Turkish sentences from Tatoeba 18

 0    1000 fiche    aleksandra.eska
laste ned mp3 Skriv ut spille sjekk deg selv
 
spørsmålet svaret
He usually comes home late.
begynn å lære
O genellikle eve geç gelir.
He visited Kyoto last year.
begynn å lære
O, geçen yıl Kyoto'yu ziyaret etti.
She volunteered to help him.
begynn å lære
O, ona yardım etmek için gönüllü oldu.
He walked all the way home.
begynn å lære
Eve giderken bütün yolu yürüdü.
He walked on for some time.
begynn å lære
O, bir süre yürüdü.
He wants to be an engineer.
begynn å lære
O bir mühendis olmak istiyor.
He warned against violence.
begynn å lære
O, şiddete karşı uyardı.
He warned me of the danger.
begynn å lære
O, tehlike ile ilgili uyardı.
He was a poet and diplomat.
begynn å lære
O bir şair ve diplomattı.
He was absent at roll call.
begynn å lære
O, yoklamada yoktu.
He was almost hit by a car.
begynn å lære
Neredeyse bir araba tarafından çarpılacaktı.
He was amazed at the sight.
begynn å lære
Gördüğünde şaşırmıştı.
He was angry with his wife.
begynn å lære
O, karısına kızgındı.
He was anxious to meet you.
begynn å lære
O sizinle karşılaşmak için hevesliydi.
He was arrested for murder.
begynn å lære
O cinayetten tutuklandı.
He was as good as his word.
begynn å lære
O, sözü kadar iyiydi.
He was aware of the danger.
begynn å lære
O tehlikenin farkındaydı.
He was awoken by the noise.
begynn å lære
O, gürültü ile uyandırıldı.
He was convicted of murder.
begynn å lære
O, cinayetten mahkum edildi.
He was crossing the street.
begynn å lære
O, caddeyi geçiyordu.
He was elected mayor again.
begynn å lære
Tekrar belediye başkanı seçildi.
He was jealous of his wife.
begynn å lære
O, karısını kıskanıyordu.
He was killed with a sword.
begynn å lære
O, bir kılıçla öldürüldü.
He was not an abolitionist.
begynn å lære
O, köleliğin kaldırılmasından yana biri değildi.
He was popular with voters.
begynn å lære
O, seçmenler arasında popülerdi.
He was promoted to general.
begynn å lære
O, generalliğe terfi ettirildi.
He was reading a newspaper.
begynn å lære
O, bir gazete okuyordu.
He was reluctant to answer.
begynn å lære
O, cevaplamak için isteksizdi.
He was run over and killed.
begynn å lære
O, çiğnendi ve öldürüldü.
He was sentenced to prison.
begynn å lære
O hapse mahkum edildi.
He was silent all the time.
begynn å lære
O, her zaman sessizdi.
He was silent all the time.
begynn å lære
O her zaman sessizdi.
He was sitting up straight.
begynn å lære
O dik oturuyordu.
He was suddenly very happy.
begynn å lære
O birdenbire çok mutlu oldu.
He was trained as a lawyer.
begynn å lære
O bir avukat olarak eğitildi.
He was trembling with rage.
begynn å lære
O, öfke yüzünden titriyordu.
He was wounded by a bullet.
begynn å lære
O, bir kurşun tarafından yaralandı.
He was wounded in the head.
begynn å lære
O, kafasından yaralandı.
He wasn't watching TV then.
begynn å lære
O, o zaman televizyon izlemiyordu.
He went by the post office.
begynn å lære
O, postaneye kadar gitti.
He went skiing in Hokkaido.
begynn å lære
O Hokkaido'da kayak yapmaya gitti.
He went to Tokyo yesterday.
begynn å lære
O, dün Tokyo'ya gitti.
He will be back in an hour.
begynn å lære
O, bir saat içinde dönecek.
He will be waiting for her.
begynn å lære
O, onu bekliyor olacak.
He will be waiting for you.
begynn å lære
O, seni bekliyor olacak.
He will get well very soon.
begynn å lære
O kısa sürede iyileşecek.
He will make a good doctor.
begynn å lære
O iyi bir doktor olacak.
He worked harder than ever.
begynn å lære
O, her zamankinden daha çok çalıştı.
He works eight hours a day.
begynn å lære
O, günde sekiz saat çalışır.
He works in the laboratory.
begynn å lære
O labaratuarda çalışır.
He would have to surrender.
begynn å lære
O teslim olmak zorunda kalacaktı.
He, too, would visit China.
begynn å lære
O'da Çin'i ziyaret ederdi.
He's a high school student.
begynn å lære
O, bir lise öğrencisidir.
He's a man you can rely on.
begynn å lære
O, güvenebileceğin bir insandır.
He's a teacher and so am I.
begynn å lære
O bir öğretmen ve ben de öyle.
He's always looking at you.
begynn å lære
O, her zaman size bakıyor.
He's always reading comics.
begynn å lære
O her zaman mizah dergileri okuyor.
He's by no means satisfied.
begynn å lære
O, hiçbir şekilde tatmin olmadı.
He's much younger than Tom.
begynn å lære
O, Tom'dan çok daha gençtir.
He's perfect at everything.
begynn å lære
O, her şeyde mükemmeldir.
Help yourself to the fruit.
begynn å lære
Meyveye buyrun.
Help yourself to the salad.
begynn å lære
Salataya buyrun.
Her books sell pretty well.
begynn å lære
Onun kitapları oldukça iyi satıyor.
Her crying was just an act.
begynn å lære
Onun ağlaması sadece bir roldü.
Her family moved to Brazil.
begynn å lære
Onun ailesi Brezilya'ya taşındı.
Her father is a bank clerk.
begynn å lære
Onun babası bir banka memuru.
Her hair is wet with sweat.
begynn å lære
Onun saçı terden ıslanmıştı.
Her home is in the suburbs.
begynn å lære
Onun evi banliyölerde.
Her house is near the park.
begynn å lære
Onun evi parkın yanında.
Her name was spelled wrong.
begynn å lære
Onun adı yanlış hecelendi.
Her son is sure to succeed.
begynn å lære
Onun oğlu başaracağından emin.
Her story touched my heart.
begynn å lære
Onun hikayesi beni çok üzdü.
Here's my telephone number.
begynn å lære
İşte benim telefon numaram.
Herold agreed to surrender.
begynn å lære
Herold teslim olmayı kabul etti.
Hiroko sat there all alone.
begynn å lære
Hiroko orada tek başına oturdu.
His business is doing well.
begynn å lære
Onun işi iyi gidiyor.
His car fell into the lake.
begynn å lære
Onun arabası göle düştü.
His car is similar to mine.
begynn å lære
Onun arabası benimkine benziyor.
His children have grown up.
begynn å lære
Onun çocukları büyüdü.
His death surprised us all.
begynn å lære
Onun ölümü hepimizi şaşırttı.
His horse ran in the Derby.
begynn å lære
Onun atı Derbi'de koştu.
His joke made us all laugh.
begynn å lære
Onun şakası hepimizi güldürdü.
His joy showed on his face.
begynn å lære
Onun sevinci yüzüne yansımıştı.
His lectures are very long.
begynn å lære
Onun konferansları çok uzun.
His meaning is quite plain.
begynn å lære
Onun söylemek istediği oldukça açık.
His name is familiar to us.
begynn å lære
Onun adı bize tanıdık geliyor.
His old cat is still alive.
begynn å lære
Onun yaşlı kedisi hala hayatta.
His policy was soon tested.
begynn å lære
Onun politikası kısa sürede test edildi.
His sister became a doctor.
begynn å lære
Onun kızkardeşi bir doktor oldu.
His son is eight years old.
begynn å lære
Onun oğlu sekiz yaşında.
His supporters were afraid.
begynn å lære
Taraftarları korkuyorlardı.
The Netherlands is a small country.
begynn å lære
Hollanda küçük bir ülkedir.
Honesty is the best policy.
begynn å lære
Dürüstlük en iyi politikadır.
Hoover said this was wrong.
begynn å lære
Hoover bunun yanlış olduğunu söyledi.
How about calling it a day?
begynn å lære
Paydos edelim mi?
How about going for a swim?
begynn å lære
Yüzmeye gidelim mi?
How about going for a walk?
begynn å lære
Yürüyüş yapmaya ne dersin?
How about going to the movies?
begynn å lære
Sinemaya gitmeye ne dersin?
How can I start the engine?
begynn å lære
Motoru nasıl çalıştırabilirim?
How did the secret get out?
begynn å lære
Sır dışarıya nasıl sızdırıldı?
How did Tom start the fire?
begynn å lære
Tom yangını nasıl başlattı?
How did you come to school?
begynn å lære
Okula nasıl geldin?
How did you like Singapore?
begynn å lære
Singapur'u nasıl buldun?
How did you like the party?
begynn å lære
Parti hakkında fikrin nedir?
How do you make your money?
begynn å lære
Paranızı nasıl kazanıyorsunuz?
How do you spell your name?
begynn å lære
Adını nasıl hecelersin?
How do you use this camera?
begynn å lære
Bu kamerayı nasıl kullanıyorsun?
How long do I have to wait?
begynn å lære
Ne kadar süre beklemek zorundayım?
How long does a bear sleep?
begynn å lære
Bir ayı ne kadar süre uyur?
How long has she been sick?
begynn å lære
O, ne kadar süredir hasta?
How lucky to meet you here.
begynn å lære
Seninle burada karşılaşmak ne şans.
How many books do you have?
begynn å lære
Kaç tane kitabın var?
How many rooms do you have?
begynn å lære
Kaç tane odan var?
How much money do you have?
begynn å lære
Ne kadar paran var.
How much money do you want?
begynn å lære
Ne kadar para istiyorsun.
How often do the buses run?
begynn å lære
Otobüsler ne sıklıkla çalışırlar?
How often do you go abroad?
begynn å lære
Yurtdışın ne kadar sıklıkla gidersiniz?
How often do you go abroad?
begynn å lære
Ne sıklıkta yurt dışına gidersin?
How old is your oldest son?
begynn å lære
En büyük erkek evladın kaç yaşında?
I added a room to my house.
begynn å lære
Evime bir oda ilave ettim.
I advised him not to drive.
begynn å lære
Ona araba sürmemesini tavsiye ettim.
I always had my eye on you.
begynn å lære
Her zaman gözüm üstündeydi.
I am a high school student.
begynn å lære
Ben bir lise öğrencisiyim.
I am an optimist by nature.
begynn å lære
Ben doğuştan iyimserim.
I am at home every evening.
begynn å lære
Her akşam evdeyim.
I am completely against it.
begynn å lære
Tamamen ona karşıyım.
I am glad to hear the news.
begynn å lære
Haberi duyduğuma memnun oldum.
