Turkish sentences from Tatoeba 16

 0    1000 fiche    aleksandra.eska
laste ned mp3 Skriv ut spille sjekk deg selv
 
spørsmålet svaret
I think this is delicious.
begynn å lære
Bunun lezzetli olduğunu düşünüyorum.
I think we can be friends.
begynn å lære
Sanırım arkadaş olabiliriz.
I told her not to be late.
begynn å lære
Ona geç kalmamasını söyledim.
I took him out for a walk.
begynn å lære
Onu bir yürüyüş için dışarı çıkardım.
I tried to avoid conflict.
begynn å lære
Ben çatışmadan kaçınmaya çalıştım.
I tried to get good marks.
begynn å lære
İyi notlar almaya çalıştım.
I tripped and nearly fell.
begynn å lære
Tökezledim ve neredeyse düşüyordum.
I understand how you feel.
begynn å lære
Ben nasıl hissettiğini anlıyorum.
I usually get up at eight.
begynn å lære
Genellikle sekizde kalkarım.
I usually get up at seven.
begynn å lære
Genellikle yedide kalkarım.
I usually go home at five.
begynn å lære
Genellikle saat beşte eve giderim.
I usually go home at four.
begynn å lære
Ben genellikle dörtte eve giderim.
I usually shower at night.
begynn å lære
Genellikle gece duş yaparım.
I waited for her to speak.
begynn å lære
Onun konuşmasını bekledim.
I waited for him till ten.
begynn å lære
Ben, saat ona kadar onu bekledim.
I walk twenty miles a day.
begynn å lære
Günde yirmi mil yürürüm.
I walked from the station.
begynn å lære
İstasyondan yürüdüm.
I want him to sing a song.
begynn å lære
Onun bir şarkı söylemesini istiyorum.
I want many books to read.
begynn å lære
Okumak için çok sayıda kitap istiyorum.
I want someone to talk to.
begynn å lære
Ben konuşacak birini istiyorum.
I want something to drink.
begynn å lære
İçecek bir şey istiyorum.
I want to catch the 11:45.
begynn å lære
11:45 trenine yetişmek istiyorum.
I want to drink something.
begynn å lære
Birşey içmek istiyorum.
I want to eat out tonight.
begynn å lære
Bu gece dışarıda yemek istiyorum.
I want to know the reason.
begynn å lære
Sebebi bilmek istiyorum.
I want to play the guitar.
begynn å lære
Gitar çalmak istiyorum.
I want to see the manager.
begynn å lære
Ben yöneticiyi görmek istiyorum.
I want to see your mother.
begynn å lære
Annenle görüşmek istiyorum.
I want to travel with you.
begynn å lære
Senle seyahat etmek istiyorum.
I want you to sing a song.
begynn å lære
Bir şarkı söylemeni istiyorum.
I want you to work harder.
begynn å lære
Daha çok çalışmanı istiyorum.
I wanted something to eat.
begynn å lære
Yiyecek birşey istedim.
I warned him not to smoke.
begynn å lære
Sigara içmemesi için onu uyardım.
I was afraid he might die.
begynn å lære
Onun ölebileceğinden korktum.
I was almost hit by a car.
begynn å lære
Neredeyse bir araba tarafından çarpılıyordum
I was always good at math.
begynn å lære
Ben her zaman matematikte iyiyim.
I was aware of the danger.
begynn å lære
Ben tehlikenin farkındaydım.
I was barely able to work.
begynn å lære
Neredeyse çalışamıyordum.
I was disappointed in her.
begynn å lære
Onda hayal kırıklığına uğradım.
I was disappointed in him.
begynn å lære
O beni hayal kırıklığına uğrattı.
I was in bed with the flu.
begynn å lære
Grip yüzünden yataktaydım.
I was more angry than sad.
begynn å lære
Kızgın olduğum kadar çok üzgün değildim.
I was more angry than sad.
begynn å lære
Üzgün olmaktan daha kızgındım.
I was nearly hit by a car.
begynn å lære
Neredeyse bir araba tarafından çarpılıyordum.
I was not able to see him.
begynn å lære
Onu göremedim.
I was reading a book then.
begynn å lære
O zaman bir kitap okuyordum.
I was so drunk last night.
begynn å lære
Ben dün gece çok sarhoştum.
I was tired from studying.
begynn å lære
Çalışmaktan yoruldum.
I was tired with the work.
begynn å lære
Ben işten bıktım.
I was too hungry to speak.
begynn å lære
Konuşamayacak kadar çok açtım.
I was trying to kill time.
begynn å lære
Zaman öldürmeye çalışıyordum.
I was very busy last week.
begynn å lære
Geçen hafta çok meşguldüm.
I was very busy yesterday.
begynn å lære
Dün çok meşguldüm.
I watched TV this morning.
begynn å lære
Bu sabah TV izledim.
I went on with my reading.
begynn å lære
Benim okuma ile devam ettim.
I went to a haunted house.
begynn å lære
Perili bir eve gittim.
I went to Boston by train.
begynn å lære
Boston'a trenle gittim.
I went to church with him.
begynn å lære
Onunla birlikte kiliseye gittim.
I went to Kawagoe by taxi.
begynn å lære
Ben taksi ile Kawagoe'ye gittim.
I went to the supermarket.
begynn å lære
Süper markete gittim.
I will act on your advice.
begynn å lære
Tavsiyene göre davranacağım.
I will do it at all costs.
begynn å lære
Ben her ne pahasına olursa olsun onu yapacağım.
I will do it by all means.
begynn å lære
Her halükarda onu yapacağım.
I will do it by all means.
begynn å lære
Ne olursa olsun onu yapacağım.
I will give you a present.
begynn å lære
Sana bir hediye vereceğim.
I will give you the money.
begynn å lære
Ben parayı sana vereceğim.
I will give you this book.
begynn å lære
Bu kitabı sana vereceğim.
I will help you all I can.
begynn å lære
Elimden gelen her konuda size yardım edeceğim.
I will look the other way.
begynn å lære
Başka şekilde bakacağım.
I will take over your job.
begynn å lære
Ben senin işini devralacağım.
I will tell you about him.
begynn å lære
Sana ondan bahsedeceğim.
I wish I had wings to fly.
begynn å lære
Keşke uçmak için kanatlarım olsa.
I wish it were fine today.
begynn å lære
Keşke bugün hava iyi olsa.
I wish she were alive now.
begynn å lære
Keşke o şimdi hayatta olsa.
I wish you had been there.
begynn å lære
Keşke orada olsaydın.
I wish you would be quiet.
begynn å lære
Keşke sakin olsan.
I won't be able to attend.
begynn å lære
Ben katılamayacağım.
I wonder if he is at home.
begynn å lære
Onun evde olup olmadığını merak ediyorum.
I wonder what he will say.
begynn å lære
Ben onun ne söyleyeceğini merak ediyorum.
I wonder who that girl is.
begynn å lære
Şu kızın kim olduğunu merak ediyorum.
I wonder who that girl is.
begynn å lære
O kızın kim olduğunu merak ediyorum.
I work for an oil company.
begynn å lære
Ben bir petrol şirketi için çalışıyorum.
I work hard in the garden.
begynn å lære
Bahçede çok çalıştım.
I want a cup of tea.
begynn å lære
Bir fincan çay istiyorum.
I would like to eat sushi.
begynn å lære
Suşi yemek istiyorum.
I would like to visit you.
begynn å lære
Sizi ziyaret etmek istiyorum.
I would like your picture.
begynn å lære
Resmini istiyorum.
I wrote to her last month.
begynn å lære
O, ona geçen ay yazdı.
I'd like a bottle of soda.
begynn å lære
Ben bir şişe soda istiyorum.
I'd like a glass of water.
begynn å lære
Bir bardak su istiyorum.
I'd like one more blanket.
begynn å lære
Bir battaniye daha istiyorum.
I'd like some more butter.
begynn å lære
Biraz daha tereyağ istiyorum.
I'd like some more coffee.
begynn å lære
Ben biraz daha kahve istiyorum.
I'd like some tea, please.
begynn å lære
Biraz çay istiyorum, lütfen.
I'd like something to eat.
begynn å lære
Yiyecek bir şey istiyorum.
I'd like to buy eye drops.
begynn å lære
Göz damlası satın almak istiyorum.
I'd like to buy this doll.
begynn å lære
Bu bebeği satın almak istiyorum.
I'd like to have a coffee.
begynn å lære
Ben bir kahve istiyorum.
I'd like to see Mr Kosugi.
begynn å lære
Ben Bay Kosugi'yi görmek istiyorum.
I'd like to try skydiving.
begynn å lære
Gökyüzü dalışını denemek istiyorum.
I'd love to come with you.
begynn å lære
Seninle gelmek istiyorum.
I'll ask how to get there.
begynn å lære
Oraya nasıl gideceğimi soracağım.
I'll be back in two hours.
begynn å lære
İki saat içinde geri döneceğim.
I'll be back late tonight.
begynn å lære
Bu akşam geç saatlerde döneceğim.
I'll be free this evening.
begynn å lære
Bu akşam boş olacağım.
I'll be there at five p.m.
begynn å lære
Saat beşte ö.s. orada olacağım.
I'll be there in a minute.
begynn å lære
Bir dakika içerisinde orada olacağım.
I'll bring one more towel.
begynn å lære
Ben bir tane daha havlu getireceğim.
I'll call on him tomorrow.
begynn å lære
Onu yarın ziyaret edeceğim.
I'll call you later today.
begynn å lære
Ben bugün daha sonra seni arayacağım.
I'll call you up tomorrow.
begynn å lære
Ben seni yarın arayacağım.
I'll cook for you tonight.
begynn å lære
Bu akşam sana yemek pişireceğim.
I'll do it, if you insist.
begynn å lære
Eğer ısrar ederseniz, onu yaparım.
I'll expect you next week.
begynn å lære
Gelecek hafta seni bekleyeceğim.
I'll explain the incident.
begynn å lære
Ben olayı açıklayacağım.
I'll get this bag for you.
begynn å lære
Sizin için bu çantayı alırım.
I'll give it some thought.
begynn å lære
Ona biraz fikir vereceğim.
I'll give you anaesthesia.
begynn å lære
Sana anestezi vereceğim.
I'll give you this camera.
begynn å lære
Bu kamerayı size vereceğim.
I'll go to Hawaii by ship.
begynn å lære
Gemiyle Hawaii'ye gideceğim.
