmak için büyüdü.
He had a book in his hand.
begynn å lære
Onun elinde bir kitap vardı.
He had a traffic accident.
begynn å lære
O bir trafik kazası geçirdi.
He had his hair cut short.
begynn å lære
O, saçını kısa kestirdi.
He has a cat and two dogs.
begynn å lære
Onun bir kedisi ve bir köpeği var.
He has a dog and six cats.
begynn å lære
O bir köpeğe ve altı kediye sahiptir.
He has a dual personality.
begynn å lære
O bir çift kişiliğe sahiptir.
He has a good eye for art.
begynn å lære
Onun sanat için iyi bir gözü var.
He has a nice personality.
begynn å lære
O güzel bir kişiliğe sahiptir.
He has a pain in his side.
begynn å lære
Onun yan tarafında bir ağrısı var.
He has excellent reflexes.
begynn å lære
O, mükemmel reflekslere sahip.
He has his office in town.
begynn å lære
Onun şehirde bir ofisi var.
He has not been to France.
begynn å lære
O, Fransa'da bulunmadı.
He held her by the sleeve.
begynn å lære
O, onu kolundan tuttu.
He hid it behind the door.
begynn å lære
O, onu kapının arkasına sakladı.
He hired some new workers.
begynn å lære
O bazı yeni işçileri işe aldı.
He hung his head in shame.
begynn å lære
O utançla başını eğdi.
He hurried to the station.
begynn å lære
O aceleyle istasyona gitti.
He is a danger to society.
begynn å lære
O, toplum için bir tehlikedir.
He is a good man at heart.
begynn å lære
O, aslında iyi bir adam.
He is a kind man at heart.
begynn å lære
O, aslında nazik bir insandır.
He is a novelist and poet.
begynn å lære
O bir romancı ve şairdir.
He is a very fast swimmer.
begynn å lære
O, çok hızlı bir yüzücüdür.
He is a very nice student.
begynn å lære
O çok hoş bir öğrenci.
He is a volleyball player.
begynn å lære
O bir voleybol oyuncusudur.
He is always day-dreaming.
begynn å lære
O her zaman hayal kuruyor.
He is as good as his word.
begynn å lære
O, sözü kadar iyidir.
He is as old as my father.
begynn å lære
O, babam kadar yaşlıdır.
He is as timid as a mouse.
begynn å lære
O, bir fare kadar ürkek.
He is at church right now.
begynn å lære
O şu anda kilisededir.
He is confined to bed now.
begynn å lære
O, şimdi yatağa mahkum.
He is dead and buried now.
begynn å lære
O öldü ve şimdi gömüldü.
He is either drunk or mad.
begynn å lære
O ya sarhoş ya da deli.
He is famous as a pianist.
begynn å lære
O bir piyanist olarak ünlüdür.
He is good at mathematics.
begynn å lære
O, matematikte iyidir.
He is inclined to be lazy.
begynn å lære
O tembel olmaya eğimlidir.
He is inclined to get mad.
begynn å lære
O deli almak için eğimlidir.
He is interested in music.
begynn å lære
O müzikle ilgileniyor.
He is known to the public.
begynn å lære
O halk tarafından bilinir.
He is much older than Ken.
begynn å lære
O, Ken'den çok daha yaşlı.
He is nothing but a child.
begynn å lære
O bir çocuktan başka bir şey değil.
He is often late for work.
begynn å lære
O, her zaman işe geç kalır.
He is old enough to drink.
begynn å lære
O içmek için yeterince yaşlıdır.
He is old enough to drive.
begynn å lære
O, araba sürmek için yeterince yaşlıdır.
He is older and wiser now.
begynn å lære
O,şimdi daha yaşlı ve daha akıllıdır.
He is one of my neighbors.
begynn å lære
O, benim komşularımdan biri.
He is one of my neighbors.
begynn å lære
O, komşularımdan biri.
He is playing in his room.
begynn å lære
O, odasında oynuyor.
He is prepared to help me.
begynn å lære
O bana yardım etmeye hazır.
He is proud of his family.
begynn å lære
O, ailesiyle gurur duyuyor.
He is reading a novel now.
begynn å lære
O, şimdi bir roman okuyor.
He is said to be a genius.
begynn å lære
Onun bir deha olduğu söyleniyor.
He is too fat to run fast.
begynn å lære
O, hızlı koşamayacak kadar çok şişmandır.
He is very afraid of dogs.
begynn å lære
O, köpeklerden çok korkar.
He is very formal with us.
begynn å lære
O bizimle çok resmidir.
He is very friendly to us.
begynn å lære
O bize karşı çok samimidir.
He is walking very slowly.
begynn å lære
O çok yavaş yürüyor.
He kept the window closed.
begynn å lære
O, pencereyi kapalı tuttu.
He left his son a fortune.
begynn å lære
O, oğluna bir servet bıraktı.
He left the door unlocked.
begynn å lære
O, kapıyı kilitlemeden bıraktı.
He left the motor running.
begynn å lære
O motoru çalışırken bıraktı.
He left the water running.
begynn å lære
O suyu açık bıraktı.
He likes bread and butter.
begynn å lære
O ekmek ve tereyağı seviyor.
He likes to live in Tokyo.
begynn å lære
O Tokyo'da yaşamayı seviyor.
He likes to travel abroad.
begynn å lære
O yurt dışında seyahat etmeyi sever.
He listened to my opinion.
begynn å lære
O benim fikrimi dinledi.
He lived there by himself.
begynn å lære
Tek başına orada yaşadı.
He lives across the river.
begynn å lære
O, nehrin karşı tarafında yaşıyor.
He lives in a large house.
begynn å lære
O büyük bir evde yaşıyor.