I am happy to see you here.
begynn å lære
Seni burada gördüğüm için mutluyum.
I am in no mood for joking.
begynn å lære
Şaka yapacak durumda değilim.
I am interested in English.
begynn å lære
İngilizceye ilgi duyuyorum.
I am interested in history.
begynn å lære
Tarihe meraklıyım.
I am invited to this party.
begynn å lære
Ben bu partiye davet edildim.
I am just going for a walk.
begynn å lære
Ben sadece yürüyüşe gidiyorum.
I am never free on Sundays.
begynn å lære
Pazar günleri asla boş değilim.
I am not as busy as Yoshio.
begynn å lære
Ben Yoshio kadar meşgul değilim.
I am not concerned with it.
begynn å lære
Ben onunla ilgili değilim.
I am not equal to the task.
begynn å lære
Görev beni aşar.
I am not happy with my job.
begynn å lære
İşimden memnun değilim.
I am not used to hard work.
begynn å lære
Zor işe alışkın değilim.
I am not what I used to be.
begynn å lære
Ben eskiden olduğum gibi değilim.
I am playing the piano now.
begynn å lære
Şimdi piyano çalıyorum.
I am pleased with his work.
begynn å lære
Ben onun çalışmasından memnunum.
I am reluctant to help him.
begynn å lære
Ona yardım etmek için gönülsüzüm.
I am sick and tired of him.
begynn å lære
Ben ondan bıktım ve usandım.
I am staying with a friend.
begynn å lære
Bir arkadaşla birlikte kalıyorum.
I am staying with my uncle.
begynn å lære
Ben amcam ile birlikte kalıyorum.
I am still a stranger here.
begynn å lære
Ben hala burada bir yabancıyım.
I am tied up at the office.
begynn å lære
Ofiste çok meşgulüm.
I am tired of hearing that.
begynn å lære
Onu duymaktan usandım.
I anticipated his question.
begynn å lære
Ben onun sorusunu önceden tahmin ettim.
I argued with him about it.
begynn å lære
Onun hakkında onunla tartıştım.
I arrived in Tokyo at noon.
begynn å lære
Ben öğleyin Tokyo'ya vardım.
I arrived later than usual.
begynn å lære
Ben her zamankinden daha geç vardım.
I asked for their approval.
begynn å lære
Ben onların onayını istedim.
I asked him if he was busy.
begynn å lære
Onun meşgul olup olmadığını sordum.
I asked him where he lived.
begynn å lære
Ona nerede yaşadığını sordum.
I asked them to fix my car.
begynn å lære
Onlara arabamı tamir etmelerini rica ettim.
I ate three pieces of cake.
begynn å lære
Üç parça kek yedim.
I believe he is a nice guy.
begynn å lære
Onun iyi bir adam olduğuna inanıyorum.
I believe whatever he says.
begynn å lære
O ne söylerse inanırım.
I belong to the brass band.
begynn å lære
Bandoya üyeyim.
I belong to the drama club.
begynn å lære
Bir tiyatro kulübüne üyeyim.
I belong to the music club.
begynn å lære
Müzik kulübüne üyeyim.
I bought it for 10 dollars.
begynn å lære
Onu on dolara aldım.
I bought two cotton shirts.
begynn å lære
İki pamuk gömlek aldım.
I bought two dozen pencils.
begynn å lære
İki düzine kalem satın aldım.
I came into a huge fortune.
begynn å lære
Büyük bir mirasa kondum.
I came to Japan from China.
begynn å lære
Çin'den Japonya'ya geldim.
I can easily touch my toes.
begynn å lære
Ayak parmaklarıma kolayca dokunabilirim.
I can imagine how you felt.
begynn å lære
Nasıl hissettiğini hayal edebiliyorum.
I can not afford to buy it.
begynn å lære
Ben onu almayı göze alamam.
I can't afford to buy that.
begynn å lære
Ben onu satın almayı göze alamam.
I can't attend the meeting.
begynn å lære
Toplantıya katılamam.
I can't find my duffel bag.
begynn å lære
Ben spor çantamı bulamıyorum.
I can't get by without him.
begynn å lære
O olmadan yapamam.
I can't get rid of my cold.
begynn å lære
Soğuk algınlığını atlatamıyorum.
I can't hear you very well.
begynn å lære
Seni çok iyi duyamıyorum.
I can't keep pace with you.
begynn å lære
Ben sana ayak uyduramam.
I can't lend you any money.
begynn å lære
Sana hiç ödünç para veremem.
I can't lend you this book.
begynn å lære
Sana bu kitabı ödünç veremem.
I can't possibly manage it.
begynn å lære
Onu muhtemelen yönetemem.
I can't really describe it.
begynn å lære
Ben gerçekten onu tarif edemem.
I can't run as fast as you.
begynn å lære
Senin kadar hızlı koşamam.
I can't solve this problem.
begynn å lære
Bu problemi çözemiyorum.
I can't take any more work.
begynn å lære
Daha fazla iş alamam.
I catch the flu every year.
begynn å lære
Her yıl grip olurum.
I caught up with them soon.
begynn å lære
Kısa sürede onların hızına yetiştim.
I challenged him to a game.
begynn å lære
Ona bir oyunda meydan okudum.
I compared my car with his.
begynn å lære
Arabamı onunkiyle karşılaştırdım.
I cooked supper last night.
begynn å lære
Dün akşam akşam yemeğini pişirdim.
I could not make the train.
begynn å lære
Antreman yapamadım.
I couldn't believe my eyes.
begynn å lære
Gözlerime inanamadım.
I couldn't catch the train.
begynn å lære
Trene yetişemedim.
I cut myself while shaving.
begynn å lære
Traş olurken kendimi kestim.
I did not take many photos.
begynn å lære
Ben çok fotoğraf çekmedin.
I didn't agree to help Tom.
begynn å lære
Tom'a yardım etmeyi kabul etmedim.
I didn't agree to meet Tom.
begynn å lære
Tom'u karşılamayı kabul etmedim.
I didn't meet anyone there.
begynn å lære
Orada kimseyle karşılaşmadım.
I didn't notice him go out.
begynn å lære
Onun dışarı çıktığını farketmedim.
I didn't study math at all.
begynn å lære
Ben hiç matematik eğitimi yapmadım.
I didn't want to alarm you.
begynn å lære
Seni korkutmak istemedim.
I didn't want to alarm you.
begynn å lære
Sizi telaşlandırmak istemedim.
I do everything for myself.
begynn å lære
Kendim için her şeyi yaparım.
I do things at my own pace.
begynn å lære
Ben işleri kendi tempomda yaparım.
I don't believe him at all.
begynn å lære
Ben ona hiç inanmıyorum.
I don't belong to any club.
begynn å lære
Ben herhangi bir kulübe ait değilim.
I don't belong to the club.
begynn å lære
Ben kulübe üye değilim.
I don't care for green tea.
begynn å lære
Ben yeşil çay istemiyorum.
I don't care for ice cream.
begynn å lære
Dondurma istemiyorum.
I don't care what she eats.
begynn å lære
Onun ne yediği umurumda değil.
I don't care what they say.
begynn å lære
Ne dedikleri umrumda değil.
I don't dislike him at all.
begynn å lære
Ona hiç antipati duymuyorum.
I don't feel like studying.
begynn å lære
Canım çalışmak istemiyor.
I don't have a spare shirt.
begynn å lære
Yedek bir gömleğim yok.
I don't have all the facts.
begynn å lære
Tüm gerçeklere sahip değilim.
I don't have classes today.
begynn å lære
Bugün derslerim yok.
I don't have much time now.
begynn å lære
Benim şimdi çok vaktim yok.
I don't know if it is good.
begynn å lære
Onun iyi olup olmadığını bilmiyorum.
I don't know if it is true.
begynn å lære
Onun doğru olup olmadığını bilmiyorum.
I don't know what to study.
begynn å lære
Ne çalışacağımı bilmiyorum.
I don't know what to think.
begynn å lære
Ne düşüneceğimi bilmiyorum.
I don't know what you mean.
begynn å lære
Ne demek istediğini bilmiyorum.
I don't know where he went.
begynn å lære
Onun nereye gittiğini bilmiyorum.
I don't like pizza anymore.
begynn å lære
Ben artık pizzayı sevmiyorum.
I don't like the idea much.
begynn å lære
Ben fikri çok sevmiyorum.
I don't regret coming here.
begynn å lære
Buraya geldiğime pişman değilim.
I don't study after school.
begynn å lære
Ben okuldan sonra ders çalışmam.
I don't think I want to go.
begynn å lære
Ben gitmek istediğimi sanmıyorum.
I don't think she is happy.
begynn å lære
Onun mutlu olduğunu sanmıyorum.
I don't understand English.
begynn å lære
İngilizceyi anlamam.
I don't want to go outside.
begynn å lære
Dışarı çıkmak istemiyorum.
I don't want to take risks.
begynn å lære
Riskleri almak istemiyorum.
I don't want to work today.
begynn å lære
Bugün çalışmak istemiyorum.
I doubt if he will succeed.
begynn å lære
Ben onun başarıp başarmayacağından şüpheliyim.
I doubt that Tom is guilty.
begynn å lære
Tom'un suçlu olduğundan şüpheliyim.
I enjoyed talking with her.
begynn å lære
Onunla konuşurken keyif aldım.
I enjoyed talking with him.
begynn å lære
Onunla konuşmaktan keyf aldım.
I enjoyed talking with you.
begynn å lære
Seninle konuşmaktan zevk aldım.
I exchanged seats with her.
begynn å lære
Onunla koltukları değiştirdim.
I feel a little weak today.
begynn å lære
Bugün biraz güçsüz hissediyorum.
I feel like another person.
begynn å lære
Başka biri oldum gibi hissediyorum.
I feel like having a drink.
begynn å lære
Canım içki içmek istiyor.
I feel on top of the world.
begynn å lære
Dünyanın zirvesinde hissediyorum.
I felt it my duty to do so.
begynn å lære
Ben bunu yapmayı bir görev olarak hissettim.
I filled a vase with water.
begynn å lære
Bir vazoyu suyla doldurdum.
I finally passed that test.
begynn å lære
O testi sonunda geçtim.
I find her very impressive.
begynn å lære
Onu çok etkileyici buluyorum.
I fixed the bike yesterday.
begynn å lære
Dün bisikleti tamir ettim.
I forget your phone number.
begynn å lære
Ben telefon numaranızı unuttum.
I forgot to call him today.
begynn å lære
Ben bugün onu aramayı unuttum.
I forget your telephone number.
begynn å lære
Telefon numaranı unuttum.
I found the test difficult.
begynn å lære
Ben testi zor buldum.