I'll have to let you know.
begynn å lære
Sana bildirmek zorunda kalacağım.
I'll help you if possible.
begynn å lære
Mümkün olursa sana yardım edeceğim.
I'll lend you my notebook.
begynn å lære
Defterimi sana ödünç vereceğim.
I'll love you until I die.
begynn å lære
Ben ölünceye kadar seni seveceğim.
I'll meet to you at eight.
begynn å lære
Seninle sekizde buluşacağım.
I'll personally visit you.
begynn å lære
Kişisel olarak sizi ziyaret edeceğim.
I'll remember you forever.
begynn å lære
Seni ebediyen hatırlayacağım.
I'll show my album to you.
begynn å lære
Sana albümümü göstereceğim.
I'll take my coffee black.
begynn å lære
Kahvemi koyu alacağım.
I'll take my cue from you.
begynn å lære
İp ucumu senden alacağım.
I'll tell you how to swim.
begynn å lære
Nasıl yüzüleceğini sana anlatacağım.
I'll try as hard as I can.
begynn å lære
Elimden geldiğince çok çalışacağım.
I'll try harder next time.
begynn å lære
Gelecek sefer daha çok gayret edeceğim.
I'm afraid he cannot come.
begynn å lære
Maalesef o gelemez.
I'm afraid of earthquakes.
begynn å lære
Depremlerden korkarım.
I'm always busy with work.
begynn å lære
Ben her zaman iş ile meşgulüm.
I'm attaching three files.
begynn å lære
Üç dosya ekliyorum.
I'm aware that you failed.
begynn å lære
Ben senin başarısız olduğunun farkındayım.
I'm beginning to hate her.
begynn å lære
Ondan nefret etmeye başlıyorum.
I'm busy with my homework.
begynn å lære
Ev ödevimle meşgulüm.
I'm dead against the plan.
begynn å lære
Ben plana tamamen karşıyım.
I'm disappointed with you.
begynn å lære
Seninle hayal kırıklığına uğradım.
I'm done with my homework.
begynn å lære
Ev ödevim bitti.
I'm done with that lesson.
begynn å lære
O dersi yaptım.
I'm feeling kind of tired.
begynn å lære
Yorgun gibi hissediyorum.
I feel kind of tired.
begynn å lære
Biraz yorgun hissediyorum.
I'm finishing my homework.
begynn å lære
Ev ödevimi bitiriyorum.
I'm fond of playing shogi.
begynn å lære
Japon satrancı oynamaya düşkünüm.
I'm glad that you'll come.
begynn å lære
Geleceğine memnun oldum.
I'm glad to meet you, too.
begynn å lære
Ben de sizinle tanıştığıma memnun oldum.
I'm glad to see you again.
begynn å lære
Seni tekrar gördüğüme memnun oldum.
I'm going out for a while.
begynn å lære
Ben bir süreliğine dışarı çıkıyorum.
I'm looking for a sweater.
begynn å lære
Bir kazak arıyorum.
I'm looking for batteries.
begynn å lære
Ben pil arıyorum.
I'm looking for my camera.
begynn å lære
Kameramı arıyorum.
I'm looking forward to it.
begynn å lære
Ben onun için sabırsızlanıyorum.
I'm looking forward to it.
begynn å lære
Ben ona can atıyorum.
I'm looking forward to it.
begynn å lære
Ben onu dört gözle bekliyorum.
I'm majoring in economics.
begynn å lære
Ben ekonomi dalında uzmanlaşıyorum.
I'm majoring in sociology.
begynn å lære
Sosyolojide uzmanlaşıyorum.
I'm much younger than you.
begynn å lære
Senden çok daha gencim.
I'm never late for school.
begynn å lære
Ben asla okula geç kalmam.
I'm not good at carpentry.
begynn å lære
Marangozlukta iyi değilim.
I'm not in good shape now.
begynn å lære
Şu an formda değilim.
I'm not so good at tennis.
begynn å lære
Teniste çok iyi değilim.
I'm not worried about Tom.
begynn å lære
Tom hakkında endişeli değilim.
I'm reading the newspaper.
begynn å lære
Ben gazete okuyorum.
I'm so sorry to hear that.
begynn å lære
Onu duyduğuma çok üzgünüm.
I'm sorry, I have no idea.
begynn å lære
Üzgünüm, bir fikrim yok.
I'm standing in the shade.
begynn å lære
Gölgede duruyorum.
I'm staying at that hotel.
begynn å lære
Ben o otelde kalıyorum.
I'm telling you the truth.
begynn å lære
Ben sana gerçeği söylüyorum.
I'm tied up at the office.
begynn å lære
Ben ofiste meşgulüm.
I'm too tired to do study.
begynn å lære
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
I'm trying to lose weight.
begynn å lære
Zayıflamaya çalışıyorum.
I'm very glad to meet you.
begynn å lære
Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.
I'm very sad to hear that.
begynn å lære
Onu duyduğuma çok üzüldüm.
I'm waiting for my mother.
begynn å lære
Annemi bekliyorum.
I've been looking for you.
begynn å lære
Seni arıyordum.
I've been working all day.
begynn å lære
Bütün gün çalışmaktayım.
I've eaten almost nothing.
begynn å lære
Neredeyse birşey yemedim.
I've finished my homework.
begynn å lære
Ev ödevimi bitirdim.
I've given up eating meat.
begynn å lære
Et yemekten vazgeçtim.
I've got really good news.
begynn å lære
Gerçekten iyi bir haberim var.
I've got to see a dentist.
begynn å lære
Dişçiyle görüşmek zorundayım.
I've just eaten breakfast.
begynn å lære
Ben kahvaltıyı az önce yaptım.
I've lived in Kobe before.
begynn å lære
Daha önce Kobe'de yaşadım.
I've lost a little weight.
begynn å lære
Biraz kilo verdim.
I've lost weight recently.
begynn å lære
Son zamanlarda kilo kaybettim.
I've made lots of friends.
begynn å lære
Ben çok arkadaş yaptım.
I've made lots of friends.
begynn å lære
Çok sayıda arkadaş yaptım.
I've met that girl before.
begynn å lære
Daha önce o kızla karşılaştım.
I've met that girl before.
begynn å lære
O kızı daha önce gördüm.
I've never been to Europe.
begynn å lære
Avrupa'da hiç bulunmadım.
If only I could go skiing.
begynn å lære
Keşke kayak yapmaya gidebilsem.
If you don't eat, you die.
begynn å lære
Yemek yemezsen, ölürsün.
In a sense, you are right.
begynn å lære
Bir bakıma, haklısın.
In a sense, you are wrong.
begynn å lære
Bir bakıma, yanılıyorsun.
In case of fire, call 119.
begynn å lære
Yangın durumunda, 119'u arayın.
In case of fire, call 119.
begynn å lære
Yangın haline, 119'u ara.
Is anybody waiting on you?
begynn å lære
Size hizmet eden biri var mı?
Is her hair naturally red?
begynn å lære
Onun saçı doğal kırmızı mı?
Is Jimmy writing a letter?
begynn å lære
Jimmy bir mektup yazıyor mu?
Is she staying at a hotel?
begynn å lære
O bir otelde kalıyor mu?
Is the bank far from here?
begynn å lære
Banka buradan uzak mı?
Is the flight on schedule?
begynn å lære
Uçuş takvime uygun mu?
Is there a bank near here?
begynn å lære
Buraya yakın bir banka var mı?
Is there a mall near here?
begynn å lære
Buraya yakın bir alışveriş merkezi var mı?
Is this a pen or a pencil?
begynn å lære
Bu bir dolma kalem mi yoksa bir kurşun kalem mi?
Is this all you have, sir?
begynn å lære
Sahip olduğunuz her şey bu mudur, bayım?
Is this information right?
begynn å lære
Bu bilgi doğru mu?
Is this the bus to Oxford?
begynn å lære
Bu, Oxford'a giden otobüs mü?
It began raining just now.
begynn å lære
Az önce yağmur yağmaya başladı.
It began snowing just now.
begynn å lære
Az önce kar yağmaya başladı.
It can be used as a knife.
begynn å lære
O bir bıçak olarak kullanılabilir.
It depends on the context.
begynn å lære
Bu bağlama bağlıdır.
It depends on the context.
begynn å lære
O, içeriğe bağlıdır.
It doesn't take very long.
begynn å lære
Çok uzun sürmez.
It hardly ever rains here.
begynn å lære
Burada neredeyse hiç yağmur yağmaz.
It has become much warmer.
begynn å lære
Hava çok daha sıcak oldu.
It is a difficult problem.
begynn å lære
O zor bir sorun.
It is a little cool today.
begynn å lære
Bugün biraz serin.
It is both good and cheap.
begynn å lære
O hem iyi hem de ucuz.
It is by no means certain.
begynn å lære
O hiçbir şekilde kesin değil.
It is easy to add 5 to 10.
begynn å lære
10'a 5 eklemek kolaydır.
It is easy to play tennis.
begynn å lære
Tenis oynamak kolaydır.
It is good to be a winner.
begynn å lære
Bir kazanan olmak iyidir.
It is impossible to do it.
begynn å lære
Onu yapmak imkânsız.
It is likely to rain soon.
begynn å lære
Muhtemelen yakında yağmur yağacak.
It is made partly of wood.
begynn å lære
O kısmen ahşaptan yapılmıştır.
It is nice and warm today.
begynn å lære
Bugün hava güzel ve sıcak.
It is no use trying again.
begynn å lære
Tekrar denemenin faydası yok.
It is quiet here at night.
begynn å lære
Geceleri burası sessizdir.
It is seven in London now.
begynn å lære
Şimdi Londra'da saat yedi.
It is still light outside.
begynn å lære
Dışarısı hala aydınlık.
It is threatening to rain.
begynn å lære
Bu yağmur tehdit ediyor.
It is too early to get up.
begynn å lære
Kalkmak için vakit çok erken.
It is too good to be true.
begynn å lære
O, gerçek olamayacak kadar çok iyi.
It is you who is to blame.
begynn å lære
Suçlanacak olan sensin.
It looks like it'll rain.
begynn å lære
Yağmur yağacak gibi görünüyor.
It looks very good on you.
begynn å lære
O üzerinde çok iyi duruyor.
It may or may not be true.
begynn å lære
Doğru olabilir yada olmayabilir.