He lives in the next town.
begynn å lære
O, sonraki kasabada yaşıyor.
He looked around the room.
begynn å lære
O, odada etrafına bakındı.
He looked like a rich man.
begynn å lære
O zengin bir adama benziyordu.
He looked up at the stars.
begynn å lære
O, yıldızlara baktı.
He looks as young as ever.
begynn å lære
O, her zamanki gibi genç görünüyor.
He lost sight of the bird.
begynn å lære
O, kuşu gözden kaybetti.
He made a small dog house.
begynn å lære
O küçük bir köpek kulübesi yaptı.
He made it for his sister.
begynn å lære
O, onu kız kardeşi için yaptı.
He makes wine from grapes.
begynn å lære
O üzümlerden şarap yapar.
He must be the one for me.
begynn å lære
O, bana göre biri olmalı.
He must go there tomorrow.
begynn å lære
Yarın oraya gitmek zorunda.
He must like taking walks.
begynn å lære
O yürümekten hoşlanıyor olmalı.
He narrowly escaped death.
begynn å lære
O kılpayı ölümden kurtuldu.
He objected to my smoking.
begynn å lære
O, benim sigara içmeme itiraz etti.
He often dropped in on me.
begynn å lære
O sık sık bana uğradı.
He often plays the guitar.
begynn å lære
O, sık sık gitar çalar.
He ordered me to go alone.
begynn å lære
O benim yalnız gitmemi emretti.
He ordered me to stand up.
begynn å lære
O bana ayağa kalkmamı emretti.
He overslept this morning.
begynn å lære
O, bu sabah uyuyakaldı.
He picked a fight with me.
begynn å lære
O benimle kavga çıkardı.
He picked flowers for her.
begynn å lære
O, onun için çiçek topladı.
He picked it up carefully.
begynn å lære
O, onu dikkatle aldı.
He plays golf on weekends.
begynn å lære
O hafta sonlarında golf oynar.
He plays tennis every day.
begynn å lære
O, hergün tenis oynar.
He put a mark on the page.
begynn å lære
O, sayfaya bir işaret koydu.
He put milk in his coffee.
begynn å lære
O kahvesine süt koydu.
He put on his hat at once.
begynn å lære
O, derhal şapkasını giydi.
He ran an ad in the paper.
begynn å lære
O, gazeteye bir reklam verdi.
He ran into the classroom.
begynn å lære
O, sınıfa koştu.
He ran the fastest of all.
begynn å lære
O en hızlı koştu.
He reached for the pistol.
begynn å lære
O, tabancaya uzandı.
He read the letter slowly.
begynn å lære
O, mektubu yavaşça okudu.
He receives a high salary.
begynn å lære
O, yüksek bir maaş alır.
He refused to shake hands.
begynn å lære
O, tokalaşmayı reddetti.
He sat next to the stream.
begynn å lære
O, dereye yakın oturdu.
He sat up late last night.
begynn å lære
O dün gece geç saatlere kadar oturdu.
He seems to be all thumbs.
begynn å lære
O, beceriksiz görünüyor.
He seems to be in a slump.
begynn å lære
O bir çöküş içinde görünüyor.
He seems to be in trouble.
begynn å lære
Onun sorunu var gibi görünüyor.
She looks very happy.
begynn å lære
O çok mutlu görünüyor.
He seldom comes to see me.
begynn å lære
O nadiren beni görmeye gelir.
He showed off his new car.
begynn å lære
O, yeni arabasıyla hava attı.
He stabbed me in the back!
begynn å lære
O beni sırtımdan bıçakladı!
He stole my purse from me.
begynn å lære
O, benden çantamı çaldı.
He stopped reading a book.
begynn å lære
O, kitap okumayı bıraktı.
He studied how birds flew.
begynn å lære
O kuşların nasıl uçtuğu üzerine çalışma yaptı.
He studied law at Harvard.
begynn å lære
O, Harvard'da hukuk okudu.
He swims better than I do.
begynn å lære
O, benden daha iyi yüzer.
He takes after his father.
begynn å lære
O babasına benziyor.
He talked to the chairman.
begynn å lære
O, başkanla konuştu.
He taught me how to write.
begynn å lære
O bana nasıl yazacağımı öğretti.
He tends to talk too much.
begynn å lære
O çok fazla konuşma eğilimindedir.
He threw a stone at a dog.
begynn å lære
O, köpeğe bir taş attı.
He tied the dog to a tree.
begynn å lære
O, köpeği bir ağaca bağladı.
He took over the business.
begynn å lære
O iş devraldı.
He took poison by mistake.
begynn å lære
O yanlışlıkla zehir aldı.
He traveled west by train.
begynn å lære
O trenle batıya seyahat etti.
He tried hard, but failed.
begynn å lære
O çok çalıştı, fakat başarısız oldu.
He tried opening the door.
begynn å lære
O, kapıyı açmaya çalıştı.
He tried to master French.
begynn å lære
O, Fransızcaya hakim olmaya çalıştı.
He used to be a gentleman.
begynn å lære
O bir centilmendi.
He used to be a quiet man.
begynn å lære
O, sakin bir adamdı.
He usually gets up at six.
begynn å lære
O, genellikle altıda kalkar.
He walked along the river.
begynn å lære
O, nehir boyunca yürüdü.
He walked along the shore.
begynn å lære
Kıyı boyunca yürüdü.
He walked at a quick pace.
begynn å lære
O büyük bir hızla yürüdü.
He walked toward the door.
begynn å lære
O, kapıya doğru yürüdü.
He wanted to buy the book.
begynn å lære
O, kitabı satın almak istedi.