I gave the bag back to Ken.
begynn å lære
Çantayı Ken'e geri verdim.
I generally walk to school.
begynn å lære
Ben genellikle okula yürürüm.
I got along with everybody.
begynn å lære
Herkesle iyi geçindim.
I got bitten by mosquitoes.
begynn å lære
Sivrisinekler tarafından ısırıldım.
I got bruises on both legs.
begynn å lære
Heriki bacağımdada morluklar var.
I got her to clean my room.
begynn å lære
Ona odamı temizlettim.
I got him to repair my car.
begynn å lære
Ona arabamı tamir ettirdim.
I got my hands quite dirty.
begynn å lære
Ellerimi oldukça kirlettim.
I got my right leg injured.
begynn å lære
Sağ bacağımı incittim.
I got Tom to mend my shoes.
begynn å lære
Tom'a ayakkabılarımı tamir ettirdim.
I got up late this morning.
begynn å lære
Bu sabah geç kalktım.
I grow many kinds of roses.
begynn å lære
Çok çeşitli güller yetiştirdim.
I had a good night's sleep.
begynn å lære
Gece iyi uyudum.
I had a nice chat with her.
begynn å lære
Onunla hoş bir sohbet yaptım.
I had him carry my baggage.
begynn å lære
Ona çantamı taşıttım.
I had intended to go there.
begynn å lære
Ben oraya gitmek için niyet etmiştim.
I had the boy carry my bag.
begynn å lære
Çocuğa çantamı taşıttım.
I had to decline his offer.
begynn å lære
Onun teklifini geri çevirmek zorunda kaldım.
I had to have two fillings.
begynn å lære
İki dolgu almak zorundayım.
I had to lend to him money.
begynn å lære
Ona ödünç para vermek zorundaydım.
I hate unfinished business.
begynn å lære
Yarım kalmış işten nefret ederim.
I hate unfinished business.
begynn å lære
Bitirilmemiş işten nefret ederim.
I have a bottle of whiskey.
begynn å lære
Bir şişe viskim var.
I have a burning pain here.
begynn å lære
Burada yanan bir ağrım var.
I have a few English books.
begynn å lære
Birkaç İngilizce kitabım var.
I have a friend in England.
begynn å lære
İngilterede bir arkadaşım var.
I have a lot of work to do.
begynn å lære
Yapacak bir sürü işim var.
I have almost no money now.
begynn å lære
Şimdi neredeyse hiç param yok.
I have already eaten lunch.
begynn å lære
Daha öce öğle yemeği yedim.
I have always kept my word.
begynn å lære
Ben her zaman sözümü tuttum.
I have an appointment at 3.
begynn å lære
Saat üçte bir randevum var.
I have been busy this week.
begynn å lære
Bu hafta meşgulüm.
I have been to Kyoto twice.
begynn å lære
Ben Kyoto'da iki kez bulundum.
I have been to the library.
begynn å lære
Kütüphanedeydim.
I have done all that I can.
begynn å lære
Yapabileceğim her şeyi yaptım.
I have just read this book.
begynn å lære
Sadece bu kitabı okudum.
I have just washed the car.
begynn å lære
Ben az önce arabayı yıkadım.
I have math homework today.
begynn å lære
Bugün matematik ödevim var.
I have never been to Nikko.
begynn å lære
Nikko'da asla bulunmadım.
I have never been to Paris.
begynn å lære
Asla Paris'te bulunmadım.
I have no time to watch TV.
begynn å lære
Televizyon izlemek için zamanım yok.
I have not seen her lately.
begynn å lære
Ben son zamanlarda onu görmedim.
I have nothing more to say.
begynn å lære
Söyleyecek başka bir şeyim yok.
I have nothing to live for.
begynn å lære
Yaşamak için bir şeyim yok.
I have only a small garden.
begynn å lære
Sadece küçük bir bahçem var.
I have read all his novels.
begynn å lære
Onun bütün romanlarını okudum.
I have seen him many times.
begynn å lære
Onu defalarca gördüm.
I have some shopping to do.
begynn å lære
Benim yapacak biraz alışverişim var.
I have to be there by 7:00.
begynn å lære
Saat yediye kadar orada olmalıyım.
I have to buy one tomorrow.
begynn å lære
Yarın bir tane almak zorundayım.
I have to catch that train.
begynn å lære
Ben o treni yakalamak zorundayım.
I have traveled many times.
begynn å lære
Ben bir çok kez seyahat ettim.
I have two foreign friends.
begynn å lære
İki yabancı arkadaşım var.
I haven't read either book.
begynn å lære
Ben her iki kitabı okumadım.
I haven't seen you for a long time.
begynn å lære
Uzun süredir seni görmedim.
I heard her singing a song.
begynn å lære
Onun bir şarkı söylediğini duydum.
I helped her with her work.
begynn å lære
Ona işinde yardım ettim.
I hid myself under the bed.
begynn å lære
Kendimi yatağın altına sakladım.
I hope that John will come.
begynn å lære
John'un geleceğini umuyorum.
I hope to see you sometime.
begynn å lære
Bazen seni görmeyi umuyorum.
I hope you had a nice trip.
begynn å lære
Umarım iyi bir gezi yaptınız.
I hope you will call again.
begynn å lære
Tekrar arayacağınızı umuyorum.
I hung around for one hour.
begynn å lære
Bir saat boyunca aylak aylak dolaştım.
I just flew in on business.
begynn å lære
Ben işe az önce uçarak geldim.
I know he likes jazz music.
begynn å lære
Ben onun caz müziği sevdiğini biliyorum.
I know that John is honest.
begynn å lære
John'ın dürüst olduğunu biliyorum.
I know that she is Spanish.
begynn å lære
Ben onun İspanyol olduğunu biliyorum.
I know where he comes from.
begynn å lære
Onun nereli olduğunu biliyorum.
I leave for Paris tomorrow.
begynn å lære
Yarın Paris'e hareket ediyorum.
I let the cat into my room.
begynn å lære
Kedinin odama girmesine izin verdim.
I like dogs better than cats.
begynn å lære
Köpekleri kedilerden daha çok severim.
I like going to the movies.
begynn å lære
Ben sinemaya gitmeyi severim.
I like having plenty to do.
begynn å lære
Yapacak çok şeye sahip olmayı severim.
I like news programs on TV.
begynn å lære
Televizyonda haber proğramlarını severim.
I like this house as it is.
begynn å lære
Bu evi olduğu gibi seviyorum.
I like to read story books.
begynn å lære
Ben hikaye kitapları okumayı severim.
I like to travel by myself.
begynn å lære
Tek başıma seyahat etmeyi severim.
I like to walk in the rain.
begynn å lære
Yağmurda yürümek istiyorum.
I live at Akasaka in Tokyo.
begynn å lære
Tokyo, Akasaka'da yaşıyorum.
I live in Hyogo Prefecture.
begynn å lære
Ben Hyogo'da yaşıyorum.
I live on the bottom floor.
begynn å lære
Ben alt katta yaşıyorum.
I looked it over once more.
begynn å lære
Onu bir kez daha kısaca inceledim.
I lost interest in my work.
begynn å lære
İşime olan ilgimi kaybettim.
I lost my shoe in the fire.
begynn å lære
Yangında ayakkabımı kaybettim.
I lost my travelers checks.
begynn å lære
Ben seyahat çeklerimi kaybettim.
I lost my way in the woods.
begynn å lære
Ben ormanda yolumu kaybettim.
I lost no time in doing it.
begynn å lære
Onu yapmada zaman kaybetmedim.
I lost sight of my friends.
begynn å lære
Arkadaşlarımın görüntüsünü katbettim
I love going to the movies.
begynn å lære
Ben sinemaya gitmeyi seviyorum.
I love jokes about animals.
begynn å lære
Hayvanlar hakkındaki fıkraları seviyorum.
I love my mother very much.
begynn å lære
Annemi çok severim.
I love watching basketball.
begynn å lære
Basketbol izlemeyi severim.
I made him change his plan.
begynn å lære
Ona planını değiştirttim.
I made him paint the house.
begynn å lære
Ona evi boyattım.
I made him sweep the floor.
begynn å lære
Ona yeri süpürttüm.
I met a tall man named Ken.
begynn å lære
Ben Ken adlı uzun boylu bir adamla tanıştım.
I met a tall man named Ken.
begynn å lære
Ben Ken adında uzun boylu bir adamla tanıştım.
I met her at Tokyo Station.
begynn å lære
Onunla Tokyo İstasyonunda karşılaştım.
I met him at Tokyo Station.
begynn å lære
Onu Tokyo İstasyonunda karşıladım.
I met his sister last week.
begynn å lære
Geçen hafta onun kız kardeşiyle buluştum.
I must buy a pair of shoes.
begynn å lære
Bir çift ayakkabı almalıyım.
I must get a new suit made.
begynn å lære
Yeni bir takım elbise yaptırmalıyım.
I must have made a mistake.
begynn å lære
Ben bir hata yapmış olmalıyım.
I must remember to see her.
begynn å lære
Onunla görüşmeyi hatırlamalıyım.
I must send for the doctor.
begynn å lære
Doktoru getirtmeliyim.
I need some bread and milk.
begynn å lære
Biraz ekmek ve süte ihtiyacım var.
I need somebody to help me.
begynn å lære
Bana yardım edecek birine ihtiyacım var.
I need the following items.
begynn å lære
Aşağıdaki malzemelere ihtiyacım var.
I need to go eat something.
begynn å lære
Ben bir şey yemek için gitmeliyim.
I need to know by tomorrow.
begynn å lære
Benim yarına kadar bilmem gerekiyor.
I never did like it anyway.
begynn å lære
Zaten böyle bir şey asla yapmadım.
I only spent three dollars.
begynn å lære
Ben sadece üç dolar harcadım.
I paid about fifty dollars.
begynn å lære
Yaklaşık elli dolar ödedim.
I paid five dollars to him.
begynn å lære
Ona beş dolar ödedim.
I passed on the job to him.
begynn å lære
İşi ona devrettim.
I plan to go to the movies.
begynn å lære
Ben sinemaya gitmeyi planlıyorum.
I plan to stay in the city.
begynn å lære
Şehirde kalmayı planlıyorum.
I play golf every so often.
begynn å lære
Arada bir golf oynarım.
I play tennis every Sunday.
begynn å lære
Her Pazar tenis oynarım.
I prefer apples to oranges.
begynn å lære
Elmaları portakallara tercih ederim.
I prefer red wine to white.
begynn å lære
Kırmızı şarabı beyaza tercih ederim.
I prefer riding to walking.
begynn å lære
Bisiklete binmeyi yürümeye tercih ederim.
I prefer to work on my own.
begynn å lære
Tek başıma çalışmayı tercih ederim.