It rained hard last night.
begynn å lære
Dün gece çok yağmur yağdı.
It seems that he is wrong.
begynn å lære
O, hatalı gibi görünüyor.
It seems that she was ill.
begynn å lære
O, hastaymış gibi görünüyor.
It seems very interesting.
begynn å lære
O çok ilginç görünüyor.
It was a complete failure.
begynn å lære
O tam bir fiyaskoydu.
It was a revelation to me.
begynn å lære
O benim için bir ilhamdı.
It was a very cold winter.
begynn å lære
Çok soğuk bir kıştı.
It was a wild goose chase.
begynn å lære
O, vahşi bir kaz avıydı.
It was eighty meters long.
begynn å lære
O, seksen metre uzunluğunda idi.
It was no laughing matter.
begynn å lære
O gülecek bir şey değildi.
It was just a joke.
begynn å lære
O sadece bir şakaydı.
It was nothing but a joke.
begynn å lære
O, şakadan başka birşey değildi.
It was raining last night.
begynn å lære
Dün gece yağmur yağıyordu.
It was really interesting.
begynn å lære
O, gerçekten ilginçti.
It wasn't much of a party.
begynn å lære
Büyük bir parti değildi.
It wasn't much of a storm.
begynn å lære
Büyük bir fırtına değildi.
It will cool down tonight.
begynn å lære
Hava bu gece soğuyacak.
It will cost you 45 cents.
begynn å lære
Sana 45 sente mal olur.
It will stop raining soon.
begynn å lære
Yakında yağmur duracaktır.
It would be better to try.
begynn å lære
Denemek daha iyi olurdu.
It'll soon be six o'clock.
begynn å lære
Yakında saat altı olacak.
It's a long way to Boston.
begynn å lære
Boston'a giden uzun bir yoldur.
It's a nice day, isn't it?
begynn å lære
Hoş bir gün, değil mi?
It's already nine o'clock.
begynn å lære
Zaten saat 9:00.
It's an artificial flower.
begynn å lære
O, yapay bir çiçektir.
It's bad luck to say that.
begynn å lære
Onu söylemek uğursuzluk getirir.
It's for a friend of mine.
begynn å lære
O, benim bir arkadaşım için.
It's my younger brother's.
begynn å lære
O benim genç erkek kardeşimin.
It's nearly three o'clock.
begynn å lære
Saat yaklaşık üç.
It's nice to be back home.
begynn å lære
Tekrar evde olmak güzel.
It's nonsense to try that.
begynn å lære
Ona uğraşmak anlamsız.
It's obvious that he lied.
begynn å lære
Onun yalan söylediği açık.
It's quarter to eight now.
begynn å lære
Sekize çeyrek var.
It's quarter to eight now.
begynn å lære
Saat şimdi yedi kırk beş.
It's starting to cool off.
begynn å lære
Hava serinlemeye başlıyor.
It's time to go to school.
begynn å lære
Okula gitme zamanıdır.
It's too difficult for me.
begynn å lære
Benim için çok zordur.
It's true that she's dead.
begynn å lære
Onun öldüğü gerçektir.
It's warm today, isn't it?
begynn å lære
Bugün sıcak, değil mi?
It's wonderful to be here.
begynn å lære
Burada olmak harika.
Jack is one of my friends.
begynn å lære
Jack arkadaşlarımdan biridir.
Jack resembles his father.
begynn å lære
Jack, babasına benzer.
Jane comes from Australia.
begynn å lære
Jane, Avustralya'dan geliyor.
Jane comes from Australia.
begynn å lære
Jane Avustralyalı.
Jane prefers dogs to cats.
begynn å lære
Jane, köpekleri kedilere tercih eder.
Jane was dressed as a man.
begynn å lære
Jane, bir erkek gibi giymişti.
Jim goes to school by bus.
begynn å lære
Jim okula otobüsle gider.
Jim got a job as a waiter.
begynn å lære
Jim'in bir garson olarak bir işi var.
Jim had his camera stolen.
begynn å lære
Jim kamerasını çaldırdı.
Jim is at work on his car.
begynn å lære
Jim arabasının üzerinde çalışıyor.
John gave Mary some money.
begynn å lære
John Mary'ye biraz para verdi.
John makes fun of his dog.
begynn å lære
John köpeğiyle eğlenir.
Just imitate what he does.
begynn å lære
Sadece onun yaptığını taklit et.
Kate is dressing her doll.
begynn å lære
Kate oyuncak bebeğini giydiriyor.
Kate sympathized with him.
begynn å lære
Kate onun acısını paylaştı.
Ken goes to school by bus.
begynn å lære
Ken otobüsle okula gider.
Ken is busy now, isn't he?
begynn å lære
Ken şu anda meşgul, değil mi?
Ken likes music very much.
begynn å lære
Ken müziği çok sever.
Ken was running beside me.
begynn å lære
Ken yanımda çalışıyordu.
Lay the book on the table.
begynn å lære
Kitabı masaya bırak.
Leaves fall in the autumn.
begynn å lære
Yapraklar son baharda düşer.
Lend me your book, please.
begynn å lære
Bana lütfen kitabını ödünç ver.
Lend me your car tomorrow.
begynn å lære
Arabanı yarın bana ödünç ver.
Let him use the telephone.
begynn å lære
Telefonu kullansın.
Let me fix dinner for you.
begynn å lære
Senin için akşam yemeği hazırlayayım.
Let me go in place of him.
begynn å lære
Onun yerine gideyim.
Let me say this just once.
begynn å lære
Bunu sadece bir kez daha söyleyeyim.
Let me tell you something.
begynn å lære
Sana bir şey söyleyeyim.
Let me think for a minute.
begynn å lære
Bir dakika düşüneyim.
Let's begin with Lesson 3.
begynn å lære
3. ders ile başlayalım.
Let's clear out the attic.
begynn å lære
Tavan arasını temizleyelim.
Let's discuss the problem.
begynn å lære
Sorunu tartışalım.
Let's drop in for a drink.
begynn å lære
Bir içki için uğrayalım.
Let's eat in this evening.
begynn å lære
Bu akşam evde yiyelim.
Let's get out of the taxi.
begynn å lære
Taksiden inelim.
Let's get the party going.
begynn å lære
Partiye devam edelim.
Let's keep an eye on this.
begynn å lære
Buna göz kulak olalım.
Let's meet at one o'clock.
begynn å lære
Saat birde buluşalım.
Let's not go into details.
begynn å lære
Ayrıntıya girmeyelim.
Let's run to the bus stop.
begynn å lære
Otobüs durağına kadar koşalım.
Let's send for the doctor.
begynn å lære
Doktor getirtelim.
Let's stop here for today.
begynn å lære
Bugün burada duralım.
Let's take a picture here.
begynn å lære
Burada bir resim çekelim.
Let's take the 4:10 train.
begynn å lære
4:10 trenine binelim.
Little remains to be done.
begynn å lære
Yapılacak az şey var.
Look at that handsome boy.
begynn å lære
Şu yakışıklı çocuğa bak.
Look at this Japanese car.
begynn å lære
Bu Japon arabasına bak.
Lucy likes playing tennis.
begynn å lære
Lucy tenis oynamayı seviyor.
Lucy likes playing tennis.
begynn å lære
Lucy tenis oynamayı sever.
Lucy sometimes visits May.
begynn å lære
Lucy bazen Mary'yi ziyaret eder.
Lucy sometimes visits May.
begynn å lære
Lucy bazen May'i ziyaret eder.
Make room for the baggage.
begynn å lære
Bağaj için yer açın.
Make yourself comfortable.
begynn å lære
Rahatına bak.
Make yourself presentable.
begynn å lære
Kendinizi prezentabl yapın.
Many of them carried guns.
begynn å lære
Onların birçoğu silah taşıyordu.
Many problems awaited him.
begynn å lære
Birçok problemler onu bekliyordu.
Mari and Maki are sisters.
begynn å lære
Mari ve Maki kızkardeştirler.
Mary and Jane are cousins.
begynn å lære
Mary ve Jane kuzendir.
Mary and Jane are cousins.
begynn å lære
Mary ve Jane kuzenlerdir.
Mary is as tall as Tom is.
begynn å lære
Mary Tom kadar uzundur.
Mary is Tom's grandmother.
begynn å lære
Mary Tom'un büyükannesidir.
Mary likes milk very much.
begynn å lære
Mary sütü çok seviyor.
Mary likes milk very much.
begynn å lære
Mary sütü çok sever.
Mary told John the secret.
begynn å lære
Mary John'a sırrı söyledi.
Mary took maternity leave.
begynn å lære
Mary hamilelik izni aldı.
Mary wants to buy a dress.
begynn å lære
Mary bir elbise satın almak istiyor.
Mary's husband abused her.
begynn å lære
Mary'nin kocası onu suistimal etti.
Masaru gets married today.
begynn å lære
Masaru bugün evlenir.
May I have a bus schedule?
begynn å lære
Bir otobüs tarifesi alabilir miyim?
May I leave this with you?
begynn å lære
Bunu sizinle bırakabilir miyim?
May I share your umbrella?
begynn å lære
Şemsiyeni paylaşabilir miyim?
May I try this sweater on?
begynn å lære
Bu kazağı deneyebilir miyim?
May I use the shoe polish?
begynn å lære
Ayakkabı cilasını kullanabilir miyim?
May I use your dictionary?
begynn å lære
Sözlüğünü kullanabilir miyim?
Mayuko can ride a bicycle.
begynn å lære
Mayuko bir bisiklet sürebilir.
Mayuko can ride a bicycle.
begynn å lære
Mayuko bisiklete binebilir.
Mayuko jumped up in alarm.
begynn å lære
Mayuko alarmda ayağa fırladı.
McClellan decided to wait.
begynn å lære
McClellan beklemeye karar verdi.
Mike speaks good Japanese.
begynn å lære
Mike Japonca'yı iyi konuşuyor.
Mike speaks good Japanese.
begynn å lære
Mike iyi Japonca konuşur.
Mike speaks good Japanese.
begynn å lære
Mike Japoncayı iyi konuşur.
Mike walked up to the boy.
begynn å lære
Mike çocuğa doğru yanaştı.
Miss Kanda runs very fast.
begynn å lære
Miss Kanda çok hızlı koşar.
Monday comes after Sunday.
begynn å lære
Pazardan sonra Pazartesi gelir.
Money can't buy happiness.
begynn å lære
Para mutluluğu satın alamaz.