He wanted to come with us.
begynn å lære
O bizimle gelmek istedi
He wants to go to America.
begynn å lære
O, Amerika'ya gitmek istiyor.
He wants you to stay here.
begynn å lære
O, burada kalmanı istiyor.
He was absent from school.
begynn å lære
O, okulda yoktu.
He was afraid of his wife.
begynn å lære
O, karısından korkuyordu.
He was afraid of the dark.
begynn å lære
O, karanlıktan korkardı.
He was afraid to go there.
begynn å lære
O, oraya gitmeye korkuyordu.
He was amazed at the news.
begynn å lære
O, habere şaşırdı.
He was among those chosen.
begynn å lære
O, seçilenler arasındaydı.
He was angry with himself.
begynn å lære
O, kendisine kızmıştı.
He was angry with his son.
begynn å lære
O, oğluna kızmıştı.
He was covered with sweat.
begynn å lære
O terle kaplıydı.
He was educated at Oxford.
begynn å lære
O, Oxford Üniversitesi'nde eğitim gördü.
He was fired for stealing.
begynn å lære
O çaldığı için kovuldu.
He was in bed with a cold.
begynn å lære
O, soğuk algınlığından yataktaydı.
He was in prison for life.
begynn å lære
O ömür boyu hapis yattı.
He was in time for school.
begynn å lære
O okula zamanında geldi.
He was listening to music.
begynn å lære
O müzik dinliyordu.
He was looking at the sky.
begynn å lære
O, gökyüzüne bakıyordu.
He was loved by everybody.
begynn å lære
O herkes tarafından sevilirdi.
He was lying on the grass.
begynn å lære
O çimlerin üzerinde yatıyordu.
He was playing with a toy.
begynn å lære
O, bir oyuncakla oynuyordu.
He was sentenced to death.
begynn å lære
O, ölüm cezasına çarptırıldı.
He was sharpening a knife.
begynn å lære
O bir bıçağı biliyordu.
He was sitting on a bench.
begynn å lære
O, bir bankta oturuyordu.
He was too angry to speak.
begynn å lære
O, konuşamayacak kadar çok öfkeliydi.
He was wounded in the war.
begynn å lære
O, savaşta yaralandı.
He went on a one-day trip.
begynn å lære
O bir günlük seyahate çıktı.
He went out without a hat.
begynn å lære
O, dışarıya şapkasız gitti.
He went there on business.
begynn å lære
O, iş için oraya gitti.
He will be a good husband.
begynn å lære
O iyi bir koca olacak.
He will be a good teacher.
begynn å lære
O, iyi bir öğretmen olacak.
He will come back at four.
begynn å lære
O, dörtte geri dönecek.
He will come on June 24th.
begynn å lære
O, 24 Haziran'da gelecek.
He will not agree with us.
begynn å lære
O bizimle aynı fikirde olmayacak.
He won't be a good player.
begynn å lære
O iyi bir oyuncu olmayacaktır.
He won't be away for long.
begynn å lære
O uzun süre uzakta olmayacak.
He won't come if it rains.
begynn å lære
O, yağmur yağarsa gelmez.
He won't live a long life.
begynn å lære
O, uzun ömürlü olmayacak.
He won't live a long life.
begynn å lære
O, uzun bir hayat yaşamayacak.
He would never walk again.
begynn å lære
O asla tekrar yürümedi.
He would often go fishing.
begynn å lære
O sık sık balık tutmaya giderdi.
He would seek re-election.
begynn å lære
O yeniden seçilmek için aday olurdu.
He wrote a lot of stories.
begynn å lære
O, bir sürü hikaye yazdı.
He wrote me a long letter.
begynn å lære
O bana uzun bir mektup yazdı.
He wrote me a love letter.
begynn å lære
O bana bir aşk mektubu yazdı.
He'll clutch at any straw.
begynn å lære
O her hangi bir samanı yakalamaya çalışacak.
He's a very fine musician.
begynn å lære
O çok iyi bir müzisyendir.
He's agreed to do the job.
begynn å lære
O işi yapmayı kabul etti.
He's almost as tall as me.
begynn å lære
O, neredeyse benim kadar uzundur.
He's always chasing girls.
begynn å lære
O her zaman kızların peşinde.
He's as strong as a horse.
begynn å lære
O, bir at kadar güçlü.
He's as timid as a rabbit.
begynn å lære
O, bir tavşan kadar ürkek.
He's much taller than you.
begynn å lære
O senden çok daha uzun.
He's running for Congress.
begynn å lære
Kongre için aday oluyor.
He's sleeping like a baby.
begynn å lære
Bir bebek gibi uyuyor.
Help yourself to the cake.
begynn å lære
Pastaya buyrun.
Her courage supported her.
begynn å lære
Onun cesareti onu destekledi.
Her father is a policeman.
begynn å lære
Onun babası bir polistir.
Her hat looked very funny.
begynn å lære
Onun şapkası çok komik görünüyordu.
Her heart was full of joy.
begynn å lære
Onun yüreği sevinç doluydu.
Here is their photo album.
begynn å lære
İşte onların fotoğraf albümü.
Hey guys, please be quiet.
begynn å lære
Hey beyler, lütfen biraz sakin olun.
Hi, my name is Ken Saitou.
begynn å lære
Merhaba, benim adım Ken Saitou.
His ashes are buried here.
begynn å lære
Onun külleri burada gömülüdür.
His bag was badly damaged.
begynn å lære
Onun çantası ağır hasar gördü.
His concert was very good.
begynn å lære
Onun konseri çok iyiydi.
His death is a great loss.
begynn å lære
Onun ölümü büyük bir kayıptır.
His English is quite good.
begynn å lære
Onun İngilizcesi oldukça iyidir.