I prefer walking to cycling.
begynn å lære
Yürümeyi bisiklete binmeye tercih ederim.
I promised not to tell him.
begynn å lære
Ona anlatmak için söz verdim.
I put my coat on the table.
begynn å lære
Ceketimi masanın üzerine koydum.
I ran into your girlfriend.
begynn å lære
Kız arkadaşına doğru koştum.
I rang the bell and waited.
begynn å lære
Zili çaldım ve bekledim.
I rarely saw him at school.
begynn å lære
Ben okulda onu nadiren gördüm.
I read a book while eating.
begynn å lære
Yemek yerken bir kitap okurum.
I read a few books last week.
begynn å lære
Geçen hafta birkaç kitap okudum.
I really feel bad about it.
begynn å lære
Onun hakkında gerçekten kötü hissediyorum.
I really miss the old days.
begynn å lære
Eski günleri gerçekten özlüyorum.
I really trust his ability.
begynn å lære
Ben gerçekten onun yeteneğine güveniyorum.
I regarded Tom as a friend.
begynn å lære
Tom'u bir arkadaş olarak görüyorum.
I remember seeing her once.
begynn å lære
Bir zamanlar onu gördüğümü hatırlıyorum.
I rent a room by the month.
begynn å lære
Ben bir aylığına bir oda kiraladım.
I ripped the envelope open.
begynn å lære
Zarfı yırtarak açtım.
I said nothing of the sort.
begynn å lære
Ben böyle bir şey söylemedim.
I sat between Tom and John.
begynn å lære
Tom ve John arasında oturdum.
I sat waiting on the bench.
begynn å lære
Ben bankta otururken bekledim.
I saw a fly on the ceiling.
begynn å lære
Tavanda bir sinek gördüm.
I saw a jumbo jet take off.
begynn å lære
Bir jumbo jetin kalktığını gördüm.
I saw a little boy running.
begynn å lære
Koşan küçük bir çocuk gördüm.
I saw a man enter the room.
begynn å lære
Bir adamın odaya girdiğini gördüm.
I saw her a week ago today.
begynn å lære
Onu bir hafta önce gördüm.
I saw her leaving the room.
begynn å lære
Onun odadan ayrıldığını gördüm.
I saw him cross the street.
begynn å lære
Ben onu caddeyi geçerken gördüm.
I saw him playing baseball.
begynn å lære
Ben onu beyzbol oynarken gördüm.
I saw his mother scold him.
begynn å lære
Ben annesinin onu azarladığını gördüm.
I saw the movie five times.
begynn å lære
Film beş kez izledim.
I should go there sometime.
begynn å lære
Birgün oraya gitmeliyim.
I should have come earlier.
begynn å lære
Daha erken gelmeliydim.
I should have left earlier.
begynn å lære
Daha önce yola çıkmalıydım.
I shouldn't have done that.
begynn å lære
Onu yapmamalıydım.
I showed him into the room.
begynn å lære
Ben ona odasını gösterdim.
I showed them how to do it.
begynn å lære
Onu nasıl yapacaklarını onlara gösterdim.
I slept with the light off.
begynn å lære
Işık kapalı iken uyudum.
I soon learned how to swim.
begynn å lære
Kısa sürede nasıl yüzeceğimi öğrendim.
I suspect that he is lying.
begynn å lære
Ben onun yalan söylediğinden şüpheliyim.
I take my health seriously.
begynn å lære
Ben, sağlığımı ciddiye alıyorum.
I thanked Tom for his time.
begynn å lære
Tom'a onun zamanı için teşekkür ettim.
I think he's an honest man.
begynn å lære
Bence o dürüst bir adam.
I think I'll buy a new car.
begynn å lære
Sanırım yeni bir araba satın alacağım.
I think I'll take this tie.
begynn å lære
Sanırım bu kravatı alacağım.
I think I'm going to faint.
begynn å lære
Sanırım bayılacağım.
I think I'm losing my mind.
begynn å lære
Aklımı kaybettiğimi düşünüyorum.
I think it needs a tune-up.
begynn å lære
Sanırım onun bir ayara ihtiyacı var.
I think it's going to rain.
begynn å lære
Sanırım yağmur yağacak.
I think that it's possible.
begynn å lære
Sanırım o imkansız.
I think that rumor is true.
begynn å lære
Söylentinin gerçek olduğunu düşünüyorum.
I think that rumor is true.
begynn å lære
Bence bu söylenti gerçek.
I think that she is honest.
begynn å lære
Bence o dürüsttür.
I think that she will come.
begynn å lære
Bence o gelecek.
I think you worry too much.
begynn å lære
Sanırım çok fazla endişeleniyorsun.
I think you'll like it too.
begynn å lære
Sanırım ondan sen de hoşlanacaksın.
I think you've got the flu.
begynn å lære
Sanırım sen grip oldun.
I thought about the future.
begynn å lære
Gelecek hakkında düşündüm.
I thought he wouldn't come.
begynn å lære
Ben onun gelmeyeceğini düşündüm.
I thought Tom was sleeping.
begynn å lære
Tom'un uyuduğunu düşündüm.
I threw down the newspaper.
begynn å lære
Gazeteyi yere fırlattım.
I took a day off last week.
begynn å lære
Geçen hafta bir gün izin aldım.
I took her for an American.
begynn å lære
Onu bir Amerikalı sandım.
I took him a cup of coffee.
begynn å lære
Ona bir fincan kahve götürdüm.
I took him up on his offer.
begynn å lære
Onun teklifini kabul ettim.
I took part in the contest.
begynn å lære
Ben yarışmaya katıldım.
I try not to bother anyone.
begynn å lære
Kimseyi rahatsız etmemeye çalışıyorum.
I turned to him for advice.
begynn å lære
Ben tavsiye için ona döndüm.
I understand what you mean.
begynn å lære
Ne demek istediğini anlıyorum.
I understood what she said.
begynn å lære
Onun ne dediğini anladım.
I usually go to bed at ten.
begynn å lære
Genellikle onda yatarım.
I waited for a bus to come.
begynn å lære
Otobüsün gelmesini bekledim.
I walk to school every day.
begynn å lære
Okula hergün yürürüm.
I walked across the street.
begynn å lære
Ben cadde boyunca yürüdüm.
I want a dozen cream puffs.
begynn å lære
Bir düzine kremalı pasta istiyorum.
I want a few empty glasses.
begynn å lære
Birkaç boş bardak istiyorum.
I want a new tennis racket.
begynn å lære
Yeni bir tenis raketi istiyorum.
I want a personal computer.
begynn å lære
Ben kişisel bir bilgisayar istiyorum.
I want some of these books.
begynn å lære
Ben bu kitaplardan bazılarını istiyorum.
I want somebody to talk to.
begynn å lære
Konuşmak için birini istiyorum.
I want to close my account.
begynn å lære
Hesabımı kapatmak istiyorum.
I want to drink some water.
begynn å lære
Biraz su içmek istiyorum.
I want to have my own room.
begynn å lære
Kendi odam olmasını istiyorum.
I want to join Joe's group.
begynn å lære
Joe'nun grubuna katılmak istiyorum.
I want to join Joe's group.
begynn å lære
Joe'nun gurubuna katılmak istiyorum.
I want to learn how to ski.
begynn å lære
Ben kayak yapmayı öğrenmek istiyorum.
I want to stay here longer.
begynn å lære
Burada daha uzun kalmak istiyorum.
I want you to stay with me.
begynn å lære
Benimle kalmanı istiyorum.
I want you to wash the car.
begynn å lære
Arabayı yıkamanı istiyorum.
I wanted my hair cut short.
begynn å lære
Saçımın kısa kesilmesini istedim.
I wanted to show it to you.
begynn å lære
Ben size onu göstermek istedim.
I warned him of the danger.
begynn å lære
Onu tehlikeyle ilgili uyardım.
I was a baby in those days.
begynn å lære
O günlerde bir bebektim.
I was a stranger in Boston.
begynn å lære
Ben Boston'da bir yabancıydım.
I was admiring his new car.
begynn å lære
Ben onun yeni arabasına hayran oluyordum.
I was being made a fool of.
begynn å lære
Ben bir aptal yerine konuluyorum.
I was born on June 4, 1974.
begynn å lære
4 Haziran 1974 tarihinde doğdum.
I was feeling blue all day.
begynn å lære
Bütün gün hüzünlü hissediyordum.
I was hit by the policeman.
begynn å lære
Bana polis tarafından vuruldu.
I was invited to the party.
begynn å lære
Partiye davet edildim.
I was just taking a shower.
begynn å lære
Sadece duş alıyordum.
I was named after my uncle.
begynn å lære
Bana amcamın adı verildi.
I was off duty at the time.
begynn å lære
Ben o zaman görevde değildim.
I was reading a novel then.
begynn å lære
O zaman bir roman okuyordum.
I was taking a shower then.
begynn å lære
Ben o zaman duş alıyordum.
I was tired of watching TV.
begynn å lære
Televizyon izlemekten usandım.
I washed my hands as usual.
begynn å lære
Ben her zamanki gibi ellerimi yıkadım.
I watched a movie on video.
begynn å lære
Videoda bir film izledim.
I went camping last summer.
begynn å lære
Geçen yaz kamp yapmaya gittim.
I went fishing last Monday.
begynn å lære
Geçen Pazartesi balık tutmaya gittim.
I went out with my friends.
begynn å lære
Ben arkadaşlarımla dışarı çıktım.
I went skating on the lake.
begynn å lære
Göl üzerinde buz pateni yapmaya gittim.
I went swimming in the sea.
begynn å lære
Denizde yüzmeye gittim.
I went to America to study.
begynn å lære
Öğrenim yapmak için Amerika'ya gittim.
I went to bed after eating.
begynn å lære
Yemek yedikten sonra yatmaya gittim.
I went to school yesterday.
begynn å lære
Dün okula gittim.
I went to the hotel by cab.
begynn å lære
Ben otele taksi ile gittim.
I went to the park to play.
begynn å lære
Oynamak için parka gittim.
I will be a doctor someday.
begynn å lære
Birgün bir doktor olacağım.
I will be at home tomorrow.
begynn å lære
Yarın evde olacağım.
I will be glad to help you.
begynn å lære
Ben size yardımcı olmaktan mutlu olurum.
I will be the cook tonight.
begynn å lære
Bu gece ben aşçı olacağım.
I will be the cook tonight.
begynn å lære
Bu gece ben yemek pişireceğim.
I will be with you tonight.
begynn å lære
Bu gece seninle birlikte olacağım.
I will call you in an hour.
begynn å lære
Bir saat içinde seni arayacağım.
I will do anything for him.
begynn å lære
Ben onun için birşey yapacağım.
I will do anything for you.
begynn å lære
Senin için her hangi bir şey yaparım.