Most students like sports.
begynn å lære
Öğrencilerin çoğu sporları sever.
Most women enjoy shopping.
begynn å lære
Birçok kadın alışverişi sever.
Murder is against the law.
begynn å lære
Cinayet yasalara aykırı.
My apartment is near here.
begynn å lære
Benim apartman dairem buraya yakın.
My aunt lives in New York.
begynn å lære
Teyzem New York'ta yaşıyor.
My brother is an engineer.
begynn å lære
Erkek kardeşim bir mühendistir.
My brother is out of work.
begynn å lære
Kardeşim işsizdir.
My brother lives in Tokyo.
begynn å lære
Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
My brother lives in Tokyo.
begynn å lære
Kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
My brother uses this bike.
begynn å lære
Erkek kardeşim bu bisikleti kullanır.
My business is prospering.
begynn å lære
Benim iş başarılı.
My business is prospering.
begynn å lære
İşim iyi gidiyor.
My car burns a lot of gas.
begynn å lære
Arabam çok benzin yakar.
My car is being fixed now.
begynn å lære
Arabam şimdi tamir ediliyor.
My cough is getting worse.
begynn å lære
Benim öksürük kötüleşiyor.
My daughter wants a piano.
begynn å lære
Kızım piano istiyor.
My father gave up smoking.
begynn å lære
Babam sigara içmeyi bıraktı.
My father helped me study.
begynn å lære
Babam çalışmama yardımcı oldu.
My father is a bank clerk.
begynn å lære
Babam bir banka memuru.
My father is getting bald.
begynn å lære
Babam kelleşiyor.
My father loves my mother.
begynn å lære
Babam annemi seviyor.
My father manages a store.
begynn å lære
Babam bir mağaza yönetir.
My father may be sleeping.
begynn å lære
Babam uyuyor olabilir.
My father swims very well.
begynn å lære
Babam çok iyi yüzer.
My father was in the navy.
begynn å lære
Babam donanmada idi.
My headache is gone.
begynn å lære
Baş ağrım geçti.
My home is in the country.
begynn å lære
Evim kırsal alanda.
My house has a small yard.
begynn å lære
Evimin küçük bir avlusu var.
My house is fully insured.
begynn å lære
Evim tam sigortalıdır.
My job is dull and boring.
begynn å lære
Benim görevim donuk ve sıkıcı.
My mother tasted the milk.
begynn å lære
Annem sütü tattı.
My mother tasted the milk.
begynn å lære
Annem sütün tadına baktı.
My pet cat died yesterday.
begynn å lære
Benim evcil kedim dün öldü.
My right foot is sleeping.
begynn å lære
Sağ ayağım uyuşuyor.
My room has three windows.
begynn å lære
Odamda üç pencere vardır.
My studies are going okay.
begynn å lære
Benim çalışmalar tamam olacak.
My uncle can speak German.
begynn å lære
Amcam almanca konuşabilir.
My uncle gave me a camera.
begynn å lære
Amcam bana bir kamera verdi.
My watch is very accurate.
begynn å lære
Saatim çok doğru.
My weight is 58 kilograms.
begynn å lære
Benim ağırlığım 58 kilodur.
My wife is a good manager.
begynn å lære
Eşim iyi bir yöneticidir.
My wife really hates cats.
begynn å lære
Karım gerçekten kedilerden nefret ediyor.
My wife's trying to sleep.
begynn å lære
Karım uyumaya çalışıyor.
Nancy doesn't play tennis.
begynn å lære
Nancy tenis oynamaz.
Nancy enjoys indoor games.
begynn å lære
Nancy kapalı yer oyunlarından hoşlanır.
Naoko is good at swimming.
begynn å lære
Naoko yüzmede iyidir.
Never keep a lady waiting.
begynn å lære
Asla bir bayanı bekletme.
Never speak ill of others.
begynn å lære
Başkalarının hakkında asla kötü konuşma.
Never tell me a lie again.
begynn å lære
Bana asla tekrar yalan söyleme.
No one believed his story.
begynn å lære
Hiç kimse onun hikayesine inanmadı.
No one could buy anything.
begynn å lære
Hiç kimse bir şey satın alamadı.
No one opposed the choice.
begynn å lære
Hiç kimse seçime karşı çıkmadı.
No one took notice of him.
begynn å lære
Kimse onu farketmedi.
Nobody has ever loved him.
begynn å lære
Hiç kimse onu sevmedi.
Nobody would listen to me.
begynn å lære
Kimse beni dinlemezdi.
None of the money is mine.
begynn å lære
Paranın hiçbirisi benim değil.
None of us have succeeded.
begynn å lære
Hiçbirimiz başarmadık.
Not all of them are happy.
begynn å lære
Onların hepsi mutlu değil.
No taxi stopped.
begynn å lære
Bir taksi bile durmadı.
Nothing is worse than war.
begynn å lære
Hiçbir şey savaştan daha kötü değildir.
Nothing really stands out.
begynn å lære
Gerçekten bir şey göze çarpmıyor.
Obviously, he is to blame.
begynn å lære
Açıkçası, o suçlanacak.
Oh no! I forgot my wallet.
begynn å lære
Oh hayır! Cüzdanımı unuttum.
One lump of sugar, please.
begynn å lære
Bir küp şeker, lütfen.
One of my bags is missing.
begynn å lære
Benim çantalardan biri eksik.
One of us will have to go.
begynn å lære
Bizden biri gitmek zorunda kalacak.
Open the window, will you?
begynn å lære
Pencereyi aç, lütfen.
Our cat is in the kitchen.
begynn å lære
Bizim kedimiz mutfaktadır.
Our fence is made of iron.
begynn å lære
Bizim çit demirden yapılmıştır.
Our hotel faces the coast.
begynn å lære
Otelimiz kıyıya bakar.
Our house faces the beach.
begynn å lære
Evimiz sahile bakar.
Our rocket is being built.
begynn å lære
Bizim roket yapılıyor.
Our teacher seldom laughs.
begynn å lære
Öğretmenimiz nadiren güler.
Our train arrived on time.
begynn å lære
Tren zamanında vardı.
Oysters are in season now.
begynn å lære
Şu an istiridye mevsimi.
Paper catches fire easily.
begynn å lære
Kağıt kolaylıkla tutuşur.
Pardon me for coming late.
begynn å lære
Geç kaldığım için bağışlayın.
Part of his story is true.
begynn å lære
Onun hikayesinin bir kısmı doğrudur.
Part of the story is true.
begynn å lære
Hikayenin bir bölümü doğrudur.
People can't live forever.
begynn å lære
İnsanlar sürekli yaşayamazlar.
People laughed at the boy.
begynn å lære
İnsanlar çocuğa güldü.
People liked Jimmy Carter.
begynn å lære
İnsanlar Jimmy Carter'i sevdiler.
Pizza is my favorite food.
begynn å lære
Pizza benim en sevdiğim yiyecek.
Plain white paper will do.
begynn å lære
Sadece beyaz kağıt yeterli.
Playing basketball is fun.
begynn å lære
Basketbol oynamak eğlencelidir.
Playing golf is great fun.
begynn å lære
Golf oynamak çok eğlenceli.
Playing the guitar is fun.
begynn å lære
Gitar çalmak eğlencelidir.
Please add up the numbers.
begynn å lære
Lütfen sayıları toplayınız.
Please answer my question.
begynn å lære
Lütfen sorumu cevapla.
Please ask him to call me.
begynn å lære
Lütfen ona beni aramasını rica edin.
Please boil an egg for me.
begynn å lære
Lütfen benim için bir yumurta kaynatın.
Please bring him his beer.
begynn å lære
Lütfen ona birasını getir.
Please come to pick me up.
begynn å lære
Lütfen arabayla beni almaya gel.
Please come to talk to me.
begynn å lære
Lütfen benimle konuşmaya gel.
Please contact me by mail.
begynn å lære
Lütfen benimle posta yoluyla irtibata geçiniz.
Please don't walk so fast.
begynn å lære
Lütfen çok hızlı yürüme.
Please drop by and see me.
begynn å lære
Lütfen beni görmek için geçerken uğra.
Please fill out this form.
begynn å lære
Lütfen bu formu doldurun.
Please give me an ashtray.
begynn å lære
Lütfen bana bir küllük verin.
Please give me some water.
begynn å lære
Lütfen bana biraz su getir.
Please keep this a secret.
begynn å lære
Lütfen bunu bir sır olarak sakla.
Please lend me your knife.
begynn å lære
Lütfen bana bıçağını ödünç ver.
Please let me speak first.
begynn å lære
Lütfen önce ben konuşayım.
Please pass me the butter.
begynn å lære
Lütfen tereyağını bana uzat.
Please pass me the pepper.
begynn å lære
Lütfen biberi bana uzat.
Please say it more loudly.
begynn å lære
Lütfen onu daha yüksek sesle söyle.
Please take me to my seat.
begynn å lære
Lütfen beni koltuğuma götür.
Please tell me when to go.
begynn å lære
Lütfen bana ne zaman gideceğimi söyle.
Please turn off the light.
begynn å lære
Lütfen ışığı kapat.
Promise me you'll be good.
begynn å lære
Bana iyi olacağına söz ver.
Put in a good word for me.
begynn å lære
Benim için iyi bir şey söyle.
Put the money in the bank.
begynn å lære
Parayı bankaya yatırın.
Put your affairs in order.
begynn å lære
İşlerini sıraya koy.
Put your coat on a hanger.
begynn å lære
Paltonu askıya as.
Rats leave a sinking ship.
begynn å lære
Fareler batan gemiyi terkederler.
Read it once more, please.
begynn å lære
Onu bir kez daha okuyun, lütfen.
Read the bottom of the page.
begynn å lære
Bir sayfanın alt kısmını okuyun.
Ready or not, here I come.
begynn å lære
Hazır ya da değil, işte geliyorum.
Roll up your right sleeve.
begynn å lære
Sağ elbise kolunu yukarı çek.
Sales are down this month.
begynn å lære
Bu ay satışlar düşük.
Say hello to your friends.
begynn å lære
Arkadaşlarına selam söyle.
School begins at 8:10 a.m.
begynn å lære
Okul saat 8:10 a. m de başlar.
School begins at 8:30 a.m.
begynn å lære
Okul sabah 8:30 da başlar.
School starts next Monday.
begynn å lære
Gelecek Pazartesi okul başlar.