His hair has turned white.
begynn å lære
Saçları beyaza dönüştü.
His house is by the river.
begynn å lære
Onun evi nehrin yanındadır.
His house is easy to find.
begynn å lære
Onun evini bulmak kolay.
His house is near a river.
begynn å lære
Onun evi bir nehre yakındır.
His illness may be cancer.
begynn å lære
Onun hastalığı kanser olabilir.
His letter made her angry.
begynn å lære
Onun mektubu onu kızdırdı.
His opinions carry weight.
begynn å lære
Onun fikirleri önemlidir.
His room was brightly lit.
begynn å lære
Onun odası aydınlıktı.
His smile put her at ease.
begynn å lære
Onun tebessümü onu rahatlattı.
His son is in college now.
begynn å lære
Oğlu şu anda üniversitede.
His speech went on and on.
begynn å lære
Onun konuşması uzayıp gitti.
His story amused everyone.
begynn å lære
Onun hikayesi herkesi eğlendirdi.
His story may not be true.
begynn å lære
Hikâyesi doğru olmayabilir.
His team is likely to win.
begynn å lære
Onun takımı muhtemelen kazanacak.
His view is quite logical.
begynn å lære
Onun görüşü oldukça mantıklı.
How are you getting along?
begynn å lære
Nasıl geçiniyorsun?
How did you hear about us?
begynn å lære
Bizden nasıl haberdar oldunuz?
How do I get to Chinatown?
begynn å lære
Çin mahallesine nasıl giderim?
How do you come to school?
begynn å lære
Okula nasıl gelirsin?
How do you heat the house?
begynn å lære
Evi nasıl ısıtıyorsun?
How do you like this town?
begynn å lære
Bu kasabayı nasıl buluyorsun?
How do you like your eggs?
begynn å lære
Yumurtalarınız hakkında ne düşünüyorsun?
How far is it to New York?
begynn å lære
O, New York'a ne kadar uzakta?
How high is that building?
begynn å lære
O binanın yüksekliği nedir?
How high is that mountain?
begynn å lære
O dağın yüksekliği nedir?
How late is the bank open?
begynn å lære
Banka ne kadar geç saatlere kadar açık?
How long will you be gone?
begynn å lære
Ne kadar süre gideceksin?
How long will you be here?
begynn å lære
Ne kadar süre burada olacaksın?
How many bags do you have?
begynn å lære
Kaç tane çantan var?
How many cars do you have?
begynn å lære
Kaç tane araban var?
How many kids do you have?
begynn å lære
Kaç tane çocuğun var?
How many pens do you have?
begynn å lære
Kaç tane kalemin var?
How much sugar do you use?
begynn å lære
Ne kadar şeker kullanırsın?
How much were the glasses?
begynn å lære
Gözlük ne kadardı?
How old are your children?
begynn å lære
Çocuklarınız kaç yaşındalar?
How old do you think I am?
begynn å lære
Kaç yaşında olduğumu düşünüyorsun?
How would you like to pay?
begynn å lære
Nasıl ödemek istersiniz?
Humans can't live on Mars.
begynn å lære
İnsanlar Mars'ta yaşayamaz.
I accepted her invitation.
begynn å lære
Onun davetini kabul ettim.
I accepted his invitation.
begynn å lære
Davetini kabul ettim.
I accused him of cheating.
begynn å lære
Onu hilekarlıkla suçladım.
I admit having done wrong.
begynn å lære
Ben yanlış yaptığımı itiraf ediyorum.
I agree with that opinion.
begynn å lære
Ben o görüşe katılıyorum.
I agree with your opinion.
begynn å lære
Ben senin görüşüne katılıyorum.
I allowed Kate to go home.
begynn å lære
Kate'e eve gitmesi için izin verdim.
I almost laughed out loud.
begynn å lære
Neredeyse kahkaha patlatacaktım.
I almost missed the train.
begynn å lære
Az daha treni kaçırıyordum.
I almost missed the train.
begynn å lære
Neredeyse treni kaçırıyordum.
I am a citizen of Sapporo.
begynn å lære
Ben bir Sapporo vatandaşıyım.
I'm a college student.
begynn å lære
Ben bir üniversite öğrencisiyim.
I can read English.
begynn å lære
İngilizce okuyabilirim.
I am afraid he won't come.
begynn å lære
Maalesef o gelmeyecek.
I am due to speak tonight.
begynn å lære
Bu gece konuşmam bekleniyor.
I am feeling sad about it.
begynn å lære
Ben bu konu hakkında üzgün hissediyorum.
I am going to be fourteen.
begynn å lære
Ondört yaşında olacağım.
I am going to play tennis.
begynn å lære
Tenis oynayacağım.
I am interested in sports.
begynn å lære
Sporla ilgileniyorum.
I am learning how to type.
begynn å lære
Nasıl yazacağımı öğreniyorum.
I am living with my uncle.
begynn å lære
Amcamla birlikte yaşıyorum.
I am majoring in medicine.
begynn å lære
Ben tıpta uzmanlaşıyorum.
I am not a morning person.
begynn å lære
Ben bir sabah kişisi değilim.
I am not getting involved.
begynn å lære
Ben karışmıyorum.
I am now in an old castle.
begynn å lære
Şimdi eski bir kaledeyim.
I am on holiday this week.
begynn å lære
Bu hafta tatildeyim.
I am playing football now.
begynn å lære
Şimdi futbol oynuyorum.
I am ready to go with you.
begynn å lære
Ben sizinle birlikte gitmek için hazırım.
I am studying English now.
begynn å lære
Şimdi İngilizce çalışıyorum.
I am through with my work.
begynn å lære
Ben işimi bitirdim.