I will do well on the test.
begynn å lære
Ben testte iyi yapacağım.
I will eat supper at seven.
begynn å lære
Akşam yemeğini saat yedide yiyeceğim.
I will give you a notebook.
begynn å lære
Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.
I will go abroad next year.
begynn å lære
Gelecek yıl yurtdışına gideceğim.
I will go even if it rains.
begynn å lære
Yağmur yağsa bile gideceğim.
I will help you, of course.
begynn å lære
Sana yardım edeceğim, elbette.
I will keep the fish alive.
begynn å lære
Ben balığı canlı tutacağım.
I will never see him again.
begynn å lære
Onu asla tekrar görmeyeceğim.
I will pay for it by check.
begynn å lære
Ben onu çek ile ödeyeceğim.
I will show you my new car.
begynn å lære
Sana yeni arabamı göstereceğim.
I will stop him from going.
begynn å lære
Onun gitmekten alıkoyacağım.
I will take you for a swim.
begynn å lære
Seni yüzmeye götüreceğim.
I will write Judy a letter.
begynn å lære
Ben Judy'ye bir mektup yazacağım.
I will write you back soon.
begynn å lære
Ben kısa sürede size tekrar yazacağım.
I wish he were on our team.
begynn å lære
O, keşke bizim takımda olsa.
I wish I could go to Japan.
begynn å lære
Keşke Japonya'ya gidebilsem.
I wish I earned more money.
begynn å lære
Keşke daha fazla para kazansam.
I wish I had seen the film.
begynn å lære
Keşke filmi izleseydim.
I wish I were in Paris now.
begynn å lære
Şu an keşke Paris'te olsam.
I wish the rain would stop.
begynn å lære
Keşke yağmur dursa.
I wish we had won the game.
begynn å lære
Keşke oyunu kazansaydık.
I wonder if she is married.
begynn å lære
Onun evli olup olmadığını merak ediyorum.
I wonder if Tom ever cries.
begynn å lære
Tom'un her zaman ağlayıp ağlamadığını merak ediyorum.
I wonder where she has gone.
begynn å lære
Onun nereye gittiğini merak ediyorum.
I wonder who discovered it.
begynn å lære
Onu kimin keşfettiğini merak ediyorum.
I wonder whose car this is.
begynn å lære
Bunun kimin arabası olduğunu merak ediyorum.
I wonder why he was absent.
begynn å lære
Onun niçin gelmediğini merak ediyorum.
I work best under pressure.
begynn å lære
Ben en iyi baskı altında çalışırım.
I work for a travel agency.
begynn å lære
Ben bir seyahat acentası için çalışıyorum.
I would appreciate a reply.
begynn å lære
Bir cevaba minnettar olurdum.
I would like to rent a car.
begynn å lære
Bir araba kiralamak istiyorum.
I'd like a receipt, please.
begynn å lære
Bir makbuz istiyorum, lütfen.
I'd like a vodka and tonic.
begynn å lære
Bir votka ve tonik istiyorum.
I'd like to ask a question.
begynn å lære
Bir soru sormak istiyorum.
I'd like to be a guitarist.
begynn å lære
Ben bir gitarist olmak istiyorum.
I'd like to call a meeting.
begynn å lære
Toplantıya çağırmak istiyorum.
I'd like to call my parents.
begynn å lære
Ailemi aramak istiyorum.
I'd like to change my room.
begynn å lære
Odamı değiştirmek istiyorum.
I'd like to change my seat.
begynn å lære
Koltuğumu değiştirmek istiyorum.
I'd like to dance with you.
begynn å lære
Seninle dans etmek istiyorum.
I'd like to master English.
begynn å lære
İngilizceye hakim olmak istiyorum.
I'd like to order the same.
begynn å lære
Ben de aynı siparişi vermek istiyorum.
I'd like to reserve a seat.
begynn å lære
Ben bir koltuk rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
I'd like to see the doctor.
begynn å lære
Doktorla görüşmek istiyorum.
I'd like to talk with Tony.
begynn å lære
Tony ile konuşmak istiyorum.
I'd like whiskey and water.
begynn å lære
Viski ve su istiyorum.
I'd like you to come early.
begynn å lære
Erken gelmeni istiyorum.
I'd love to come and visit.
begynn å lære
Gelmek ve ziyaret etmek istiyorum.
I'd think twice about this.
begynn å lære
Bu konu hakkında iki kez düşünürdüm.
I'll be with you in spirit.
begynn å lære
Ben ruhen sizinle birlikte olacağım.
I'll be your first patient.
begynn å lære
Ben ilk hastan olacağım.
I'll buy this desk for him.
begynn å lære
Bu masayı onun için alacağım.
I'll call for you at three.
begynn å lære
Saat üçte sizi arayacağım.
I'll call on you on Sunday.
begynn å lære
Pazar günü seni arayacağım.
I'll come as soon as I can.
begynn å lære
Elimden geldiğince kısa sürede geleceğim.
I'll discard my old jacket.
begynn å lære
Eski ceketimi atacağım.
I'll finish it in one hour.
begynn å lære
Bir saat içinde onu bitireceğim.
I'll get a bucket of water.
begynn å lære
Ben bir kova su alacağım.
I'll give her some flowers.
begynn å lære
Ona bazı çiçekler vereceğim.
I'll give you five dollars.
begynn å lære
Sana beş dolar vereceğim.
I'll give you this pendant.
begynn å lære
Bu kolyeyi size vereceğim.
I'll leave the rest to you.
begynn å lære
Geriye kalanını sana bırakacağım.
I'll look after that child.
begynn å lære
O çocukla ilgileneceğim.
I'll play a sonata for you.
begynn å lære
Senin için bir sonat çalacağım.
I'll reconsider the matter.
begynn å lære
Ben konuyu yeniden değerlendireceğim.
I'll send the book by mail.
begynn å lære
Kitabı sana postayla göndereceğim.
I'll take back what I said.
begynn å lære
Söylediğimi geri alacağım.
I'll take care of this dog.
begynn å lære
Ben bu köpekle ilgileneceğim.
I'll take over your duties.
begynn å lære
Görevlerini devralacağım.
I'll take you on at tennis.
begynn å lære
Teniste seninle boy ölçüşeceğim.
I'm a bit pushed for money.
begynn å lære
Biraz paraya sıkıştım.
I'm a good-for-nothing bum.
begynn å lære
Ben beş para etmez bir serseriyim.
I'm a stranger here myself.
begynn å lære
Ben kendim burada bir yabancıyım.
I'm afraid I caught a cold.
begynn å lære
Korkarımki üşüttüm.
I'm afraid of wild animals.
begynn å lære
Vahşi hayvanlardan korkarım.
I'm afraid you're mistaken.
begynn å lære
Korkarım ki yanılıyorsun.
I'm always on call at home.
begynn å lære
Ben her zaman evde bekliyorum.
I'm bad at singing karaoke.
begynn å lære
Karaoke söylemede kötüyüm.
I'm bottle-feeding my baby.
begynn å lære
Biberonla bebeğimi besliyorum.
I'm cutting down on sweets.
begynn å lære
Şekerlemeyi azaltıyorum.
I'm dying for a cold drink.
begynn å lære
Soğuk bir içecek için can atıyorum.
I'm dying to see my mother.
begynn å lære
Annemi görmek için can atıyorum.
I'm excited about the move.
begynn å lære
Hareket hakkında heyecanlıyım.
I'm from Fukuoka in Kyushu.
begynn å lære
Ben Kyushu'da Fukuoka'lıyım.
I'm glad that you can come.
begynn å lære
Gelebilmene memnun oldum.
I'm going fishing with him.
begynn å lære
Ben onunla birlikte balık tutmaya gidiyorum.
I'm going to buy a new car.
begynn å lære
Yeni bir araba satın alacağım.
I'm going to rock the boat.
begynn å lære
İşleri karıştıracağım.
I'm happy to see you again.
begynn å lære
Seni tekrar gördüğüm için mutluyum.
I'm immediately behind her.
begynn å lære
Onun hemen arkasındayım.
I'm just about to check in.
begynn å lære
Tam giriş yapmak üzereyim.
I'm listening to the radio.
begynn å lære
Radyo dinliyorum.
I'm listening to this band.
begynn å lære
Ben bu grubu dinliyorum.
I'm looking at that flower.
begynn å lære
Şu çiçeğe bakıyorum.
I'm looking for an old man.
begynn å lære
Yaşlı bir adam arıyorum.
I'm not used to spicy food.
begynn å lære
Baharatlı yiyeceğe alışkın değilim.
I'm on good terms with him.
begynn å lære
Onunla aram iyi.
I'm satisfied with my work.
begynn å lære
Ben işimden memnunum.
I'm saving money for a car.
begynn å lære
Bir araba için tasarruf yapıyorum.
I'm sorry about my mistake.
begynn å lære
Hatam hakkında üzgünüm.
I'm sorry my father is out.
begynn å lære
Üzgünüm babam dışarıda.
I'm sorry to interrupt you.
begynn å lære
Sözünüzü kestiğim için üzgünüm.
I'm still in love with you.
begynn å lære
Sana hala aşığım.
I'm studying art at school.
begynn å lære
Okulda sanat eğitimi yapıyorum.
I'm studying English drama.
begynn å lære
İngilizce tiyatro eğitimi alıyorum.
I'm sure that he is clever.
begynn å lære
Onun akıllı olduğundan eminim.
I'm very glad to hear that.
begynn å lære
Onu duyduğuma memnun oldum.
I'm very happy to meet you.
begynn å lære
Seninle tanıştığım içi mutluyum.
I'm very sleepy today, too.
begynn å lære
Bu gün de çok uykuluyum.
I'm working for McDonald's.
begynn å lære
McDonald's için çalışıyorum.
I've been in New York once.
begynn å lære
New York'ta bir kez bulundum.
I've been to the dentist's.
begynn å lære
Diş hekiminde idim.
I've been told to help you.
begynn å lære
Sana yardım etmem söylendi.
I've been very busy lately.
begynn å lære
Son zamanlarda çok meşgulüm.
I've come here to help you.
begynn å lære
Sana yardım etmek için buraya geldim.
I've got a pain in my side.
begynn å lære
Yan tarafımda bir ağrı var.
I've got to catch some Z's.
begynn å lære
Biraz uyumalıyım.
I've had enough, thank you.
begynn å lære
Yeterince aldım, teşekkür ederim.
I've heard a lot about you.
begynn å lære
Sizin hakkınızda çok şey duydum.
I've just been to the bank.
begynn å lære
Az önce bankadaydım.
I have just finished my work.
begynn å lære
İşimi az önce bitirdim.
I've just finished packing.
begynn å lære
Az önce paketlemeyi bitirdim.