Second semester has ended.
begynn å lære
İkinci dönem bitti.
Send for a doctor at once.
begynn å lære
Derhal bir doktor getirt.
She advised him not to go.
begynn å lære
Ona gitmemesini tavsiye et.
She always gets up at six.
begynn å lære
O, her zaman altıda kalkar.
She always keeps her word.
begynn å lære
O, her zaman sözünü tutar.
She arrived late as usual.
begynn å lære
O her zamanki gibi geç geldi.
She asked about my school.
begynn å lære
O, okulum hakkında soru sordu.
She became a great artist.
begynn å lære
O büyük bir sanatçı oldu.
She bought him some candy.
begynn å lære
Ona biraz şeker aldı.
She bought me a nice coat.
begynn å lære
O, bana güzel bir ceket satın aldı.
She bought two dozen eggs.
begynn å lære
O, iki düzine yumurta satın aldı.
She brushed away the dust.
begynn å lære
O tozu sildi.
She calls him every night.
begynn å lære
O onu hergece arar.
She came down with a cold.
begynn å lære
O, soğuk algınlığı yüzünden çöktü.
She can't do without milk.
begynn å lære
O süt olmadan yapamaz.
She comes from California.
begynn å lære
O, Kaliforniya'lıdır.
She could pass for twenty.
begynn å lære
O yirmi olarak kabul edildi.
She denied having met him.
begynn å lære
O, onunla buluştuğunu inkar etti.
She did it all by herself.
begynn å lære
O, onun hepsini kendi yaptı.
She did it in her own way.
begynn å lære
O, onu kendi tarzıyla yaptı.
She did not marry the man.
begynn å lære
O, adamla evlenmedi.
She did not read the book.
begynn å lære
O, kitabı okumadı.
She didn't come after all.
begynn å lære
Düşünülenin aksine o gelmedi.
She died in a plane crash.
begynn å lære
O bir uçak kazasında öldü.
She doesn't listen to him.
begynn å lære
O onu dinlemez.
She doesn't live with him.
begynn å lære
O onunla birlikte yaşamaz.
She dropped out of school.
begynn å lære
O, okuldan kaydını sildirdi.
She fell in love with him.
begynn å lære
O, ona aşık oldu.
She felt happy to see him.
begynn å lære
Onu gördüğüne mutlu oldu.
She gave me a pretty doll.
begynn å lære
O bana güzel bir oyuncak bebek verdi.
She gave me plenty to eat.
begynn å lære
O bana yemek için çok şey verdi.
She gave me several books.
begynn å lære
O bana birkaç kitap verdi.
She gave them some apples.
begynn å lære
O onlara birkaç elma verdi.
She got married last year.
begynn å lære
O, geçen yıl evlendi.
She graduated with honors.
begynn å lære
O pekiyi derece ile mezun oldu.
She had a happy childhood.
begynn å lære
Onun mutlu bir çocukluğu vardı.
She had no one to turn to.
begynn å lære
Onun dönecek kimsesi yoktu.
She handed him his jacket.
begynn å lære
O, ona ceketini verdi.
She has a beautiful voice.
begynn å lære
Onun güzel bir sesi var.
She has a small black dog.
begynn å lære
Onun küçük siyah bir köpeği var.
She has about 2,000 books.
begynn å lære
O yaklaşık olarak 2,000 kitaba sahiptir.
She has an eye for beauty.
begynn å lære
O, güzellikten anlar.
She has done her homework.
begynn å lære
O, ev ödevini bitirdi.
She has never gone abroad.
begynn å lære
O, asla yurt dışına gitmedi.
She has never visited him.
begynn å lære
O asla onu ziyaret etmedi.
She has no one to turn to.
begynn å lære
Onun gidecek kimsesi yok.
She has not turned up yet.
begynn å lære
O henüz dönmedi.
She has very good manners.
begynn å lære
Onun çok iyi davranışları vardır.
She hit him with a hammer.
begynn å lære
O, ona bir çekiçle vurdu.
She is a college graduate.
begynn å lære
O bir üniversite mezunudur.
She is a really nice girl.
begynn å lære
O gerçekten iyi bir kız.
She is a very clever liar.
begynn å lære
O çok akıllı bir yalancıdır.
She is a very nice person.
begynn å lære
O, çok hoş biridir.
She is a very poor driver.
begynn å lære
O, çok kötü bir sürücü.
She is afraid of the dark.
begynn å lære
O, karanlıktan korkar.
She is after a better job.
begynn å lære
O, daha iyi bir işin peşinde.
She is amusing to be with.
begynn å lære
Onunla olmak eğlenceli.
She is bound to come here.
begynn å lære
O buraya gelmek zorunda.
She is busy with her work.
begynn å lære
O, işiyle meşgul.
She is by no means stupid.
begynn å lære
O, hiçbir şekilde aptal değildir.
She is clearly over forty.
begynn å lære
O, açıkça kırkın üzerinde.
She is famous as a singer.
begynn å lære
O bir şarkıcı olarak ünlüdür.
She is far from beautiful.
begynn å lære
O, güzel olmaktan çok uzak.
She is guilty of stealing.
begynn å lære
O, çalmaktan suçludur.
She is her old self again.
begynn å lære
O tekrar eskisi gibi.
She is in bed with a cold.
begynn å lære
O, soğuk algınlığı yüzünden yatakta.
She is interested in jazz.
begynn å lære
O jaza ilgi duyuyor.
She is kind to old people.
begynn å lære
O, yaşlı insanlara karşı naziktir.
She is learning the piano.
begynn å lære
O, piyanoyu öğreniyor.
She is loved by everybody.
begynn å lære
O, herkes tarafından sevilir.
She is no ordinary singer.
begynn å lære
O sıradan bir şarkıcı değildir.
She is opening the window.
begynn å lære
O pencereyi açıyor.
She kept crying all night.
begynn å lære
O, bütün gece ağlamaya devam etti.
She knows her limitations.
begynn å lære
O, kendi sınırlarını bilir.
She left on Christmas Day.
begynn å lære
O, Noel Günü ayrıldı.
She left with her friends.
begynn å lære
O, arkadaşları ile birlikte ayrıldı.
She likes music very much.
begynn å lære
Müziği çok severim.
She lived an unhappy life.
begynn å lære
O, mutsuz bir hayat yaşadı.
She lived an unhappy life.
begynn å lære
O mutsuz bir hayat yaşadı.
She lived next door to us.
begynn å lære
O bizim bitişikte yaşadı.
She lived there for years.
begynn å lære
O, yıllarca orada yaşadı.
She lives in a large house.
begynn å lære
O, büyük bir evde yaşıyor.
She lives next door to us.
begynn å lære
O bizim bitişiğimizde yaşıyor.
She looked after her baby.
begynn å lære
O, bebeğiyle ilgilendi.
She looked at him angrily.
begynn å lære
O, ona öfkeyle baktı.
She looked at the picture.
begynn å lære
O resme baktı.
She looks like her mother.
begynn å lære
O, annesine benziyor.
She made her mother happy.
begynn å lære
O, annesini mutlu etti.
She married her classmate.
begynn å lære
O, sınıf arkadaşı ile evlendi.
She married him last year.
begynn å lære
O, onunla geçen yıl evlendi
She met him for breakfast.
begynn å lære
O, kahvaltı için onunla buluştu.
She met him only recently.
begynn å lære
O, onunla sadece son zamanlarda görüştü.
She must be angry with me.
begynn å lære
O bana kızgın olmalı.
She must be on cloud nine.
begynn å lære
O çok mutlu olmalı.
She often calls him names.
begynn å lære
O, ona sık sık ağzına geleni söyler.
She owns a very big house.
begynn å lære
O, çok büyük bir eve sahiptir.
She painted the wall pink.
begynn å lære
O, duvarı pembe boyadı.
She pressured him to quit.
begynn å lære
O ona istifa etmesi için baskı yaptı.
She promised to marry him.
begynn å lære
O onunla evlenmek için söz verdi.
She put her room in order.
begynn å lære
O, odasını düzenledi.
She put him under a spell.
begynn å lære
O, ona bir büyü yaptı.
She put sheets on her bed.
begynn å lære
O çarşafları yatağın üzerine koydu.
She refused my invitation.
begynn å lære
O benim davetimi reddetti.
She refused to go with me.
begynn å lære
Benimle gitmeyi reddetti.
She runs faster than I do.
begynn å lære
O, benden daha hızlı koşar.
She said something to him.
begynn å lære
O ona birşey söyledi.
She said that she was ill.
begynn å lære
O, hasta olduğunu söyledi.
She seldom eats breakfast.
begynn å lære
O, nadiren kahvaltı yapar.
She sent me a long letter.
begynn å lære
O, bana uzun bir mektup gönderdi.
She served us a good meal.
begynn å lære
O bize güzel bir yemek servisi yaptı.
She shot him with a rifle.
begynn å lære
O onu bir tüfekle vurdu.
She showed him my picture.
begynn å lære
O ona benim resmimi gösterdi.
She showers every morning.
begynn å lære
O her sabah duş alır.
She swam across the river.
begynn å lære
O, nehri yüzerek geçti.
She taught me how to swim.
begynn å lære
O, bana nasıl yüzeceğimi öğretti.
She testified against him.
begynn å lære
O, onun aleyhine tanıklık etti.
She tied him to the chair.
begynn å lære
O onu sandalyeye bağladı.
She told him not to worry.
begynn å lære
O ona üzülmemesini söyledi.
She took him to the store.
begynn å lære
O onu mağazaya götürdü.
She traveled around Japan.
begynn å lære
O, Japonya'da dolaştı.
She treated him very well.
begynn å lære
O ona çok iyi davrandı.
She turned around quickly.
begynn å lære
O hızla arkaya döndü.
She turned down the radio.
begynn å lære
O, radyonun sesini kıstı.
She turned her back to me.
begynn å lære
O, bana arkasını döndü.
She turned off the lights.
begynn å lære
O, ışıkları kapattı.
She turned pale with fear.
begynn å lære
Onun korkudan benzi sarardı.
She used to live near him.
begynn å lære
O onun yakınında yaşardı.
She used to live with him.
begynn å lære
O onunla yaşardı.
She usually gets up early.
begynn å lære
O genellikle erken kalkar.
She visited him in Boston.
begynn å lære
O Boston'da onu ziyaret etti.
She walked very carefully.
begynn å lære
O çok dikkatli bir şekilde yürüdü.