I am very busy these days.
begynn å lære
Bu günler çok meşgulüm.
I am very glad to see you.
begynn å lære
Seni gördüğüme çok memnunum.
I am watering the flowers.
begynn å lære
Çiçekleri suluyorum.
I am writing a letter now.
begynn å lære
Şimdi bir mektup yazıyorum.
I appreciate your concern.
begynn å lære
İlginize minnettarım.
I arrived here last night.
begynn å lære
Ben dün gece buraya geldim.
I arrived there too early.
begynn å lære
Oraya çok erken vardım.
I asked where he had been.
begynn å lære
Onun nerede olduğunu sordum.
I ate a hotdog for lunch.
begynn å lære
Ben öğle yemeği için bir sosisli sandviç yedim.
I awoke from a long dream.
begynn å lære
Ben uzun bir rüyadan uyandım.
I barely caught the train.
begynn å lære
Güçlükle trene yetiştim.
I belong to a tennis club.
begynn å lære
Ben bir tenis kulübünün üyesiyim.
I bought a book yesterday.
begynn å lære
Dün bir kitap aldım.
I bought a new television.
begynn å lære
Yeni bir televizyon aldım.
I bought a pair of gloves.
begynn å lære
Ben bir çift eldiven aldım.
I bought a red sports car.
begynn å lære
Kırmızı bir spor araba aldım.
I bought a red sports car.
begynn å lære
Ben kırmızı bir spor otomobil satın aldım.
I called him this morning.
begynn å lære
Onu bu sabah aradım.
I called him up yesterday.
begynn å lære
Dün onu aradım.
I came to Japan last year.
begynn å lære
Japonya'ya geçen yıl geldim.
I can do without his help.
begynn å lære
Onun yardımı olmadan yapabilirim.
I can put things in a box.
begynn å lære
Eşyaları bir kutuya koyabilirim.
I can reach the top shelf.
begynn å lære
Ben en üst rafa ulaşabilirim.
I can read Spanish easily.
begynn å lære
Kolaylıkla İspanyolca okuyabilirim.
I can run faster than Ken.
begynn å lære
Ken'den daha hızlı koşabilirim.
I can swim as well as you.
begynn å lære
Ben sizin kadar iyi yüzebilirim.
I can't afford a new coat.
begynn å lære
Ben yeni bir palto almayı göze alamam.
I can't bear living alone.
begynn å lære
Tek yaşamaya katlanamam.
I can't bend my right arm.
begynn å lære
Ben sağ kolumu bükemiyorum.
I can't explain it either.
begynn å lære
Onu bende açıklayamam.
I can't find my briefcase.
begynn å lære
Çantamı bulamıyorum.
I can't go until he comes.
begynn å lære
O gelene kadar ben gidemem.
I can't keep my eyes open.
begynn å lære
Gözlerimi açık tutamıyorum.
I can't lift my right arm.
begynn å lære
Ben sağ kolumu kaldıramıyorum.
I can't live without a TV.
begynn å lære
Televizyon olmadan yaşayamam.
I can't live without a TV.
begynn å lære
Televizyonsuz yaşayamam.
I can't make it this time.
begynn å lære
Bu sefer onu yapamam.
I can't praise him enough.
begynn å lære
Onu yeterince övemiyorum.
I can't reach the ceiling.
begynn å lære
Tavana ulaşamıyorum.
I can't remember her name.
begynn å lære
Adını hatırlayamadım.
I can't remember her name.
begynn å lære
Onun adını hatırlayamadım?
I can't shake off my cold.
begynn å lære
Soğuk algınlığından kurtulamıyorum.
I can't stop my nosebleed.
begynn å lære
Burun kanamamı durduramıyorum.
I can't take another step.
begynn å lære
Bir adım daha atamam.
I can't think of his name.
begynn å lære
Ben onun adını düşünemiyorum.
I cannot accept this gift.
begynn å lære
Bu hediyeyi kabul edemem.
I cannot accept your gift.
begynn å lære
Ben hediyeni kabul edemem.
I caught up with him soon.
begynn å lære
Kısa sürede onunla arayı kapattım.
I couldn't find his house.
begynn å lære
Ben onun evini bulamadım.
I couldn't speak Japanese.
begynn å lære
Japonca konuşamıyordum.
I cut myself with a knife.
begynn å lære
Bir bıçakla kendimi kestim.
I decided to study abroad.
begynn å lære
Ben yurt dışında öğrenim görmeye karar verdim.
I didn't have lunch today.
begynn å lære
Bugün öğle yemeği yemedim.
I didn't hear you come in.
begynn å lære
İçeri girdiğini duymadım.
I didn't know what to say.
begynn å lære
Ne söyleyeceğimi bilmiyordum.
I didn't mean to hurt you.
begynn å lære
Seni incitmek istemedim.
I didn't mean to hurt you.
begynn å lære
Amacım seni incitmek değildi.
I didn't mean to hurt you.
begynn å lære
Seni incitmek istememiştim.
I didn't need to tell him.
begynn å lære
Ona söylememe gerek yoktu.
I disposed of my old coat.
begynn å lære
Benim eski paltoyu elden çıkardım.
I do not know any of them.
begynn å lære
Onlardan birini tanımıyorum.
I do not mind what you do.
begynn å lære
Ne yaptığın umurumda değil.
I do not want your houses.
begynn å lære
Sizin evlerinizi istemiyorum.
I do not watch television.
begynn å lære
Ben televizyon izlemem.
I don't care what happens.
begynn å lære
Ne olduğu umurumda değil.
I don't care what he does.
begynn å lære
Onun ne yaptığı umurumda değil.
I don't care what he says.
begynn å lære
Onun ne dediği umrumda değil.