I've left my watch at home.
begynn å lære
Saatimi evde bıraktım.
I've lost interest in golf.
begynn å lære
Golfe olan ilgimi kaybettim.
I've made up my mind to go.
begynn å lære
Gitmeye karar verdim.
I've never seen a real cow.
begynn å lære
Gerçek bir inek görmedim.
I've often heard about you.
begynn å lære
Senin hakkında sık sık duydum.
I've read both these books.
begynn å lære
Heriki kitabı da okudum.
If we hurry, we'll make it.
begynn å lære
Acele edersek, onu yaparız.
In 1917, Europe was at war.
begynn å lære
1917 de, Avrupa savaştaydı.
In my opinion, he is wrong.
begynn å lære
Bence, o hatalı.
Is eating raw pumpkin safe?
begynn å lære
Çiğ kabak yemek güvenli midir?
Is eating whale meat wrong?
begynn å lære
Balina eti yemek hata mıdır?
Is he in favor of the plan?
begynn å lære
O, planı destekliyor mu?
Is one thousand yen enough?
begynn å lære
Bin yen yeterli midir?
Is ten thousand yen enough?
begynn å lære
On bin yen yeterli mi?
Is that a cow or a buffalo?
begynn å lære
O bir inek mi yoksa bizon mu?
Is that dog male or female?
begynn å lære
O köpek erkek mi yoksa dişi mi?
Is that what you have mind?
begynn å lære
Aklınızda olan o mudur?
Is the mouse dead or alive?
begynn å lære
Fare ölü mü yoksa canlı mı?
Is the snake alive or dead?
begynn å lære
Yılan diri mi yoksa ölü mü?
Is the snake alive or dead?
begynn å lære
Yılan sağ mı yoksa ölü mü?
Is the snake alive or dead?
begynn å lære
Yılan yaşıyor mu yoksa öldü mü?
Is there a doctor on board?
begynn å lære
Gemide bir doktor var mı?
Is there a handling charge?
begynn å lære
Teslim giderleri var mı?
Is this word in common use?
begynn å lære
Bu kelime yaygın olarak kullanılıyor mu?
Is this your tape recorder?
begynn å lære
Bu senin teybin mi?
Is your uncle still abroad?
begynn å lære
Amcan hala yurtdışında mı?
Isn't that an English book?
begynn å lære
O, bir İngilizce kitap değil mi?
Isn't that skirt too short?
begynn å lære
O etek çok kısa değil mi?
It almost never rains here.
begynn å lære
Burada neredeyse hiç yağmur yağmaz.
It happened near the house.
begynn å lære
O, evin yanında oldu.
It happened quite recently.
begynn å lære
O, oldukça yakın zamanda oldu.
It hardly ever rains there.
begynn å lære
Orada neredeyse hiç yağmur yağmaz.
It has become quite common.
begynn å lære
O, oldukça yaygın olmuştur.
It has snowed for two days.
begynn å lære
İki gün boyunca kar yağdı.
It is a nice day, isn't it?
begynn å lære
Güzel bir gün, değil mi?
It is a pleasant day today.
begynn å lære
Bugün hoş bir gün.
It is five minutes to nine.
begynn å lære
Saat dokuza beş var.
It is fun to play baseball.
begynn å lære
Beyzbol oynamak eğlencelidir.
It is getting dark outside.
begynn å lære
Dışarda hava kararıyor.
It is getting on my nerves.
begynn å lære
O, sinirlerimi bozuyor.
It is good to get up early.
begynn å lære
Erken kalkmak iyidir.
It is just half past seven.
begynn å lære
Saat tam yedi buçuk.
It is likely to rain again.
begynn å lære
Muhtemelen tekrar yağmur yağacak.
It is likely to rain today.
begynn å lære
Bugün muhtemelen yağmur yağacak.
It is long way to the town.
begynn å lære
O kasabaya giden uzun yoldur.
It is raining all the time.
begynn å lære
Her zaman yağmur yağıyor.
It is raining hard tonight.
begynn å lære
Bu gece şiddetli yağmur yağıyor.
It is time that you got up.
begynn å lære
Kalkma zamanın geldi de geçti.
It is time to go to school.
begynn å lære
Okula gitme zamanı.
It is too hot to stay here.
begynn å lære
Burası kalmak için çok sıcak.
It is wrong to steal money.
begynn å lære
Para çalmak yanlıştır.
It kept raining for a week.
begynn å lære
Bir hafta boyunca yağmur yağmaya devam etti.
It lasted for twenty years.
begynn å lære
O yirmi yıl sürdü.
It makes little difference.
begynn å lære
O, küçük bir fark yaratır.
It may rain in the evening.
begynn å lære
Akşam yağmur yağabilir.
It may rain this afternoon.
begynn å lære
Bu öğleden sonra yağmur yağabilir.
It may snow in the evening.
begynn å lære
Bu akşam kar yağabilir.
It rained during the night.
begynn å lære
Gece boyunca yağmur yağdı.
It seemed that he was fine.
begynn å lære
O, iyi gibi görünüyordu.
It seemed that he was sick.
begynn å lære
O, hasta gibi görünüyordu.
It seems that Jack is sick.
begynn å lære
Jack hasta görünüyor.
It seems that she is happy.
begynn å lære
O, mutlu gibi görünüyor.
It seems to be clearing up.
begynn å lære
Aydınlanıyor gibi görünüyor.
It was a great shock to me.
begynn å lære
O benim için büyük bir şoktu.
It was a strange situation.
begynn å lære
O, tuhaf bir durumdu.
It was a terrible accident.
begynn å lære
O, korkunç bir kazaydı.
It was here that I saw her.
begynn å lære
Onu gördüğüm yer burasıydı.
It was nice and cool there.
begynn å lære
Orada hava güzel ve serindi.
It was pitch black outside.
begynn å lære
Dışarısı zifiri karanlıktı.
It wasn't much of a bridge.
begynn å lære
Büyük bir köprü değildi.
It wasn't much of a debate.
begynn å lære
Büyük bir tartışma değildi.
It will be cloudy tomorrow.
begynn å lære
Yarın hava bulutlu olacak.
It's 4:30 in the afternoon.
begynn å lære
Saat öğleden sonra 4:30'dur.
It's a fact you can't deny.
begynn å lære
Bu inkar edemeyeceğin bir gerçektir.
It's about time for dinner.
begynn å lære
Yaklaşık akşam yemeği zamanı.
It's about time you got up.
begynn å lære
Yaklaşık kalkma zamanı.
It's been nice meeting you.
begynn å lære
Seninle tanışmak hoştu.
It's easier said than done.
begynn å lære
Söylemek yapmaktan daha kolaydır.
It's easy to work in jeans.
begynn å lære
Kot pantolonla çalışmak kolaydır.
It's even very cold in May.
begynn å lære
Mayısta bile hava çok soğuk.
It's fun to watch the race.
begynn å lære
Yarışı izlemek eğlenceli.
It's just a little further.
begynn å lære
O sadece biraz daha uzak.
It is just your imagination.
begynn å lære
O sadece sizin kuruntunuz.
It's much too cold to swim.
begynn å lære
Yüzmek için hava çok soğuk.
It's my turn to drive next.
begynn å lære
Gelecek sefer sürme sırası benim.
It's next to that building.
begynn å lære
O, o binaya bitişiktir.
It's none of your business.
begynn å lære
Seni ilgilendirmez.
It's rather cold for April.
begynn å lære
Nisan ayına göre hava oldukça soğuk.
It's time to hit the books.
begynn å lære
Şimdi kitaplardan öğrenme zamanıdır.
Jackson stayed for a while.
begynn å lære
Jackson bir süre kaldı.
Jane calls a spade a spade.
begynn å lære
Jane dobra dobra konuşur.
Jane calls a spade a spade.
begynn å lære
Jane açıkça konuşur.
Jane is in serious trouble.
begynn å lære
Jane'in başı ciddi belada.
Jane is in serious trouble.
begynn å lære
Jane'in ciddi bir sorunu var.
Jane will get straight A's.
begynn å lære
Jane doğrudan A alacaktır.
Japan is an island country.
begynn å lære
Japonya bir ada ülkesidir.
Jim got down from the tree.
begynn å lære
Jim ağaçtan indi.
Jim is watering the garden.
begynn å lære
Jim bahçeyi suluyor.
Jim kicks a ball very well.
begynn å lære
Jim bir topa çok iyi vurur.
Jim likes to play the drum.
begynn å lære
Jim davul çalmayı seviyor.
John and I are old friends.
begynn å lære
John ve ben eski arkadaşız.
John can't play the guitar.
begynn å lære
John gitar çalamaz.
John hates me and it shows.
begynn å lære
John benden nefret ediyor ve o gösteriyor.
John is having a good time.
begynn å lære
John iyi vakit geçiriyor.
John is interested in golf.
begynn å lære
John golf ile ilgileniyor.
John is my younger brother.
begynn å lære
John benim küçük erkek kardeşim.
John is wrestling with Tom.
begynn å lære
John Tom'la güreşiyor.
John stared at the picture.
begynn å lære
John resme baktı.
Just step right over there.
begynn å lære
Sadece oraya doğru bir adım atın.
Karen is not angry with me.
begynn å lære
Karen, bana kızgın değil.
Kate is majoring in German.
begynn å lære
Kate asıl branş olarak Almancayı alıyor.
Ken is busy this afternoon.
begynn å lære
Ken bu öğleden sonra meşgul.
Ken plays soccer every day.
begynn å lære
Ken her gün futbol oynar.
Ken was in Japan last year.
begynn å lære
Ken, geçen yıl Japonya'da idi.
Kim and I are the same age.
begynn å lære
Kim ve ben aynı yaştayız.
Kim's smile was very sweet.
begynn å lære
Kim'in gülümsemesi çok tatlıydı.
Kumi is playing tennis now.
begynn å lære
Kumi, şimdi tenis oynuyor.
Kumiko runs as fast as Tom.
begynn å lære
Kumiko Tom kadar hızlı koşar.
Large cars use lots of gas.
begynn å lære
Büyük arabalar çok yakıt kullanırlar.
Learn these names by heart.
begynn å lære
Bu isimleri ezbere öğren.
Leave me a message, please.
begynn å lære
Bana bir mesaj bırak lütfen.
Lend me some books to read.
begynn å lære
Okumak için bana bazı kitaplar ödünç ver.
Let me buy you another one.
begynn å lære
Sana bir tane daha alayım.
Let me carry your suitcase.
begynn å lære
Valizini taşıyayım.
Let me do my work in peace.
begynn å lære
İşimi barış içinde yapmama izin verin.
Let Tom do that by himself.
begynn å lære
Tom onu yalnız başına yapsın.
Let's call the dog Skipper.
begynn å lære
Köpeğe Skipper diyelim.