She was a medical student.
begynn å lære
O bir tıp öğrencisiydi.
She was a track star once.
begynn å lære
O, bir zamanlar spor yıldızıydı.
She was afraid of the dog.
begynn å lære
O, köpekten korkuyordu.
She was born in the 1950s.
begynn å lære
O, 1950 lerde doğdu.
She was brought up by him.
begynn å lære
O onun tarafından yetiştirildi.
She was crying last night.
begynn å lære
O, dün gece ağlıyordu.
She was forced to confess.
begynn å lære
O, itiraf etmek için zorlandı.
She was going up a ladder.
begynn å lære
O bir merdivene çıkıyordu.
She was humiliated by him.
begynn å lære
O, onun tarafından aşağılandı.
She was injured in a fall.
begynn å lære
O, bir düşmede yaralandı.
She was ironing her dress.
begynn å lære
O, elbisesini ütülüyordu.
She was now out of danger.
begynn å lære
O şimdi tehlikeyi atlattı.
She was out when I called.
begynn å lære
Ben aradığımda o dışardaydı.
She was run over by a car.
begynn å lære
O bir araba tarafından ezildi.
She was there all morning.
begynn å lære
O, bütün sabah oradaydı.
She was wearing a new hat.
begynn å lære
O yeni bir şapka giyiyordu.
She wears a lot of makeup.
begynn å lære
O, çok makyaj yapar.
She went there by herself.
begynn å lære
O, oraya yalnız gitti.
She will make a good wife.
begynn å lære
o, iyi bir eş olacak.
She wouldn't speak to him.
begynn å lære
O onunla konuşmazdı.
She's an outspoken person.
begynn å lære
O açık sözlü bir kişi.
She's got the best grades.
begynn å lære
O en iyi derecelere sahiptir.
She's in the hospital now.
begynn å lære
O, şimdi hastanededir.
Shinko's brother is eight.
begynn å lære
Shinko'nun erkek kardeşi sekiz yaşındadır.
Should we change the flag?
begynn å lære
Bayrağı değiştirmeli miyiz?
Show me the way, will you?
begynn å lære
Bana yolu gösterin, ne dersiniz?
Smog causes plants to die.
begynn å lære
Kirli hava bitkilerin ölmesine sebep olur.
Snow fell in large flakes.
begynn å lære
Lapa lapa kar yağdı.
Some people go after fame.
begynn å lære
Bazı insanlar şöhretin peşinden gider.
Some people hate to argue.
begynn å lære
Bazıları tartışmaktan nefret ederler.
Some people hate to argue.
begynn å lære
Bazı insanlar tartışmaktan nefret ederler.
Some snakes are poisonous.
begynn å lære
Bazı yılanlar zehirlidir.
Somebody has left his hat.
begynn å lære
Biri şapkasını bıraktı.
Somebody took away my bag.
begynn å lære
Biri çantamı aldı götürdü.
Someone asked about Texas.
begynn å lære
Birisi Texsas hakkında soru sordu.
Someone stole my passport.
begynn å lære
Birisi pasaportumu çaldı.
Spain approved the treaty.
begynn å lære
İspanya antlaşmayı onayladı.
Speeding causes accidents.
begynn å lære
Hız yapma kazalara neden olur.
It's boring to stay at home.
begynn å lære
Evde kalmak sıkıcıdır.
Susie's hair is very long.
begynn å lære
Susie'nin saçı çok uzun.
Swimming is good exercise.
begynn å lære
Yüzme iyi egzersizdir.
Take a breath and hold it.
begynn å lære
Bir nefes alın ve onu tutun.
Take the pan off the fire.
begynn å lære
Tavayı ateşten alın.
Take the road on the left.
begynn å lære
Yolun solunda gidin.
Take three steps and jump.
begynn å lære
Üç adım at ve atla.
Taro Ito was found guilty.
begynn å lære
Taro Ito suçlu bulundu.
Tell me what your name is.
begynn å lære
Bana adının ne olduğunu söyle.
Tell me whose hat this is.
begynn å lære
Bunun kimin şapkası olduğunu bana söyle.
Tell me why he was absent.
begynn å lære
Bana onun niçin yok olduğunu söyle.
Thank you for inviting me.
begynn å lære
Beni davet ettiğiniz için size teşekkür ederim.
Thank you for not smoking.
begynn å lære
Sigara içmediğin için teşekkür ederim.
Thank you for the present.
begynn å lære
Hediye için teşekkür ederim.
Thank you for your advice.
begynn å lære
Tavsiyen için teşekkür ederim.
Thank you for your letter.
begynn å lære
Mektubun için teşekkür ederim.
Thank you very, very much!
begynn å lære
Sana çok, çok teşekkür ederim!
That big one is also mine.
begynn å lære
O büyük olan da benimki.
That book was interesting.
begynn å lære
O kitap ilginçti.
That car is a real beauty.
begynn å lære
O araba gerçek bir güzelliktir.
That chimney is very high.
begynn å lære
O baca çok yüksek.
That didn't really happen.
begynn å lære
O, gerçekten olmadı.
That dog has a short tail.
begynn å lære
O köpeğin kısa bir kuyruğu var.
That fact can't be denied.
begynn å lære
O gerçek inkar edilemez.
That girl's eyes are blue.
begynn å lære
Şu kızın gözleri mavi.
That house belongs to him.
begynn å lære
O ev ona aittir.
That is a trivial problem.
begynn å lære
O önemsiz bir sorundur.
That is rather unexpected.
begynn å lære
O, oldukça beklenmeyen bir durumdur.
That might have been true.
begynn å lære
O, gerçek olabilirdi.
That pasture is ten acres.
begynn å lære
O mera on dönümdür.
That red dress suited her.
begynn å lære
O kırmızı elbise ona uydu.
That sounds very tempting.
begynn å lære
O çok ayartıcı görünüyor.
That street is very noisy.
begynn å lære
O cadde çok gürültülü.
That was a delicious meal.
begynn å lære
O lezzetli bir yemekti.
That'll put you in danger.
begynn å lære
O, seni tehlikeye atar.
That's a pretty good idea.
begynn å lære
O oldukça iyi bir fikir.
That's just what I wanted.
begynn å lære
O tam benim istediğim.
That's the absolute truth.
begynn å lære
O, mutlak gerçektir.
The Allies wasted no time.
begynn å lære
Müttefikler hiç bir zaman boşa zaman harcamadı.
The answers are all right.
begynn å lære
Cevaplar tamam.
The baby doesn't walk yet.
begynn å lære
Bebek henüz yürümüyor.
The baby opened his mouth.
begynn å lære
Bebek ağzını açtı.
The baby wants its mother.
begynn å lære
Bebek annesini istiyor.
The baby was sound asleep.
begynn å lære
Bebek uykuya daldı.
The bad smell sickened me.
begynn å lære
Kötü koku beni rahatsız etti.
The bell has not rung yet.
begynn å lære
Zil henüz çalmadı.
The bill came to over $25.
begynn å lære
Hesap 25 dolardan fazla geldi.
The bird spread its wings.
begynn å lære
Kuş kanatlarını açıyor.
The book is about the law.
begynn å lære
Kitap hukuk hakkında.
The bookshelf is built in.
begynn å lære
Kitaplık gömmedir.
The boy has good reflexes.
begynn å lære
Çocuğun iyi refleksleri var.
The boy screamed for help.
begynn å lære
Çocuk yardım için bağırdı.
The bread is old and hard.
begynn å lære
Ekmek bayat ve sert.
The bus was heading north.
begynn å lære
Otobüs kuzeye gidiyordu.
The cars collided head on.
begynn å lære
Arabalar kafa kafaya çarpıştı.
The cat scratched my hand.
begynn å lære
Kedi elimi tırmaladı.
The changes were not made.
begynn å lære
Değişiklikler yapılmadı.
The child painted flowers.
begynn å lære
Çocuk çiçekleri boyadı.
The chili burnt my tongue.
begynn å lære
Kırmızı biber dilimi yaktı.
The concert was a success.
begynn å lære
Konser bir başarı idi.
The Congress had no money.
begynn å lære
Kongre'nin parası yoktu.
The cook broiled the meat.
begynn å lære
Aşçı eti ızgarada pişirdi.
The cows are eating grass.
begynn å lære
İnekler ot yiyorlar.
The crow spread his wings.
begynn å lære
Karga kanatlarını açtı.
The deer ran for its life.
begynn å lære
Geyik, yaşamı için kaçtı.
The doctor gave it to her.
begynn å lære
Doktor onu ona verdi.
The dog ran after the cat.
begynn å lære
Köpek kediyi kovaladı.
The dog ran around a tree.
begynn å lære
Köpek bir ağacın etrafında koştu.
The dog was out of breath.
begynn å lære
Köpek nefes nefese kalmıştı.
The doll lay on the floor.
begynn å lære
Bebek yerde yatıyordu.
The economy is picking up.
begynn å lære
Ekonomi gelişiyor.
The engine wouldn't start.
begynn å lære
Motor çalışmazdı.
The fact is that she lied.
begynn å lære
Gerçek onun yalan söylemesidir.
The famous pianist smiled.
begynn å lære
Ünlü piyanist gülümsedi.
The figures add up to 230.
begynn å lære
Rakamlar 230'a varıyor.
The fly is on the ceiling.
begynn å lære
Sinek tavanda.
The funeral was yesterday.
begynn å lære
Cenaze töreni dündü.
The gate is closed at six.
begynn å lære
Kapı altıda kapatılır.
The girl broke the window.
begynn å lære
Kız pencereyi kırdı.
The girl entered the room.
begynn å lære
Kız odaya girdi.
The girls danced to music.
begynn å lære
Kızlar müziğe göre dans ettiler.
The glass broke to pieces.
begynn å lære
Cam parçalara bölündü.
The glass is full of milk.
begynn å lære
Bardak süt doludur.
The glass is full of wine.
begynn å lære
Bardak şarap dolu.
The hail harmed the crops.
begynn å lære
Dolu ekinlere zarar verdi.
The headlights don't work.
begynn å lære
Farlar çalışmıyor.
The hen hatched five eggs.
begynn å lære
Tavuk beş yumurta yumurtladı.
The hospital is near here.
begynn å lære
Hastane buraya yakın.
The house has been bought.
begynn å lære
Ev satın alındı.
The house is owned by him.
begynn å lære
Onun tarafından eve sahip olundu.