I don't get what you mean.
begynn å lære
Ne demek istediğini anlamıyorum.
I don't have any brothers.
begynn å lære
Hiç erkek kardeşim yok.
I don't have any cavities.
begynn å lære
Hiç diş çürüğüm yok.
I don't have any children.
begynn å lære
Hiç çocuğum yok.
I don't have time to read.
begynn å lære
Benim okumak için zamanım yok.
I don't like both of them.
begynn å lære
Ben onlarınher ikisini de sevmiyorum.
I don't like either watch.
begynn å lære
Her iki saati de sevmiyorum.
I don't like men like him.
begynn å lære
Onun gibi insanları sevmem.
I don't like this sweater.
begynn å lære
Bu kazağı sevmiyorum.
I don't like warm winters.
begynn å lære
Ben sıcak kışları sevmiyorum.
I don't like what he said.
begynn å lære
Onun söylediğinden hoşlanmıyorum.
I don't live in Maigo now.
begynn å lære
Şimdi Maigo'da yaşamıyorum.
I don't meet him so often.
begynn å lære
Onunla çok sık görüşmem.
I don't need anything now.
begynn å lære
Şu an bir şeye ihtiyacım yok.
I don't remember his name.
begynn å lære
Onun ismini hatırlamıyorum.
I don't support his ideas.
begynn å lære
Ben onun fikirlerini desteklemiyorum.
I don't understand German.
begynn å lære
Almanca'yı anlayamıyorum.
I doubt if he is a lawyer.
begynn å lære
Onun bir avukat olup olmadığından şüpheliyim.
I doubt that Tom is happy.
begynn å lære
Tom'un mutlu olduğundan şüpheliyim.
I easily found his office.
begynn å lære
Ben onun ofisini kolayca buldum.
I eat breakfast every day.
begynn å lære
Ben hergün kahvaltı yaparım.
I expect him to come soon.
begynn å lære
Onun yakında gelmesini umuyorum.
I experimented on animals.
begynn å lære
Hayvanlar üzerinde deney yaptım.
I fed some meat to my dog.
begynn å lære
Köpeğime biraz et yedirdim.
I feed my dog twice a day.
begynn å lære
Köpeğimi günde iki kez beslerim.
I feel like taking a walk.
begynn å lære
Canım yürüyüş yapmak istiyor.
I feel very sorry for him.
begynn å lære
Ben onun için çok üzülüyorum.
I felt my way to the door.
begynn å lære
Kapıya doğru yolumu el yordamıyla buldum.
I felt the engine running.
begynn å lære
Motor çalışırken hissettim.
I finally gave up smoking.
begynn å lære
Sonunda sigara içmeyi bıraktım.
I fixed the car yesterday.
begynn å lære
Dün arabayı tamir ettim.
I flew to Osaka yesterday.
begynn å lære
Dün Osaka'ya uçtum.
I forget to telephone him.
begynn å lære
Ona telefon etmeyi unuturum.
I forgot his phone number.
begynn å lære
Ben onun telefon numarasını unuttum.
I gave her a lift to town.
begynn å lære
Onu arabayla şehre bıraktım.
I get on with him well
begynn å lære
Onunla iyi geçinirim.
I go home early every day.
begynn å lære
Her gün eve erken giderim.
I go to bed after I study.
begynn å lære
Çalıştıktan sonra yatmaya giderim.
I go to bed late at night.
begynn å lære
Gece yatmaya geç giderim.
I go to church on Sundays.
begynn å lære
Pazar günleri kiliseye giderim.
I got a new pair of shoes.
begynn å lære
Yeni bir çift ayakkabım var.
I got him to stop smoking.
begynn å lære
Ona sigara içmeyi bıraktırdım.
I got married 8 years ago.
begynn å lære
Sekiz yıl önce evlendim.
I got my bicycle repaired.
begynn å lære
Bisikletimi tamir ettirdim.
I got my left arm bruised.
begynn å lære
Sol kolumu zedeledim.
I got some sand in my eye.
begynn å lære
Gözüme biraz kum kaçtı.
I got the machine running.
begynn å lære
Makineyi çalıştırdım.
I got the ticket for free.
begynn å lære
Bileti ücretsiz aldım.
I got there ahead of time.
begynn å lære
Oraya vaktinden önce vardım.
I got tired with the work.
begynn å lære
İşten dolayı yoruldum.
I groped for a flashlight.
begynn å lære
El fenerini el yordamıyla aradım.
I had a chance to see him.
begynn å lære
Onu görmek için bir fırsatım vardı.
I had a good night's rest.
begynn å lære
Gece iyi dinlendim.
I had a healthy breakfast.
begynn å lære
Sağlıklı bir kahvaltı yaptım.
I had him take my picture.
begynn å lære
Ona resmimi çektirdim.
I had my photograph taken.
begynn å lære
Fotoğrafımı çektirdim.
I had no choice but to go.
begynn å lære
Gitmekten başka seçeneğim yoktu.
I had no idea who she was.
begynn å lære
Onun kim olduğu hakkında bir fikrim yoktu.
I had to work on an essay.
begynn å lære
Ben bir deneme üzerinde çalışmak zorunda kaldım.
I have a dog and two cats.
begynn å lære
Bir köpeğim ve iki kedim var.
I have a little money now.
begynn å lære
Şimdi biraz param var.
I have a lot of questions.
begynn å lære
Benim bir sürü sorum var.
I have a persistent cough.
begynn å lære
İnatçı bir öksürüğüm var.
I have a severe pain here.
begynn å lære
Benim burada ciddi bir ağrım var.
I have a surprise for you.
begynn å lære
Senin için bir sürprizim var.