Let's check that shop, too.
begynn å lære
O dükkanı da kontrol edelim.
Let's do this first of all.
begynn å lære
Herşeyden önce bunu yapalım.
Let's drink to his success.
begynn å lære
Onun başarısına içelim.
Let's eat out for a change.
begynn å lære
Değişiklik olması için dışarıda yiyelim.
Let's eat out this evening.
begynn å lære
Bu akşam dışarıda yiyelim.
Let's finish it right away.
begynn å lære
Onu derhal bitirelim.
Let's finish up in a hurry.
begynn å lære
Çabucak bitirelim.
Let's get off the bus here.
begynn å lære
Burada otobüsten inelim.
Let's get together tonight.
begynn å lære
Bu gece birlikte olalım.
Let's have a party tonight.
begynn å lære
Bu gece bir parti verelim.
Let's listen to some music.
begynn å lære
Biraz müzik dinleyelim.
Let's put up our tent here.
begynn å lære
Çadırımızı buraya kuralım.
Let's split the bill today.
begynn å lære
Bugün hesabı bölüşelim.
Let's stop and take a rest.
begynn å lære
Duralım ve dinlenelim.
Let's talk over the matter.
begynn å lære
Madde üzerinde konuşalım.
Let's talk over the matter.
begynn å lære
Konu üzerinde konuşalım.
Let's turn and go back now.
begynn å lære
Şimdi dönelim ve geri gidelim.
Lie down on your left side.
begynn å lære
Sol tarafına uzan.
Lightning can be dangerous.
begynn å lære
Yıldırım tehlikeli olabilir.
Lightning struck the tower.
begynn å lære
Yıldırım kuleyi vurdu.
Lincoln himself was silent.
begynn å lære
Lincoln kendini sessizdi.
Lincoln repeated the words.
begynn å lære
Lincoln sözlerini tekrarladı.
Lincoln was not well-known.
begynn å lære
Lincoln iyi tanınmıyordu.
Linda stuck her tongue out.
begynn å lære
Linda, dilini dışarı çıkardı.
Long skirts are in fashion.
begynn å lære
Uzun etekler moda.
Look at that shooting star.
begynn å lære
Şu film yıldızına bak.
Look at the map on page 25.
begynn å lære
Sayfa yirmi beşteki haritaya bak.
Look at those black clouds.
begynn å lære
Şu siyah bulutlara bak.
Make a copy of this report.
begynn å lære
Bu raporun bir kopyasını alın.
Make good use of your time.
begynn å lære
Zamanınızı iyi kullanın.
Many of the dogs are alive.
begynn å lære
Köpeklerin çoğu yaşıyor.
Many people became Mormons.
begynn å lære
Birçok insan Mormon oldu.
Marconi invented the radio.
begynn å lære
Marconi radyoyu icat etti.
Mariko speaks English well.
begynn å lære
Mariko İngilizceyi güzel konuşur.
Mary is a very pretty girl.
begynn å lære
Mary çok güzel bir kız.
Mary is helping her mother.
begynn å lære
Mary annesine yardım ediyor.
Mary is Tom's older sister.
begynn å lære
Mary Tom'un ablasıdır.
Mary is Tom's stepdaughter.
begynn å lære
Mary Tom'un üvey kızıdır.
Mary looks like her mother.
begynn å lære
Mary annesine benziyor.
Mary spoke Japanese slowly.
begynn å lære
Mary Japonjayı yavaşça konuştu.
Mary spoke Japanese slowly.
begynn å lære
Mary yavaşça Japonca konuştu.
Mary swims as fast as Jack.
begynn å lære
Mary Jack kadar hızlı yüzer.
May I ask which you prefer?
begynn å lære
Hangisini tercih ettiğini sorabilir miyim?
May I call on you some day?
begynn å lære
Ben, bir gün sizi ziyaret edebilir miyim?
May I come and see you now?
begynn å lære
Şimdi gelip sizi görebilir miyim.
May I give you some advice?
begynn å lære
Sana biraz tavsiye verebilir miyim?
May I have a bus route map?
begynn å lære
Bir otobüs güzergahı haritası alabilir miyim?
May I have your birth date?
begynn å lære
Doğum tarihinizi alabilir miyim?
May I invite you to dinner?
begynn å lære
Ben sizi akşam yemeğine davet edebilir miyim?
Mayuko argued for the plan.
begynn å lære
Mayuko planı savundu.
Mayuko had a strange dream.
begynn å lære
Mayuko garip bir rüya gördü.
Meg didn't even look at me.
begynn å lære
Meg bana bakmadı bile.
Meg is preparing breakfast.
begynn å lære
Meg kahvaltı hazırlanıyor.
Men like to look masculine.
begynn å lære
Erkekler erkeksi görünmek isterler.
Mike goes to school by bus.
begynn å lære
Mike okula otobüsle gider.
Mike goes to school by bus.
begynn å lære
Mike otobüsle okula gider.
Milk is a popular beverage.
begynn å lære
Süt popüler bir içecektir.
Money cannot buy happiness.
begynn å lære
Para mutluluğu satın alamaz.
Money has changed his life.
begynn å lære
Para onun hayatını değiştirdi.
Most cars have clear glass.
begynn å lære
Çoğu arabanın şaffaf camı var.
Most people were satisfied.
begynn å lære
Birçok kişi memnundu.
Motorcycles are very cheap.
begynn å lære
Motorsikletler çok ucuz.
Music makes our life happy.
begynn å lære
Müzik yaşamımızı mutlu eder.
My aunt has three children.
begynn å lære
Halamın üç çocuğu var.
My aunt has three children.
begynn å lære
Teyzemin üç çocuğu var.
My aunt lived a happy life.
begynn å lære
Teyzem mutlu bir hayat yaşadı.
My bicycle has a flat tire.
begynn å lære
Benim bisikletim kabak bir lastiğe sahip.
My birthday is coming soon.
begynn å lære
Benim doğum günüm yaklaşıyor.
My birthday is in November.
begynn å lære
Benim doğum günüm Kasım ayında.
My birthday is on March 22.
begynn å lære
Benim doğum günüm 22 Martta.
My boss will not say 'yes'.
begynn å lære
Patronum 'evet' demeyecek.
My brother can drive a car.
begynn å lære
Erkek kardeşim bir araba sürebilir.
My brother works in a bank.
begynn å lære
Erkek kardeşim bir bankada çalışmaktadır.
My car is at your disposal.
begynn å lære
Benim arabam emrinize amade.
My college has a dormitory.
begynn å lære
Benim üniversitenin bir yurdu var.
My university has dormitories.
begynn å lære
Benim üniversitemin yurtları var.
My daughter is fast asleep.
begynn å lære
Kızım derin uykuda.
My dog is wagging his tail.
begynn å lære
Benim köpek kuyruğunu sallıyor.
My father drives very well.
begynn å lære
Babam iyi araba sürer.
My father is a businessman.
begynn å lære
Babam bir iş adamıdır.
My father is busy just now.
begynn å lære
Babam şu anda meşgul.
My father must do the work.
begynn å lære
Babam işi yapmalı.
My father stopped drinking.
begynn å lære
Babam içmeyi bıraktı.
My father works for a bank.
begynn å lære
Babam bir banka için çalışıyor.
My hair has grown too long.
begynn å lære
Saçım çok uzadı.
My hobby is reading comics.
begynn å lære
Hobim çizgi roman okumaktır.
My hobby is reading novels.
begynn å lære
Benim hobim roman okumaktır.
My house is in the suburbs.
begynn å lære
Benim evim banliyölerde.
My job is teaching English.
begynn å lære
Benim işim İngilizce öğretmektir.
My knife has lost its edge.
begynn å lære
Benim bıçak köreldi.
My letter made Susie angry.
begynn å lære
Benim mektup Susie'yi kızdırdı.
My mother is making a cake.
begynn å lære
Annem bir pasta yapıyor.
My mother lives by herself.
begynn å lære
Anne tek başına yaşıyor.
My niece is a serious girl.
begynn å lære
Yiğenim ciddi bir kızdır.
My old car brought me $100.
begynn å lære
Benim eski arabam bana 100 dolar getirdi.
My parents let me go there.
begynn å lære
Ebeveynlerim oraya gitmeme izin verdi.
My sister has a nice piano.
begynn å lære
Kız kardeşimin hoş bir piyanosu var.
My sister is a good typist.
begynn å lære
Kız kardeşim iyi bir daktilocu.
My sister is fond of music.
begynn å lære
Kız kardeşim müziğe meraklıdır.
My sister is fond of music.
begynn å lære
Ablam müziğe meraklıdır.
My sister married a doctor.
begynn å lære
Kızkardeşim bir doktorla evlendi.
My son entered high school.
begynn å lære
Oğlum yüksek okula girdi.
My son is taller than I am.
begynn å lære
Oğlum benden daha uzun boylu.
My uncle gave me a present.
begynn å lære
Amcam bana bir hediye verdi.
My uncle gave me the watch.
begynn å lære
Amcam bana saat verdi.
My uncle lives in New York.
begynn å lære
Amcam New York'ta yaşıyor.
My work is almost finished.
begynn å lære
İşim hemen hemen bitti.
Nancy looks like my sister.
begynn å lære
Nancy kız kardeşime benziyor.
Neither of them seemed old.
begynn å lære
Onlardan hiç biri yaşlı görünmüyordu.
Neither side would give up.
begynn å lære
Hiç bir taraf vazgeçmedi.
New York is worth visiting.
begynn å lære
New York ziyaret etmeye değer.
No one is too old to learn.
begynn å lære
Hiç kimse öğrenmek için çok yaşlı değildir.
No one knows his real name.
begynn å lære
Hiç kimse onun gerçek adını bilmiyor.
No one trusts him any more.
begynn å lære
Artık ona hiç kimse güvenmiyor.
Nobody lives in this house.
begynn å lære
Bu evde hiç kimse yaşamıyor.
Nobody there knew him well.
begynn å lære
Oradaki hiç kimse onu iyi tanımıyordu.
None of the money is yours.
begynn å lære
Paranın hiçbiri sizin değil.
Not everyone can be a poet.
begynn å lære
Herkes şair olamaz.
Now is the time for action.
begynn å lære
Şimdi eylem zamanı.
Now let's get down to work.
begynn å lære
Şimdi çalışmaya başlayalım.
Oh, don't worry about that.
begynn å lære
Oh, o konuda endişelenmeyin.
Old people deserve respect.
begynn å lære
Yaşlı insanlar saygıyı hakediyor.
One should do one's duties.
begynn å lære
İnsan görevlerini yapmalıdır.
Only you can carry the bag.
begynn å lære
Çantayı sadece siz taşıyabilirsiniz.