The image is out of focus.
begynn å lære
Görüntü odak dışında.
The king abused his power.
begynn å lære
Kral, gücünü kötüye kullandı.
The lemon is a sour fruit.
begynn å lære
Limon ekşi bir meyvedir.
The lunch is on the table.
begynn å lære
Öğle yemeği masada.
The man finally confessed.
begynn å lære
Adam sonunda itiraf etti.
The match ended in a draw.
begynn å lære
Maç berabere bitti.
The matter is all settled.
begynn å lære
Sorun tamamen halledildi.
The meeting was held here.
begynn å lære
Toplantı burada yapıldı.
The movie was interesting.
begynn å lære
Film ilginçti.
The murderer was executed.
begynn å lære
Katil idam edildi.
The odds are in his favor.
begynn å lære
Avantajlar ondan yana.
The old man sat all alone.
begynn å lære
Yaşlı adam yapayalnız oturdu.
The opera starts at seven.
begynn å lære
Opera yedide başlar.
The pain is getting worse.
begynn å lære
Ağrı daha da kötüleşmektedir.
The party was almost over.
begynn å lære
Parti neredeyse bitti.
The party wasn't much fun.
begynn å lære
Parti çok eğlenceli değildi.
The patient was in danger.
begynn å lære
Hasta tehlikede.
The piano has a good tone.
begynn å lære
Piyanonun iyi bir sesi var.
The plane arrived on time.
begynn å lære
Uçak zamanında geldi.
The plane is due at 7 p.m.
begynn å lære
Uçak saat yedide bekleniyor.
The pond is 3 meters deep.
begynn å lære
Gölet üç metre derinliğindedir.
The population is growing.
begynn å lære
Nüfus büyüyor.
The prisoner was released.
begynn å lære
Mahkum serbest bırakıldı.
The program is on the air.
begynn å lære
Proğram yayında.
The proposal went through.
begynn å lære
Teklif geçti.
The radio is out of order.
begynn å lære
Radyo çalışmıyor.
The rain lasted five days.
begynn å lære
Yağmur beş gün sürdü.
The rain lasted four days.
begynn å lære
Yağmur dört gün sürdü.
The road turns left there.
begynn å lære
Yol orada sola döner.
The situation is hopeless.
begynn å lære
Durum ümitsizdir.
The snow lasted four days.
begynn å lære
Kar dört gün sürdü.
The soldier acted bravely.
begynn å lære
Asker cesurca davrandı.
The soldier gave his name.
begynn å lære
Asker onun adını verdi.
The soldier is going away.
begynn å lære
Asker uzaklaşıyor.
The spy burned the papers.
begynn å lære
Casus evrakları yaktı.
The station is dead ahead.
begynn å lære
İstasyon dosdoğru.
The station is pretty far.
begynn å lære
İstasyon oldukça uzaktır.
The stew smells delicious.
begynn å lære
Güveç lezzetli kokuyor.
The store closes at seven.
begynn å lære
Mağaza yedide kapatır.
The sun has not risen yet.
begynn å lære
Güneş henüz doğmadı.
The thunder became louder.
begynn å lære
Gök gürültüsü yükseldi.
The town grew into a city.
begynn å lære
Kasaba bir şehir haline geldi.
The traffic is heavy here.
begynn å lære
Trafik burada çok yoğundur.
The train arrived on time.
begynn å lære
Tren zamanında vardı.
The train finally arrived.
begynn å lære
Tren sonunda geldi.
The train left at sunrise.
begynn å lære
Tren gün doğumunda gitti.
The tree bent in the wind.
begynn å lære
Üç ağaç rüzgarda eğildi.
The tree blocked the road.
begynn å lære
Ağaç yolu kapattı.
The truth is I told a lie.
begynn å lære
Aslına bakarsan, yalan söyledim.
The truth is I told a lie.
begynn å lære
Gerçek bir yalan söylemiş olmamdır.
The war broke out in 1939.
begynn å lære
Savaş 1939 da patlak verdi.
The war is still going on.
begynn å lære
Savaş hala devam ediyor.
The War of 1812 had begun.
begynn å lære
1812 Savaşı başlamıştı.
The weather won't be fine.
begynn å lære
Hava güzel olmayacak.
The whole class was quiet.
begynn å lære
Bütün sınıf sessizdi.
The wild wind was blowing.
begynn å lære
Vahşi rüzgar esiyordu.
The wind blew her hat off.
begynn å lære
Rüzgar onun şapkasını uçurdu.
The woman hugged the baby.
begynn å lære
Kadın bebeğe sarıldı.
The woman is taking notes.
begynn å lære
Kadın notlar alıyor.
The workers are on strike.
begynn å lære
İşçiler grevdeler.
The wound became infected.
begynn å lære
Yara enfekte oldu.
Their price is below ours.
begynn å lære
Onların fiyatı bizimkinin altındadır.
Their wedding is tomorrow.
begynn å lære
Onların düğünü yarın.
There are almost no books.
begynn å lære
Neredeyse hiç kitap yok.
There are no comments yet.
begynn å lære
Henüz yorumlar yok.
There aren't any problems.
begynn å lære
Hiç problem yok.
There is a letter for you.
begynn å lære
Sizin için bir mektup var.
There is a napkin missing.
begynn å lære
Eksik bir peçete var.
There is food on the desk.
begynn å lære
Masanın üzerinde yiyecek vardır.
There is little time left.
begynn å lære
Az zaman kaldı.
There is little wine left.
begynn å lære
Kalan biraz şarap var.
There is no time to argue.
begynn å lære
Tartışmak için zaman yok.
There is no TV in my room.
begynn å lære
Odamda televizyon yok.
There isn't any milk left.
begynn å lære
Kalan hiç süt yok.
There must be another way.
begynn å lære
Başka bir yol olmalı.
There was a hiss of steam.
begynn å lære
Bir buhar tıslaması vardı.
There was another problem.
begynn å lære
Başka bir sorun vardı.
There was much work to do.
begynn å lære
Yapacak çok iş vardı.
There was not enough fuel.
begynn å lære
Yeterli yakıt yoktu.
There wasn't much traffic.
begynn å lære
Çok trafik yoktu.
There were lots of people.
begynn å lære
Bir sürü insan vardı.
There's a dog by the door.
begynn å lære
Kapının yanında bir köpek var.
There's a hair in my soup.
begynn å lære
Çorbamda bir kıl var.
There's a hole in my coat.
begynn å lære
Paltomda bir delik var.
There's dust on the table.
begynn å lære
Masada toz var.
There's no salad oil left.
begynn å lære
Salata yağı kalmadı.
These boots belong to her.
begynn å lære
Bu çizmeler ona aittir.
These cups are all broken.
begynn å lære
Bu bardakların hepsi kırık.
These days I am very busy.
begynn å lære
Bu günlerde ben çok meşgulüm.
These lilies smell lovely.
begynn å lære
Bu zambaklar güzel kokuyor.
These oranges have rotted.
begynn å lære
Bu portakallar çürüdü.
These shoes are too tight.
begynn å lære
Bu ayakkabılar çok sıkı.
These shoes belong to Tom.
begynn å lære
Bu ayakkabılar Tom'a aittir.
These shoes fit perfectly.
begynn å lære
Bu ayakkabılar mükemmel şekilde uyuyor.
They adopted a new policy.
begynn å lære
Onlar yeni bir politika benimsedi.
They adopted the proposal.
begynn å lære
Onlar teklifi benimsediler.
They amended the document.
begynn å lære
Onlar dökümanı düzelttiler.
Both of them are in the room.
begynn å lære
Onların her ikisi de odadalar.
They are building a house.
begynn å lære
Onlar bir ev yapıyorlar.
They are crazy about jazz.
begynn å lære
Onlar Jaza deli oluyorlar.
They are paid by the week.
begynn å lære
Onlara haftalık ödenir.
They arrived at the hotel.
begynn å lære
Onlar otele vardılar.
They blocked his proposal.
begynn å lære
Onlar onun teklifini engellediler.
They called the dog Rocky.
begynn å lære
Onlar köpeğe Rocky dediler.
They constructed a bridge.
begynn å lære
Onlar bir köprü yaptılar.
They did not give up hope.
begynn å lære
Onlar umutlarını kaybetmediler.
They did not work, either.
begynn å lære
Onlar da çalışmadılar.
They each paid separately.
begynn å lære
Onların herbiri ayrı ayrı ödedi.
They eat meat once a week.
begynn å lære
Onlar haftada bir kez et yerler.
They felt he was too weak.
begynn å lære
Onlar onun çok zayıf olduğunu hissettiler.
They filled in the blanks.
begynn å lære
Onlar boşlukları doldurdular.
They found the room empty.
begynn å lære
Onlar odayı boş buldular.
They gave him up for lost.
begynn å lære
Onlar onu kayıp kabul ettiler.
They had a baby last week.
begynn å lære
Geçen hafta bir bebekleri oldu.
They had voted for action.
begynn å lære
Onlar eylem için oy vardı.
They have the same habits.
begynn å lære
Onlar aynı alışkanlıklara sahipler.
They have twelve children.
begynn å lære
Onların on iki çocuğu var.
They invited me to dinner.
begynn å lære
Onlar beni akşam yemeğine davet etti.
They live near the school.
begynn å lære
Onlar okulun yanında yaşıyorlar.
They looked after the boy.
begynn å lære
Onlar çocuğa baktılar.
They looked at each other.
begynn å lære
Onlar birbirlerine baktılar.
They looked up at the sky.
begynn å lære
Onlar gökyüzüne baktılar.
They made us work all day.
begynn å lære
Onlar bizi bütün gün çalıştırdı.
They missed a good chance.
begynn å lære
Onlar iyi bir fırsat kaçırdı.
They moved to a new house.
begynn å lære
Onlar yeni bir eve taşındı.
They must have been tired.
begynn å lære
Onlar yorgun olmalılar.
They named their son John.
begynn å lære
Onlar oğullarına John adını verdiler.
They sank ten enemy ships.
begynn å lære
Onlar on düşman gemisini batırdılar.
They sat down by the fire.
begynn å lære
Onlar ateşin yanında oturdular.
They set out for New York.
begynn å lære
Onlar New York'a seyahate çıktılar.
They smiled at each other.
begynn å lære
Onlar birbirlerine gülümsedi.
They studied them closely.
begynn å lære
Onları yakından incelediler.