I have almost no appetite.
begynn å lære
Hemen hemen hiç iştahım yok.
I have an allergy to milk.
begynn å lære
Süte karşı allerjim var.
I have an irregular pulse.
begynn å lære
Düzensiz bir nabzım var.
I have another engagement.
begynn å lære
Başka bir sorumluluğum var.
I have at least ten books.
begynn å lære
En az on kitabım var.
I have been to Kyoto once.
begynn å lære
Kyoto'da bir kez bulundum.
I have breakfast at seven.
begynn å lære
Saat yedide kahvaltı yaparım.
I have difficulty chewing.
begynn å lære
Çiğneme sorunum var.
I heard that before.
begynn å lære
Onu daha önce duydum.
I have met him many times.
begynn å lære
Onunla defalarca karşılaştım.
I have no home to live in.
begynn å lære
Yaşayacak evim yok.
I have no time to see you.
begynn å lære
Seni görmek için zamanım yok.
I have not finished lunch.
begynn å lære
Öğle yemeğini bitirmedim.
I have not seen him since.
begynn å lære
O zamandan beri onu görmedim.
I have prepared your bath.
begynn å lære
Banyonu hazırladım.
I have run short of money.
begynn å lære
Param tükendi.
I have six mouths to feed.
begynn å lære
Besleyecek altı nüfusum var.
I have to go there myself.
begynn å lære
Oraya kendim gitmek zorundayım.
I have to look for my pen.
begynn å lære
Dolma kalemimi aramak zorundayım.
I have to obey his orders.
begynn å lære
Ben onun emirlerine uymak zorundayım.
I have to tighten my belt.
begynn å lære
Ben kemerimi sıkmak zorundayım.
I have visited Paris once.
begynn å lære
Paris'i bir kez ziyaret ettim.
I haven't lost any weight.
begynn å lære
Hiç kilo vermedim.
I haven't seen him lately.
begynn å lære
Son zamanlarda onu görmedim.
I haven't seen Tom lately.
begynn å lære
Son zamanlarda Tom'u görmedim.
I haven't smoked for ages.
begynn å lære
Yıllarca sigara içmedim.
I hear that he eats frogs.
begynn å lære
Ben onun kurbağa yediğini duyuyorum.
I hear you have been sick.
begynn å lære
Hasta olduğunu işitiyorum.
I heard a noise behind me.
begynn å lære
Arkamda bir gürültü duydum.
I helped carry those bags.
begynn å lære
Şu çantaları taşımaya yardım ettim.
I hope everything is okay.
begynn å lære
Umarım her şey iyidir.
I hope to be a journalist.
begynn å lære
Ben bir gazeteci olmayı umuyorum.
I hope to become a singer.
begynn å lære
Bir şarkıcı olmayı ümit ediyorum.
I hope you are having fun.
begynn å lære
İnşallah eğleniyorsun.
I intended to go with him.
begynn å lære
Onunla gitmeye niyet ettim.
I invited him to my house.
begynn å lære
Onu evime davet ettim.
I ironed my handkerchiefs.
begynn å lære
Mendillerimi ütüledim.
I ironed the handkerchief.
begynn å lære
Ben mendili ütüledim.
I just adore your new hat.
begynn å lære
Yeni şapkana tam anlamıyla bayılıyorum.
I just got by on the test.
begynn å lære
Testi geçtim.
I just meant it as a joke.
begynn å lære
Onu sadece bir şaka olarak yaptım.
I know how to cook dinner.
begynn å lære
Akşam yemeğini nasıl pişireceğimi biliyorum.
I know how to drive a car.
begynn å lære
Nasıl araba sürüleceğini biliyorum.
I know how to drive a car.
begynn å lære
Nasıl araba süreceğimi biliyorum.
I know some of these boys.
begynn å lære
Bu çocuklardan bazılarını tanıyorum.
I know that you live here.
begynn å lære
Burada yaşadığını biliyorum.
I know what is in the box.
begynn å lære
Kutuda ne olduğunu biliyorum.
I laid a blanket over her.
begynn å lære
Ben onun üzerine bir battaniye serdim.
I left an umbrella behind.
begynn å lære
Arkada bir şemsiye bıraktım.
I left the money with him.
begynn å lære
Parayı ona bıraktım.
I like all kinds of music.
begynn å lære
Bütün müzik türlerini severim.
I like baseball very much.
begynn å lære
Ben beyzbolu çok severim.
I like both dogs and cats.
begynn å lære
Hem kedileri hem köpekleri severim.
I like climbing mountains.
begynn å lære
Ben dağlara tırmanmayı severim.
I like instrumental music.
begynn å lære
Ben enstrümantal müzikten hoşlanırım.
I like listening to music.
begynn å lære
Müzik dinlemeyi severim.
I like my brandy straight.
begynn å lære
Ben brendimi sek severim.
I like swimming very much.
begynn å lære
Yüzmeyi çok severim.
I like the way Mary looks.
begynn å lære
Mary'nin görünme şeklini beğeniyorum.
I like the way she smiles.
begynn å lære
Onun gülüş tarzını seviyorum.
I like to play basketball.
begynn å lære
Basketbol oynamayı severim.
I like to travel by train.
begynn å lære
Trenle seyahat etmeyi severim.
I live in a rooming house.
begynn å lære
Bir pansiyonda yaşıyorum.
I looked over my shoulder.
begynn å lære
Omuzumun üzerinden göz gezdirdim.
I lost my watch yesterday.
begynn å lære
Dün saatimi kaybettim.
I lost my way in New York.
begynn å lære
New York'ta yolumu kaybettim.
I made a careless mistake.
begynn å lære
Ben dikkatsiz bir hata yaptım.