Osamu Dazai killed himself.
begynn å lære
Osamu Dazai kendini öldürdü.
Our boss is hard to please.
begynn å lære
Patronumuzu memnun etmek zordur.
Our school is 80 years old.
begynn å lære
Okulumuz seksen yaşında.
Our teacher lives close by.
begynn å lære
Bizim öğretmen yakında yaşıyor.
Our train stopped suddenly.
begynn å lære
Bizim tren aniden durdu.
Parking is prohibited here.
begynn å lære
Burada parketme yasaktır.
Pass me the butter, please.
begynn å lære
Yağı bana uzat lütfen.
Pass me the salt, will you?
begynn å lære
Lütfen bana tuzu uzatırmısın?
Physics is my weak subject.
begynn å lære
Fizik benim zayıf dersim.
Pierce was elected in 1852.
begynn å lære
Pierce 1852 yılında seçildi.
Please be quiet, everybody.
begynn å lære
Lütfen herkes sessiz olsun.
Please beat the rug, first.
begynn å lære
Lütfen ilk önce halıyı temizle.
Please book a room for her.
begynn å lære
Lütfen onun için bir oda ayır.
Please call me at any time.
begynn å lære
Lütfen istediğiniz zaman beni arayın.
Please don't speak so fast.
begynn å lære
Lütfen çok hızlı konuşma.
Please eat only soft foods.
begynn å lære
Lütfen sadece yumuşak yiyecekler ye.
Please find me my overcoat.
begynn å lære
Lütfen bana paltomu bul.
Please give me a hamburger.
begynn å lære
Lütfen bana bir hamburger verin.
Please give me some coffee.
begynn å lære
Lütfen bana biraz kahve ver.
Please go to San Francisco.
begynn å lære
Lütfen San Francisco'ya git.
Please introduce me to her.
begynn å lære
Lütfen beni onunla tanıştır.
Please let me try the game.
begynn å lære
Lütfen oyunu denememe izin verin.
Please lie on your stomach.
begynn å lære
Lütfen karnınızın üstüne yatın.
Please pay at the register.
begynn å lære
Lütfen kasaya ödeyin.
Please pay at this counter.
begynn å lære
Lütfen bu kasada ödeyin.
Please send me a catalogue.
begynn å lære
Lütfen bana bir katalog gönder.
Please show it to me again.
begynn å lære
Lütfen onu bana tekrar göster.
Please show me another one.
begynn å lære
Lütfen bana başka bir tane daha gösterin.
Please sign your name here.
begynn å lære
Lütfen burayı imzalayın.
Please take off your shirt.
begynn å lære
Lütfen gömleğini çıkar.
Please take off your shoes.
begynn å lære
Lütfen ayakkabılarınızı çıkarın.
Please think nothing of it.
begynn å lære
Lütfen onunla ilgili birşey düşünmeyin.
Please turn down the radio.
begynn å lære
Lütfen radyonun sesini kıs.
Please wake me up at seven.
begynn å lære
Lütfen beni yedide uyandır.
Please write with a pencil.
begynn å lære
Lütfen bir kurşun kalemle yaz.
Pork doesn't agree with me.
begynn å lære
Pork benimle aynı fikirde değil.
Probably he will come soon.
begynn å lære
Muhtemelen yakında gelecek.
Put in a little more sugar.
begynn å lære
Biraz daha şeker koyun.
Put some salt on your meat.
begynn å lære
Etinin üzerine biraz tuz koy.
Radio is a great invention.
begynn å lære
Radyo büyük bir buluş.
Read after me all together.
begynn å lære
Benden sonra hep birlikte okuyun.
Rome wasn't built in a day.
begynn å lære
Roma bir günde yapılmadı.
Roosevelt kept his promise.
begynn å lære
Roosevelt sözünü tuttu.
Saddam rejected the demand.
begynn å lære
Saddam talebi reddetti.
Sam went skiing in January.
begynn å lære
Sam, Ocak ayında kayak yapmaya gitti.
Santa Ana begged for mercy.
begynn å lære
Santa Ana merhamet için yalvardı.
See the footnote on page 5.
begynn å lære
Sayfa beşteki dipnota bakın.
See you tomorrow at school.
begynn å lære
Yarın okulda görüşürüz.
Shall we take this outside?
begynn å lære
Bunu dışarı götürelim mi?
She abandoned her children.
begynn å lære
O çocuklarını terk etti.
She abandoned her children.
begynn å lære
O, çocuklarını terketti.
She abstains from drinking.
begynn å lære
O içkiden uzak duruyor.
She acted like a real baby.
begynn å lære
O, gerçek bir bebek gibi davrandı.
She advised me to go there.
begynn å lære
O, oraya gitmemi tavsiye etti.
She allegedly murdered him.
begynn å lære
İddiaya göre onu o öldürdü.
She always walks to school.
begynn å lære
O, her zaman okula yürür.
She and I are the same age.
begynn å lære
O ve ben aynı yaştayız.
She asked him to marry her.
begynn å lære
O, ona onunla evlenmesini rica etti.
She asked me how old I was.
begynn å lære
O bana kaç yaşında olduğumu sordu.
She asked me to bring them.
begynn å lære
O benden onları getirmemi rica etti.
She beckoned me to come in.
begynn å lære
O bana içeri girmem için işaret etti.
She bought a loaf of bread.
begynn å lære
O, bir somun ekmek aldı.
She bought a pair of boots.
begynn å lære
O, bir çift çizme aldı.
She bought a shirt for him.
begynn å lære
Onun için bir gömlek satın aldı.
She bought a yard of cloth.
begynn å lære
O bir yarda kumaş satın aldı.
She bought an album for me.
begynn å lære
O, benim için bir albüm satın aldı.
She called while I was out.
begynn å lære
O, ben dışardayken aradı.
She came across the street.
begynn å lære
O, caddeyi geçti.
She came back before eight.
begynn å lære
O, sekizden önce geri geldi.
She can both ski and skate.
begynn å lære
O hem kayak hem paten yapabilir.
She can speak Spanish well.
begynn å lære
O, İspanyolcayı iyi konuşabilir.
She cannot have told a lie.
begynn å lære
O yalan söylemiş olamaz.
She cared for the children.
begynn å lære
Çocuklara o baktı.
She decided to be a doctor.
begynn å lære
O bir doktor olmaya karar verdi.
She devoted herself to him.
begynn å lære
O, kendini ona adadı.
She did not come until two.
begynn å lære
O, ikiye kadar gelmedi.
She didn't have much money.
begynn å lære
Onun çok parası yoktu.
She didn't know what to do.
begynn å lære
O ne yapacağını bilmiyordu.
She didn't seem interested.
begynn å lære
O, ilgili görünmüyordu.
She didn't want him to die.
begynn å lære
O, onun ölmesini istemiyordu.
She divorced him last year.
begynn å lære
O, geçen yıl ondan boşandı.
She doesn't believe in God.
begynn å lære
O, Tanrıya inanmaz.
She doesn't care for sushi.
begynn å lære
O suşi istemiyor.
She drives an imported car.
begynn å lære
O ithal bir araç sürer.
She fell into a deep sleep.
begynn å lære
O, derin bir uykuya daldı.
She felt her knees tremble.
begynn å lære
O, dizlerinin titrediğini hissetti.
She felt hurt at his words.
begynn å lære
O, onun sözlerinden incindi.
She felt very bad that day.
begynn å lære
O, o gün çok kötü hissetti.
She forced him to sit down.
begynn å lære
Oturması için onu zorladı.
She forgot to feed her dog.
begynn å lære
O, köpeğini beslemeyi unuttu.
She gave him a tender kiss.
begynn å lære
O, onu şefkatle öptü.
She gave him mixed signals.
begynn å lære
O, ona karışık sinyaller verdi.
She gave me a strange look.
begynn å lære
O bana tuhaf bir şekilde baktı.
She gave us a vague answer.
begynn å lære
O bize belirsiz bir yanıt verdi.
She goes to school on foot.
begynn å lære
O, okula yaya gider.
She got no answer from him.
begynn å lære
O, ondan bir cevap almadı.
She got the money from him.
begynn å lære
O, parayı ondan aldı.
She greeted him cheerfully.
begynn å lære
O, onu neşeyle selamladı.
She gripped my arm tightly.
begynn å lære
O, kolumu sıkıca kavradı.
She had a clear conscience.
begynn å lære
Onun açık bir bilinci vardı.
She had an early breakfast.
begynn å lære
O, erken bir kahvaltı yaptı.
She had her hair cut short.
begynn å lære
O, saçını kısa kestirdi.
She had her handbag stolen.
begynn å lære
O el çantasını çaldırdı.
She had to accept her fate.
begynn å lære
O, kaderini kabul etmek zorunda kaldı.
She had to accept her fate.
begynn å lære
O kaderi kabul etmek zorunda kaldı.
She handed in a blank test.
begynn å lære
O, boş bir test teslim etti.
She has a brilliant future.
begynn å lære
O parlak bir geleceğe sahiptir.
She has a passion for cake.
begynn å lære
Onun pasta tutkusu var.
She has a rose in her hand.
begynn å lære
Onun elinde bir gülü vardı.
She has a sense of fashion.
begynn å lære
Onun bir moda duygusu var.
She has a very good figure.
begynn å lære
Onun çok iyi bir figürü var.
She has just turned twelve.
begynn å lære
O, sadece onikiye girdi.
She has just turned twenty.
begynn å lære
O henüz yirmiye girdi.
She has long arms and legs.
begynn å lære
Onun uzun kolları ve bacakları var.
She has many handkerchiefs.
begynn å lære
Onun birçok mendili var.
She has no one to speak to.
begynn å lære
Onun konuşacak hiç kimsesi yok.
She has no sense of beauty.
begynn å lære
Onun güzellik duygusu yoktur.
She has two thousand books.
begynn å lære
Onun ikibin kitabı var.
She held him by the sleeve.
begynn å lære
O, onu kolundan tuttu.
She helped him tie his tie.
begynn å lære
Ona kravatını bağlaması için yardımcı oldu.
She ignores him completely.
begynn å lære
O, onu tamamen görmezden geliyor.
She insisted on helping me.
begynn å lære
O, bana yardım etmek için ısrar etti.
She intends to play tennis.
begynn å lære
O, tenis oynamaya niyetlidir.
She invited me to her home.
begynn å lære
Beni evine davet etti.
She is a very good teacher.
begynn å lære
O çok iyi bir öğretmendir.
She is a very refined lady.
begynn å lære
O, çok klas bir bayan.
She is a well-known singer.
begynn å lære
O, iyi tanınmış bir şarkıcıdır.
She is always hard at work.
begynn å lære
O, iş yerinde her zaman katıdır.

Du må logge inn for å legge inn en kommentar.