They supported the Allies.
begynn å lære
Onlar müttefikleri destekledi.
They talked to each other.
begynn å lære
Onlar birbirleriyle konuştular.
They went around the lake.
begynn å lære
Onlar gölün etrafında dolaştılar.
They were frozen to death.
begynn å lære
Onlar donarak öldüler.
They were plainly dressed.
begynn å lære
Onlar sade giyinmişlerdi.
They were very kind to me.
begynn å lære
Onlar bana karşı nazikti.
They work as hard as ever.
begynn å lære
Onlar her zamanki kadari çok çalışırlar.
They worship every Sunday.
begynn å lære
Onlar her Pazar ibadet ederler.
They're all the same size.
begynn å lære
Onların hepsi aynı boyutta.
They're going to Ishikawa.
begynn å lære
Onlar Ishikawa'ya gidiyorlar.
This bag cost me 6 pounds.
begynn å lære
Bu çanta bana 6 paunda maloldu.
This berry is good to eat.
begynn å lære
Bu dut yemek için iyidir.
This bike is easy to ride.
begynn å lære
Bu bisikleti sürmesi kolaydır.
This book is easy to read.
begynn å lære
Bu kitap kolay okunur.
This book is easy to read.
begynn å lære
Bu kitabı okuması kolaydır.
This book is not for sale.
begynn å lære
Bu kitap satılık değil.
This box is full of books.
begynn å lære
Bu kutu kitaplarla dolu.
This cage is made of wire.
begynn å lære
Bu kafes telden yapılmıştır.
This car is easy to drive.
begynn å lære
Bu arabayı sürmek kolaydır.
This car is made in Japan.
begynn å lære
Bu araba Japonya'da yapılır.
This coffee is too bitter.
begynn å lære
Bu kahve çok acı.
This coffee tastes bitter.
begynn å lære
Bu kahvenin tadı acı.
This desk is used by Yumi.
begynn å lære
Bu masa Yumi tarafından kullanılır.
This glass contains water.
begynn å lære
Bu bardakta su var.
This handle will not turn.
begynn å lære
Bu kol dönmüyor.
This hat cost ten dollars.
begynn å lære
Bu şapka on dolara mal oldu.
This house needs painting.
begynn å lære
Bu ev boyanılmalı.
This is a daily newspaper.
begynn å lære
Bu bir günlük gazetedir.
This is a great apartment.
begynn å lære
Bu harika bir daire.
This is a new type of car.
begynn å lære
Bu yeni tip bir araba.
This is a present for you.
begynn å lære
Bu sizin için bir hediye.
This is a worthwhile book.
begynn å lære
Bu yararlı bir kitap.
This is all I have to say.
begynn å lære
Bu söylemek zorunda olduğum herşeydir.
This is all Tom has to do.
begynn å lære
Tom'un bütün yapmak zorunda olduğu budur.
This is also a good movie.
begynn å lære
Bu da iyi bir film.
This is an automatic door.
begynn å lære
Bu otomatik bir kapıdır.
This is the flag of Japan.
begynn å lære
Bu, Japonya bayrağıdır.
This may be of use to you.
begynn å lære
Bu sana faydalı olabilir.
This metal is called zinc.
begynn å lære
Bu metale çinko denir.
This problem is beyond me.
begynn å lære
Bu sorun beni aşar.
This racket belongs to me.
begynn å lære
Bu raket bana ait.
This room is large enough.
begynn å lære
Bu oda yeterince büyük.
This soup needs more salt.
begynn å lære
Bu çorbanın daha fazla tuza ihtiyacı var.
This stain won't come out.
begynn å lære
Bu leke çıkmaz.
This time, he got results.
begynn å lære
Bu defa sonuçları aldı.
This used car is for sale.
begynn å lære
Bu İkinci el araç satılıktır.
This wall feels very cold.
begynn å lære
Bu duvar çok soğuk.
This wasn't cheap, was it?
begynn å lære
Bu ucuz değildi, değil mi?
This winter has been mild.
begynn å lære
Bu kış yumuşaktı.
This word is still in use.
begynn å lære
Bu kelime hala kullanılıyor.
Those flowers smell sweet.
begynn å lære
Bu çiçekler miss gibi kokuyor.
To master English is difficult.
begynn å lære
İngilizceye hakim olmak zordur.
Today's party is informal.
begynn å lære
Bugünkü parti resmi değil.
Tom abstained from voting.
begynn å lære
Tom oylamada çekimser kaldı.
Tom accepted Mary's offer.
begynn å lære
Tom, Mary'nin teklifini kabul etti.
Tom always causes trouble.
begynn å lære
Tom her zaman soruna neden olur.
Tom always keeps his word.
begynn å lære
Tom her zaman sözünü tutar.
Tom and I are old friends.
begynn å lære
Tom ve ben eski arkadaşız.
Tom appreciates good wine.
begynn å lære
Tom, iyi bir şaraptan anlar.
Tom arrived ahead of Mary.
begynn å lære
Tom Mary'nin önünde geldi.
Tom asked for Mary's help.
begynn å lære
Tom Mary'nin yardımını istedi.
Tom asked for more coffee.
begynn å lære
Tom daha fazla kahve istedi.
Tom asked Mary about John.
begynn å lære
Tom, Mary'ye John'u sordu.
Tom asked Mary for a loan.
begynn å lære
Tom Mary'den borç para istedi.
Tom asked Mary for advice.
begynn å lære
Tom Mary'den tavsiye istedi.
Tom asked Mary to go away.
begynn å lære
Tom Mary'nin uzaklaşmasını rica etti.
Tom asked Mary to help me.
begynn å lære
Tom Mary'nin bana yardım etmesini rica etti.
Tom asked Mary what to do.
begynn å lære
Tom Mary'ye ne yapacağını sordu.
Tom ate dinner by himself.
begynn å lære
Tom kendi başına akşam yemeği yedi.
Tom beat Mary at checkers.
begynn å lære
Tom damada Mary'yi yendi.
Tom beat Mary unconscious.
begynn å lære
Tom Mary'yi kendinden geçene kadar dövdü.
Tom became afraid of Mary.
begynn å lære
Tom Mary'den korktu.
Tom bet $300 on the fight.
begynn å lære
Tom döğüşte 300 dolarlık bahse girdi.
Tom betrayed Mary's trust.
begynn å lære
Tom Mary'nin güvenine ihanet etti.
Tom bought his truck used.
begynn å lære
Tom kamyonunu kullanılmış satın aldı.
Tom brews beer as a hobby.
begynn å lære
Bir hobi olarak Tom bira mayalar.
Tom broke Mary's clarinet.
begynn å lære
Tom Mary'nin klarnetini kırdı.
Tom called a taxi for Mary.
begynn å lære
Tom Mary için bir taksi çağırdı.
Tom called Mary a traitor.
begynn å lære
Tom Mary'ye hain dedi.
Tom called me from Boston.
begynn å lære
Tom beni Boston'dan aradı.
Tom came a few days later.
begynn å lære
Tom birkaç gün sonra geldi.
Tom came down with a cold.
begynn å lære
Tom soğuk algınlığı nedeniyle hastalandı.
Tom can go if he wants to.
begynn å lære
Tom istiyorsa gidebilir.
Tom can speak French well.
begynn å lære
Tom Fransızcayı iyi konuşabilir.
Tom can swim, but I can't.
begynn å lære
Tom yüzebilir, fakat ben yüzemem.
Tom can take care of that.
begynn å lære
Tom ona bakabilir.
Tom can't be all that bad.
begynn å lære
Tom büsbütün o kadar kötü olamaz.
Tom can't drive a car yet.
begynn å lære
Tom henüz bir araba süremiyor.
Tom can't find his ticket.
begynn å lære
Tom biletini bulamıyor.
Tom certainly acted drunk.
begynn å lære
Tom kesinlikle sarhoş gibi davrandı.
Tom certainly brags a lot.
begynn å lære
Tom kesinlikle çok övünür.
Tom certainly fooled Mary.
begynn å lære
Tom kesinlikle Mary'yi aptal yerine koydu.
Tom certainly is eloquent.
begynn å lære
Tom kesinlikle güzel konuşur.
Tom certainly is friendly.
begynn å lære
Tom kesinlikle cana yakındır.
Tom certainly seems happy.
begynn å lære
Tom kesinlikle mutlu görünüyor.
Tom certainly talks a lot.
begynn å lære
Tom kesinlikle çok konuşur.
Tom collected coffee cups.
begynn å lære
Tom kahve fincanlarını topladı.
Tom competes in ski races.
begynn å lære
Tom kayak yarışında yarışıyor.
Tom completed the mission.
begynn å lære
Tom misyonunu tamamladı.
Tom completed the mission.
begynn å lære
Tom misyonu tamamladı.
Tom coughed up some blood.
begynn å lære
Tom biraz kan öksürdü.
Tom couldn't ask for more.
begynn å lære
Tom daha fazla isteyemedi.
Tom couldn't feel a thing.
begynn å lære
Tom bir şey hissedemedi.
Tom couldn't get to sleep.
begynn å lære
Tom uyuyamadı.
Tom couldn't help himself.
begynn å lære
Tom kendini tutamadı.
Tom couldn't help smiling.
begynn å lære
Tom gülmeden edemedi.
Tom couldn't stop yawning.
begynn å lære
Tom esnemesini durduramadı.
Tom counts on Mary's help.
begynn å lære
Tom Mary'ye yardımına güveniyor.
Tom cut the apple in half.
begynn å lære
Tom elmayı ikiye böldü.
Tom declined Mary's offer.
begynn å lære
Tom Mary'nin teklifini geri çevirdi.
Tom denied having done it.
begynn å lære
Tom onu yaptığını reddetti.
Tom denied Mary's request.
begynn å lære
Tom Mary'nin ricasını reddetti.
Tom denied the accusation.
begynn å lære
Tom suçlamayı reddetti.
Tom denies having done it.
begynn å lære
Tom onu yaptığını reddediyor.
Tom deserves to be blamed.
begynn å lære
Tom suçlanmayı hak ediyor.
Tom did all that he could.
begynn å lære
Tom elinden gelen her şeyi yaptı.
Tom did everything by himself.
begynn å lære
Tom her şeyi kendisi yaptı.
Tom did it in his own way.
begynn å lære
Tom onu kendi tarzında yaptı.

Du må logge inn for å legge inn en kommentar.