I made him tell the truth.
begynn å lære
Ona gerçeği söylettim.
I made his son a new suit.
begynn å lære
Onun oğluna yeni bir takım elbise yaptım.
I made these boxes myself.
begynn å lære
Bu kutuları kendim yaptım.
I may have made a mistake.
begynn å lære
Bir hata yapmış olabilirim.
I met him at the barber's.
begynn å lære
Onunla berber dükkanında karşılaştım.
I misplaced your blue pen.
begynn å lære
Mavi kalemini yanlış yere koydum.
I must have caught a cold.
begynn å lære
Soğuk almış olmalıyım.
I need some writing paper.
begynn å lære
Biraz yazı kağıdına ihtiyacım var.
I need someone to help me.
begynn å lære
Bana yardım edecek birine ihtiyacım var.
I need to get some stamps.
begynn å lære
Bazı pullar almam gerekiyor.
I often lie on this bench.
begynn å lære
Ben sık sık bu bankta uzanırım.
I often stay up all night.
begynn å lære
Sık sık gece geç saatlere kadar yatmam.
I often visited his house.
begynn å lære
Onun evini sık sık ziyaret ettim.
I order you to turn right.
begynn å lære
Sana sağa dönmeni emrediyorum
I painted the fence green.
begynn å lære
Çiti yeşile boyadım.
I play the piano a little.
begynn å lære
Biraz piyano çalarım.
I played soccer yesterday.
begynn å lære
Dün futbol oynadım.
I prefer modern furniture.
begynn å lære
Modern mobilyayı tercih ederim.
I prefer spring to autumn.
begynn å lære
İlkbaharı Sonbahara tercih ederim.
I prefer to travel by air.
begynn å lære
Hava yolu ile seyahat etmeyi tercih ediyorum.
I put on my cap to go out.
begynn å lære
Dışarı çıkmak için kepimi giydim.
I put on my shoes at once.
begynn å lære
Derhal ayakkabılarımı giydim.
I ran as fast as possible.
begynn å lære
Ben mümkün olduğunca hızlı koştum.
I rang the bell six times.
begynn å lære
Zili altı kez çaldım.
I rarely go to the movies.
begynn å lære
Sinemalara nadiren giderim.
I read a book as I walked.
begynn å lære
Ben yürürken bir kitap okudum.
I read the New York Times.
begynn å lære
New York Times okurum.
I really don't want to go.
begynn å lære
Gerçekten gitmek istemiyorum.
I really need a drink now.
begynn å lære
Şimdi gerçekten bir içkiye ihtiyacım var.
I remember the first time.
begynn å lære
Ben ilk seferi hatırlıyorum.
I remember writing to her.
begynn å lære
Ona yazdığımı hatırlıyorum.
I saw an American musical.
begynn å lære
Ben bir Amerikan müzikali gördüm.
I saw her only a week ago.
begynn å lære
Ben sadece bir hafta önce onu gördüm.
I saw him coming upstairs.
begynn å lære
Onu üst kata gelişini gördüm.
I saw him enter the house.
begynn å lære
Onun eve girdiğini gördüm.
I saw it with my own eyes.
begynn å lære
Onu kendi gözlerimle gördüm.
I saw the figure of a man.
begynn å lære
Ben bir insan figürü gördüm.
I saw them enter the bank.
begynn å lære
Onların bankaya girdiğini gördüm.
I saw you with a tall boy.
begynn å lære
Seni uzun boylu bir çocukla gördüm.
I see him once in a while.
begynn å lære
Onu arada bir görürüm.
I shut the door behind me.
begynn å lære
Arkamdan kapıyı kapadım.
I slept all day yesterday.
begynn å lære
Dün bütün gün uyudum.
I smell something burning.
begynn å lære
Yanan bir şeyin kokusunu alıyorum.
I sold it for ten dollars.
begynn å lære
Onu on dolara sattım.
I sold off all my records.
begynn å lære
Ben tüm plakları sattım.
I sometimes dream of home.
begynn å lære
Bazen evi hayal ederim.
I sometimes see him on TV.
begynn å lære
Bazen onu televizyonda görürüm.
I speak English every day.
begynn å lære
Hergün İngilizce konuşurum.
I spent 100 dollars today.
begynn å lære
Bugün 100 dolar harcadım.
I stood waiting for a bus.
begynn å lære
Otobüs beklerken ayakta durdum.
I study English every day.
begynn å lære
Hergün İngilizce çalışırım.
I suppose he will be late.
begynn å lære
Sanırım o geç kalacak.
I suppose they are coming.
begynn å lære
Sanırım onlar geliyorlar.
I suspected he was a liar.
begynn å lære
Ben onun bir yalancı olduğundan şüphelendim.
I talked on the phone.
begynn å lære
Telefonda konuştum.
I talked on the telephone.
begynn å lære
Ben telefonda konuştum.
I think I'll buy this tie.
begynn å lære
Sanırım bu kravatı alacağım.
I think it's worth asking.
begynn å lære
Bence sormaya değer.
I think that ghosts exist.
begynn å lære
Hayaletlerin var olduğunu düşünüyorum.
I think that he is honest.
begynn å lære
Bence o dürüsttür.
I think that he will come.
begynn å lære
Sanırım o gelecek.
I think that you're wrong.
begynn å lære
Bence hatalısın.
I think that Yumi is sick.
begynn å lære
Sanırım Yumi hasta.
I think the rumor is true.
begynn å lære
Sanırım söylenti gerçek.
I think the rumor is true.
begynn å lære
Söylentinin gerçek olduğunu düşünüyorum.
I think this book is easy.
begynn å lære
Bence bu kitap kolaydır.

Du må logge inn for å legge inn en kommentar.